Güncelleme Tarihi:
ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ilk döneminin travmasının izlerini hâlâ silemeyen Avrupa dejavuya hazırlanıyor. Uluslararası konjonktürün Trump’ın ilk dönemine göre çok daha çalkantılı olması ve daha zorlu sınamalarla karşı karşıya olunması Avrupa’nın işini zorlaştırıyor. Avrupa, Trump’a psikolojik olarak hazır olsa da sahada felç olmuş görüntüsünden kurtulamıyor. Trump’ın yeni dönemde Avrupa’yla savunmadan ticarete pek çok alanda yine ters düşmesine kesin gözüyle bakılıyor.
NATO’DA BASKI ARTAR
Trump ilk göreve geldiğinde en büyük şoku NATO yaşamıştı. Trump’ın yeni dönemde NATO’yla bağları koparmaması ancak Avrupa kanadının savunmaya yönelik katkılarını daha da yükseltmesi için bastırması bekleniyor. NATO’nun Hint-Pasifik bölgesine yönelik angajmanını artırması da Trump’ı memnun edip yatıştıracak adımlardan biri olarak görülüyor. “Trump’a fısıldayan adam” olarak tanınan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin kazan-kazan formülleri üzerinden iyi bir ilişki seviyesi tutturması önemli olacak.
AB’Yİ YİNE ZORLAYABİLİR
Bazı AB diplomatları, Birliğin yeni döneme eskisine oranla daha fazla hazırlandığını ve artık Avrupa’nın ABD’nin küçük kardeşi değil zorlukların üstesinden gelmeye ve değerlerini savunmaya hazır bir yetişkin olduğunu savunsalar da pratikteki durum buna işaret etmiyor. AB’nin Washington’a sesini duyurabilmesi için birleşmiş olması gerekiyor. Bazı AB ülkelerinin Trump’la doğrudan ilişkiyi tercih edecek olması bu olasılığı zayıflatıyor.
KRİTİK KONU UKRAYNA
Avrupa açısından en kritik konulardan biri Ukrayna. Trump, Ukrayna’ya desteği tamamen kesmek yerine şu ana kadar Biden yönetimi ve müttefiklerinin çoğunun uzak durduğu barışa zorlama opsiyonunu masaya taşıyabilir. Ukrayna’da savaş bir şekilde sona erse de bu ülkenin NATO’ya üyelik sürecinde Trump döneminde en ufak bir ilerleme sağlanması bile mümkün gözükmüyor. ABD’nin Rusya’ya karşı yaptırımları gevşetme ihtimali de Brüksel’i kara kara düşündürüyor.
YİNE TİCARET SAVAŞI MI
Ticaret, AB’nin Trump’tan en fazla çekindiği alanlar arasında. AB, geçmiş Trump döneminde olduğu gibi yeni dönemde de ABD’nin gümrük vergilerini artırmasına ve olası bir ticaret savaşına hazır değil. Zaten bunu kaldırabilecek bir birlik ve gücü de pek yok. Trump’ın Çin’e yönelik hamleleri de AB ekonomisini sıkıntıya sokabilir.
TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER
ABD’nin Türkiye’nin AB süreci konusunda doğrudan girişimde bulunduğu dönemler geride kaldı. Trump ilk döneminde bu doğrultuda bir adım atmadı. Yeni dönemde de bu yaklaşımda belirgin bir değişiklik olması beklenmiyor. Bununla birlikte Trump döneminde al-ver odaklı bir yaklaşım olacağından ABD-Türkiye arasında tutturulacak olumlu bir frekansın bir şekilde Türkiye-AB arasındaki ilişkileri etkileme ihtimali olabilir.