Güncelleme Tarihi:
Avrupa kıtası genelinde Covid-19 vakalarının endişe verici bir hızla artışa geçmesi, kıtanın dört bir yanındaki hükümetlerin de harekete geçmesine neden oldu. 7 günlük insidans ortalamalarına bakılırsa, şu an dünya üzerindeki her 100 yeni Covid vakasından 59'u bir Avrupa ülkesinde ortaya çıkıyor.
Özellikle, Noel'in yaklaştığı şu günlerde, dördüncü hatta beşinci dalga ihtimali büyük bir ciddiyetle konuşulur hale geldi. Hükümetler peş peşe önlem planlarını açıklıyor.
Bu konuda ilk adımı atan ülke Hollanda. Nüfusunun yüzde 73'ü aşılı olan Hollanda, 13 Kasım'dan itibaren kısmi bir kapanmaya gitti. Ülkede üç hafta süresince bar, restoran ve kritik önemdeki mağazalar 20.00'de, diğer mağazalar ve iş yerleri 18.00'de paydos edecek. Evlerdeki görüşmelerde de misafir sayısı dörtle sınırlandırılacak.
AŞILANMAMIŞLARA YASAK GELDİ
Ancak işi bir adım öteye taşıyıp, aşılanmamış vatandaşlara yönelik kısıtlamaları artıran, böylece hem virüsün yayılmasını kontrol altına almaya hem de aşılama oranını yükseltmeye çalışan ülkeler de var. Bunlardan ilki, son haftalarda günlük yeni vaka sayıları 10 bini aşan Avusturya oldu. Koronavirüs aşısı yaptırmayan Avusturyalılar için geçerli sokağa çıkma kısıtlamaları bu hafta başında büyük bir gürültü kopararak devreye girdi.
Yaklaşık 9 milyon nüfuslu ülkede 2 milyon vatandaşı etkileyeceği açıklanan bu kısıtlamalar kapsamında, aşılama ya da hastalığı geçirme yoluyla Covid-19'a karşı bağışıklık kazanmış olanlar dışında kalan 12 yaş üzeri Avusturyalıların iş, eğitim, zorunlu ihtiyaçlar ve sağlık gerekçeleri dışında sokağa çıkması yasaklandı.
Yasağı ihlal edenlerin düzenli polis kontrolleriyle tespit edileceği ve 1450 euro'luk para cezalarına çarptırılacağı da açıklandı. Bağışıklığı tamam olan kişiler ise herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan hayatlarına rahatlıkla devam edebiliyor.
YASAK ETKİ ETTİ, AŞI KUYRUKLARI OLUŞTU
Avusturya kıtada en düşük aşılama oranına sahip ülkelerden biri. Başbakan Alexander Schallenberg, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, tam aşılılarının oranının yüzde 65'i bile bulmadığını belirtti. Bu durumu "utanç verici" olarak nitelendiren Schallenberg, alınan yasak kararının bu oranı yükseltmeyi amaçladığını söyledi.
İlk etapta 10 gün süreceği açıklanan yasağın üçüncü gününde gelen haberlere bakılırsa, alınan karar insanların aşıya yönelmesinde oldukça etkili oldu.
Telegraph'ın aktardığına göre, 462 binden fazla kişi aşılama merkezlerinin yolunu tuttu. Bu sayının Temmuz 2021'den bu yana Avusturya için en yüksek toplam olduğu belirtiliyor.
Yasak başkent Viyana sokaklarında da oldukça ilginç görüntülere neden oldu. Şehrin her zaman kalabalık olan ünlü kafeleri bomboş kaldı. Schönbrunn Hayvanat Bahçesi'nin bilet gişelerinin önündeki kuyruklar ortadan kayboldu. Diğer yandan şehirdeki aşılama merkezlerinin önünde uzun sıralar oluştu.
HAFTA SONU PROTESTOLAR BEKLENİYOR
Avusturya kamuoyu da yasakla ilgili ikiye bölünmüş durumda.
Telegraph'a konuşan ve adını açıklamayan bir kadın yasağı "aptallık" olarak nitelendirerek, aşısızlara arkadaşlarla görüşme, toplu taşıma kullanma, kapalı mekanlarda eğlenme gibi etkinlikler bağlamında uygulanan kısıtlamaların "çok büyük bir ayrımcılık" olduğunu söyledi. Kadın halen aşılanmak istemediğini ancak hayatına devam edebilmek için bunu yapmak zorunda kaldığını söyledi. Yasak karşıtlarının hafta sonu Viyana'da geniş çaplı protestolar düzenlenmesi için çağrıda bulunduğu da belirtiliyor.
Eric Sturmhoevel ise 12 yaşındaki oğlunu aşı olmaya getirdiğini ancak talep fazlalığı nedeniyle sırada bekledikleri esnada aşının bittiğini anlattı. "Aşılanmamış olanlar bencillik ediyor" diyen Strumhoevel, kendi hatırlatma dozunu da yakında olmayı planladığını söyledi.
Aile üyelerinin aşılanmadığını ve kendisinin aşılanma kararını da onaylamadığını belirten 15 yaşındaki Sarah ise "Bu bizim seçimimiz" derken, aşı olmak için yarım saat sırada beklediğini ve bunu özgürlüğü için yaptığını ifade etti.
"AŞISIZLARIN GERÇEKTEN EVDE KALDIĞINI MI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?"
Diğer yandan kısıtlamaları desteklemekle birlikte geç kalınmış olduğunu düşünenler de var. Bir sosyal bilimci olan Maria, "Toplum aşılılar ve aşısızlar olarak ikiye bölündü. Ama çok geç kalındı. Avusturya'da hiç kimsenin hiçbir hastalığa karşı aşılanmadığı aileler var. Aşılama oranının en düşük ülkelerden biri olacağı nasıl öngörülememiş olabilir?" dedi.
Aşısızların dışarı çıkmasına izin verilen istisnai durumların çokluğunun kısıtlamaları boşa çıkardığı da gelen yorumlar arasında. Diğer yandan bazı kişilerin aşısız olmalarına rağmen yasağı ciddiye almadıkları ve denetimin sınırlı olduğu da söyleniyor.
Örneğin Jasmin Schister isimli bir kadın, "Aşısızların gerçekten evde kaldığını mı düşünüyorsunuz? Son karantinada her yerde polisler vardı, şu an hiç polis görmüyorum" diye konuştu.
ÇEK CUMHURİYETİ VE ALMANYA DA YASAĞA GİDİYOR
Avusturya'da tartışmalar süredursun, kıtanın en büyüğü Almanya ve Çek Cumhuriyeti de komşularının izinden gitmeye hazırlanıyor.
Salı günü 22 bin 479 yeni vakayla son zamanların rekoru kaydedilen Çek Cumhuriyeti'nde, 22 Kasım'dan itibaren restoran, bar gibi mekanlarda ve toplu etkinliklerde aşılanmış ya da Covid-19 geçirmiş olma şartı aranacak; negatif PCR testleri kabul edilmeyecek. Başbakan Andrej Babis, dün akşam yaptığı açıklamada, kararın bugün mecliste onaylanacağını söyledi.
83 milyon nüfuslu Almanya'da ise salı günü 53 binden fazla yeni vaka kaydedildi. 7 günlük ortalamalar da 41 binin üzerine çıktı. Avrupa genelinde vaka sayıları grafiğinin en hızlı yükseldiği ülke olan Almanya da Avusturya'ya benzer şekilde aşısızların hareketlerine sınırlama getirecek.
Almanya'nın federal yapısı, her eyaletin kendi Covid önlemlerini belirlemesine imkân tanıyor. Bu nedenle bazı eyaletlerde oldukça sıkı önlemler uygulanırken, bazı eyaletler daha gevşek kurallar uyguluyor. Bu durum eyaletler arası aşılama oranlarında ve vaka sayılarında da ciddi farklılıklara neden oluyor. Ülke genelindeki aşılama ise yüzde 67 civarında, yeni vakaların büyük çoğunluğu ise güneydeki ve batıdaki eyaletlerde.
BUGÜN MECLİSTE DEĞERLENDİRİLECEK
Diğer yandan 26 Eylül günü yapılan seçimden bu yana Almanya'da halen yeni federal hükümetin kurulamamış olması da ülke genelinde geçerli olacak eylem planlarını zorlaştırıyor. Ne var ki koalisyon görüşmelerini sürdüren üç partinin temsilcileri, ulusal kısıtlamaları bugün meclis gündemine getirecek.
Görüşmelerin kritik isimlerinden, Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Robert Habeck, hafta sonu devlet televizyonu ARD'ye yaptığı açıklamada, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hür Demokrat Parti'nin (FDP) de desteğiyle hazırladıkları ve değerlendirme aşamasında oldukları önlem paketinin "aşısızlara uygulanacak sokağa çıkma yasağı" olarak tabir edilebileceğini söyledi.
3G'NİN KAPSAMI GENİŞLETİLECEK
Yasaklar kapsamında 3G olarak bilinen ve "aşılanmış, iyileşmiş, test yaptırmış" anlamına gelen "geimpft, genesen, getestet" kelimelerinin baş harflerinden meydana gelen sistemin kapsamı genişletilecek.
Halihazırda restoranlar, barlar, sinemalar, eğlence yerleri, spor salonları, spor müsabakaları, yüzme havuzları gibi birçok mekâna girişte uygulanan 3G kurallarının kapsamına toplu taşıma araçları, özel buluşmalar ve benzeri kalabalık ortamların da eklenmesi gündemde.
Saksonya eyaletinde 19 Kasım Cuma gününden itibaren geçerli olması beklenen kısıtlamalar kapsamında, aşısız kişiler kendi hane halkları dışında sadece 1 kişiyle görüşebilecek ve zorunlu haller dışında seyahat edemeyecek.
Yasakların, yataklı tedavi gören hasta sayısının kritik eşik olarak belirlenen 1300'ü geçmesi durumunda otomatik olarak devreye gireceği açıklanmıştı. Sınır geçtiğimiz pazartesi günü aşıldı. Bir anda çok olağanüstü bir düşüş olmadığı takdirde yasağın hayata geçirileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
"BAŞKA TÜRLÜSÜ MÜMKÜN DEĞİL"
Saksonya ve Bavyera eyaletleri halihazırda, restoran, bar, gece kulübü, sinema ve eğlence merkezlerine giriş için aşı kartı gösterilmesini zorunlu tutuyor. Hatta Bavyera'nın başkenti Münih, salı günü aldığı bir kararla Noel pazarını geçen yıl olduğu üzere bu yıl da iptal eden şehirler arasına katıldı. Başkent Berlin'de de 15 Kasım tarihinden itibaren aşısız kişilerin restoran, bar, sinema ve diğer eğlence yerlerine girişi yasaklandı.
Bavyera hükümeti bu kısıtlamaların eyaletlerin ötesine geçip ülke geneline yayılmasını istiyor. Bavyera Başbakanı Markus Söder, yaptığı açıklamada "Nihayetinde iş şuna geliyor: Aşılanmamışlar için bir tür sokağa çıkma yasağı. Başka türlüsü mümkün değil" dedi ve ekledi:
"Yoğun bakım üniteleri ellerinde kendilerini korumaları şansları olan aşısız insanlarla dolu. Biz de İspanya ya da Portekiz gibi hızlı aşılama yapabilseydik, hastanelerimizde bu durum yaşanmazdı. İnsanlar aşılanmadığı takdirde politikacıların yapabileceği bir şey yok."
PORTEKİZ ENDEMİYE GEÇTİ
Söder'in işaret ettiği İspanya ve Portekiz, pandeminin ilk dönemlerinde oldukça ağır tablolar ortaya koymakla birlikte, bu son kış dalgasından en az etkilenen ülkelerin başını çekiyor. Hatta yüzde 86'sı aşılanan ve "aşılanacak kimse kalmadı" yorumları yapılan Portekiz'de Covid'in pandemi durumundan çıkıp endemiye gerilediği de ifade ediliyor.
Diğer yandan aşılamayı hızlandırmak için harekete geçenler sadece Almanya ve Avusturya değil. Örneğin İngiltere Başbakanı Boris Johnson, hafta başında yaptığı açıklamada, iki doz aşılı kişilerde hatırlatma dozunun zorunlu hale getirilebileceğinin işaretini verdi.
Düzenlediği basın toplantısında konuşan Johnson, "Üç doz aşının yani hatırlatma dozunu yaptırmanın önemli bir olgu haline geleceği ve hayatlarınızı her açıdan kolaylaştıracağı ortada. Biz de 'tam aşılı' tanımımızı bunu dikkate alacak şekilde yeniden değerlendirmek zorunda olacağız" dedi.
FRANSA'DA BAKAN "BEŞİNCİ DALGA" DEDİ
Hatırlatma dozu konusunda adım atan bir diğer ülke de Fransa oldu.
Fransa'da yaz aylarından beri, barlara, restoranlara, eğlence mekânlarına ve bazı alışveriş merkezlerine girmek, uçağa binmek ya da uzun mesafe tren yolculuğu yapmak için aşı kartı, negatif PCR sonucu ya da hastalığı geçirmiş olma kanıtı isteniyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen hafta yaptığı açıklamada, 65 yaş üstü vatandaşlar ile riskli gruplarda üçüncü doz aşısını olmayanlara aşı kartı verilmeyeceğini bildirdi. Macron ayrıca hatırlatma dozu aşılarının 50-65 yaş aralığına da açılacağını duyurdu.
Our World in Data verilerine göre, Fransa'nın yaklaşık yüzde 69'u aşılı. Bu düşük aşılama oranı son dönemde vaka sayılarına yansıyor. Bir aydır haftalık yeni vaka sayılarında sürekli yüzde 10'un üzerinde artışlar görünüyor. Hatta Sağlık Bakanı Olivier Veran geçen hafta bir açıklama yaparak, "Şu an yaşamakta olduğumuz durum beşinci dalganın başlangıcı gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.