Güncelleme Tarihi:
“BAŞARILARININ en büyük kaynağı mülteci sorunu. Ama bunun arkasında korku yatıyor. Bu partiler vatandaşlar arasında artan endişeyi körüklüyor. Eğer biz demokrat partiler buna karşı inandırıcı bir model geliştiremezsek, o zaman kaybederiz. Bunu başarmalarına müsaade etmemeliyiz.
İnsanlara, korkularını ciddiye aldığımızı inandırıcı bir biçimde göstermemiz lazım. Avusturya’da FPÖ, Almanya’da AfD gibi demogoglar aslında çözüm getirmiyor. Onların taktiği her şeye cevap bulmak ama hiçbir şeye çözüm göstermemek. ABD’de başkan adayı Trump, İngiltere’de AB’den çıkma taraftarları, Avusturya’da FPÖ, Almanya’da AfD insanlara cennet vadediyor. Biz demokratik partiler sorumluluk taşıyoruz. Onlar gibi boş vaatlerde bulunamayız. Sorunların çok kolay çözüleceğini söyleyemeyiz.”
SİYASET HOLDİNGLER İÇİN Mİ?
“Viyana, Berlin, Brüksel veya başka kentlerde insanların büyük çoğunluğu siyaseti holdinglerin belirlediğine ve siyasetin holdingler için yapıldığına inanıyor. Sosyal statüsünü kaybedecekleri, geriye kalacakları korkusu yaşıyor. Bu konuda bugüne kadar yaptığımız gibi devam edemeyiz. AB bu konuda yeni bir sosyal ajanda geliştirmek zorunda. Uluslararası holdinglerin artan gücüne karşı sosyal standartları getirmeliyiz. İnsanlar böylece ortada kalmayacaklarını, ekonomik çıkarlara araç olmadıklarını görmeleri lazım.”