Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği’nin politikalarına yön veren iki ülke olan Almanya ve Fransa, 1963’te Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle ve Şansölye Konrad Adenauer’in imzaladığı Elysee Antlaşması’nın 56’ncı yılında nikâh tazeledi. Tarihi antlaşmayı tamamlayıcı bir içeriğe sahip olan ve ‘Elysee 2.0’ olarak da adlandırılan Aachen Antlaşması’na Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel imza attı. Gelecek on yıllar için Almanya-Fransa ilişkisinin çerçevesini çizen antlaşmayla birlikte Paris ve Berlin özellikle dış politika ve savunma alanlarında pozisyonlarını daha iyi koordine etme ve tek sesle konuşma taahhüdü altına girdiler. Merkel imza töreninde yaptığı konuşmada, ‘Fransız-Alman ortak askeri kültürü oluşturma amaçlı’ anlaşmanın, ‘Avrupa ordusu yaratılmasına katkıda bulunduğunu’ ve bu doğrultuda bir adım olduğunu söyledi.
SAVUNMA MADDESİ
Her iki ülkenin de üye olduğu NATO ve AB antlaşmalarında yer almasına rağmen Paris ve Berlin, topraklarına yönelik silahlı saldırı olması halinde silahlı kuvvetler de dahil olmak üzere her türlü imkanı kullanarak birbirlerine destek olma taahhüdünde bulunuyorlar. Dayanışma ilkesinin terör saldırıları bağlamında da devreye sokulabileceği belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yaklaşımlarını sıkı şekilde koordine etme kararı alan Paris ve Berlin, Almanya’nın BMGK’nın daimi üyeleri arasında yer almasını öncelikli politikalardan biri olarak belirledi. 28 maddelik yeni antlaşma Berlin ve Paris arasındaki uyumu ekonomi ve eğitim alanlarında da daha ileriye taşıma odaklı bir içeriğe sahip.
ÇOK VİTESLİ AVRUPA MI
Avrupa’da yayılan popülizm dalgasının, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ve AB’nin karşı karşıya olduğu iç ve dış zorlukların yarattığı ortamda Almanya ve Fransa’nın ‘rüzgâra karşı ilerleme’ isteğini ortaya koyan belge, çok vitesli Avrupa tartışmalarını da alevlendirdi. Almanya’nın aşırı sağcı AfD Partisi’nin lideri Alexander Gauland, Paris ve Berlin’in AB içinde ‘süper AB’ yaratmak istediğini öne sürerek “Biz popülistler önce herkesin kendi ülkesine sahip çıkmasında ısrar ediyoruz. Alman parasıyla Macron’un ülkesini onarmasını istemiyoruz” dedi.
Macron, Avrupa’nın askeri anlamda ABD’ye bağımlılıktan kurtulması ve ‘Avrupa ordusu’ kurması gerektiğini söyleyerek ABD Başkanı Trump’ın tepkisini çekmişti. Trump, Dünya Savaşları’nda Fransa’ya saldıranın ABD olmadığını hatırlatmıştı.
YALAN HABER PATLAMASI
Antlaşma, yalan haberlerle de gündemdeydi. Özellikle aşırı sağ çevreler sosyal medyada belgenin içeriğini saptırma amaçlı paylaşımlarda bulundu. Fransa’nın doğusunda yer alan ve 1871’de kısmen Almanya’nın egemenliğine geçen, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ise tekrar Fransa’ya bağlanan Alsace-Lorraine bölgesinin Almanya’ya devredileceği, Fransa’nın BMGK’deki daimi koltuğunu Almanya ile paylaşacağı en dikkat çeken yalan haberler arasında yer aldı. Fransa’nın antlaşmayla Almanya’nın uydusu olacağı da iddialar arasındaydı.
İTALYA-FRANSA ARASINDA GÖÇ KRİZİ
Almanya ve Fransa arasında güçlü adımlar atılırken Paris’in dostları arasında yer alan Roma’dan ilişkileri yıpratıcı açıklamalar geliyor. İtalya Başbakan Yardımcısı Luigi Di Maio’nun pazar günü Fransa’yı Afrika’yı sömürmek ve göçü tetiklemekle suçlayan açıklamalarının ardından İtalya’nın Fransa Büyükelçisi pazartesi günü Fransa Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. AB’nin Fransa’ya yaptırım uygulaması gerektiğini savunan Di Maio, “Bugün insanlar ülkelerini terk edip Avrupa’ya geliyorsa bunun sorumlusu en başta Fransa’dır. Fransa onlarca Afrika ülkesini sömürmeyi hiçbir zaman bırakmadı” demişti.