Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Birliği Komisyonu’nun her yıl Türkiye’nin mevcut fotoğrafını “mercek altına” alan ilerleme raporu dün yayımlandı. AB Komisyonu’nun dün yayımladığı ilerleme raporunda, Doğan Medya Grubu’na yönelik vergi cezasına geniş yer ayrıldı. AB Komisyonu Temsilcisi Olli Rehn, bu cezayı “siyasi yaptırım amaçlı” olarak niteledi ve “ciddi kaygı duyuyoruz” dedi. Komisyonun raporunda konu, “basın özgürlüğü” ve “adli sorun” olarak ele alındı. Olli Rehn’in dün düzenlediği basın toplantısında bu konu gündeme geldi ve bu ceza konusundaki düşünceleri soruldu. Olli Rehn, basın özgürlüğü konusunun “hukuk devleti” ve “Kopenhag Kiterleri” bağlamında düşünülmesi “çok ciddiye alınması” gerektiğini söyledi.
Ceza çok büyük
Konunun AB Komisyonu’nun, “Birinci derecedeki kaygısı” olduğunu belirten Rehn, çeşitli önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Diğer Avrupa ülkelerindeki duruma bakarak bir “analiz” yapıldığını belirten Rehn, ortaya çıkan tablonun “kaygı verici” olduğunu belirtti. Rehn şöyle konuştu: “İfade ve basın özgürlüğü ciddiyetle ele alınmalıdır. Tehlikede olan meseleler ciddidir ve tüm hak ve özgürlüklerdir. Bu davayı inceledik ve ciddi kaygılar taşımaktayız. Ceza grubun yıllık kazancından yüksek. Bu ceza o kadar büyük ki, bunun sadece finansal bir ceza değil, aynı zamanda siyasi yaptırım cezası olduğu duygusu veriyor. Bu yüzden Türk yetkililere bu cezanın çok yüksek olduğunu söyledik.”
Yok etme amaçlı
AB İlerleme Raporu’nda Doğan Media Holding’le ilgili “vergi cezası” konusu, basın ve ifade özgürlüğü bölümünde yer aldı. İki ayrı paragrafın ayrıldığı bu bölümde şu görüşler dile getirildi: “Ulusal Medya Grubu Doğan Yayın Holding aleyhine açılmış iki vergi cezası prosedörü mevcuttur. Vergi makamları tarafından dayatılan yüksek rakamlı ceza, karşılaştırıldığında söz konusu grubun ekonomik yaşamını tehdit eder boyuttadır. Bu vergi cezasının, orantılılık ilkeleri ve adalet sorunu çerçevesinde açıklama ihtiyacı gerekmektedir.”
‘Boykot’ yanlıştı
İlerleme Raporu’nun bir başka paragrafında, yine basın özgürlüğü konusu çerçevesinde Başbakan Erdoğan’ın Doğan Medya yayınlarına yönelik “boykot” çağrısı hatırlatıldı. Bu bölümde, “Yüksek siyasi sorumlular, Doğan Medya Holding’in gazete ve TV’lerine yönelik boykot çağrısı yapmışlardır” ifadesi kullanıldı.
Türkiye’nin en kapsamlı darbe girişimi soruşturması
İLERLEME Raporu’nda Ergenekon davası için “ülkedeki demokratik kurumları istikrarsızlaştırmayı hedeflediği iddia edilen bir suç şebekesine yönelik tarihteki en kapsamlı ilk inceleme” ifadesi kullanıldı ve şu ifadelere yer verildi:
“Bu soruşturma, bir darbe teşebbüsünü araştıran ve ülkedeki demokratik kurumları istikrarsızlaştırmayı hedeflediği iddia edilen bir suç şebekesine yönelik tarihteki en kapsamlı ilk inceleme. Ayrıca ülke tarihinde ilk defa bir eski genelkurmay başkanı gönüllü olarak davada şahitlik yaptı.
Sanıkların haklarının korunması konusunda ise endişeler var. Bütün olarak, suç şebekesi olduğu belirtilen Ergenekon soruşturması askeri memurları da kapsayan ciddi suç iddialarına yol açtı. Bu dava, Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişine ve hukukun üstünlüğüne olan güvenin kuvvetlendirilmesi için bir fırsat. Ancak dava sürecinde sanık hakları başta olmak üzere hukuki sürece tam saygı gösterilmesi önemli.”
Koruma kanunu ifade kısıtlıyor
AB Komisyonu’nun raporunda, Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok yasal düzenleme bulunduğunu bildiriyor ve bunlar arasında “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olduğunu söylüyor. AB belgesinde, halkı askerlikten soğutmaya karşı düzenlenen TCK’nın 318’nci maddesi ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanunun da yargılamalar ve mahkumiyetler getirdiği söyleniyor ve “Bu yasal belirsizlik nedeniyle gazeteciler, yazarlar, yayıncılar, siyasetçiler, akademisyenler ve diğerleri soruşturulma, kovuşturulma, yargılanma, mahkumiyet ve hapsedilme riski altındadırlar ve bu nedenle otosansür yapmak zorunda kalabilirler” deniliyor.
Batılılaşmada Atatürk’ü izliyoruz
Olli Rehn, İlerleme Raporunda Atatürk’ü koruma kanununun ifade özgürlüğünü kısıtladığından bahsedilmesinin hatırlatılması üzerine, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan (Mustafa) Kemal Atatürk’e karşı büyük saygım var. Aynı zamanda şu anda Türkiye’de, AB’ye katılım sürecinde icra edilmekte olan Batılı modernleşmenin de kurucusu. O halde AB katılım süreci kapsamında Türkiye’nin batılılaşmasında ve Avrupalılaşmasında biz O’nun adımlarını izliyoruz” diye konuştu.