Güncelleme Tarihi:
AK İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, hazırladığı kapsamlı memorandumda, Türkiye tarafından 2015 yazından bu yana alınan önlemlerin ‘ne hukuki, ne de güdülen meşru amaçla orantılı olduğunu’ belirtti. Muiznieks, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu terör tehdidinin büyüklüğünün bütünüyle farkında olduğunu ve Türk devletinin terörle mücadele hak ve görevini tanıdığını belirtti. Silahlı ve bölücü; AB, NATO ve çok sayıda ülke tarafından terörist olarak tanınan silahlı bir örgütün on yıllar süren ve on binlerce yaşama mal olan bir çatışma içinde sistematik olarak terör uyguladığına vurgu yapan Muiznieks, ‘memorandumda yer alan unsurların PKK’nın eylemlerini mazur gösterdiğinin düşünülmemesi gerektiğini’ kaydetti. Memorandumda öne çıkan vurgular şunlar:
-ORANTILILIK UYARISI: Türkiye’nin teröre yanıtı, uluslararası yükümlülükleri uyarınca, hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan hakları standartlarına bağlı kalmalı. Temel insan haklarına her müdahale yasada tanımlanmış, demokratik bir toplumda gerekli ve güdülen amaçla orantılı olmalı.
-‘DOKUNULMAZLIK ÜZÜCÜ’: Darbe girişimine katıldığı şüphesi bulunan devlet görevlilerine karşı yetkililerin hızlı şekilde eyleme geçtiği bir gerçek, ancak bu bağlamda alınan ilk önlemlerden birinin olağanüstü hal tedbirlerini uygulayan görevlilere idari, hukuki ve cezai dokunulmazlık sağlanması olması üzücü.
- İNSAN HAKLARI İHLALLERİ: 2015 yazından bu yana alınan önlemler, yasada tanımlanmış ve yeterince öngörülebilir olma bağlamında ne hukuki ne de hedeflenen meşru amaçla orantılı. Terörle mücadele operasyonları kapsamında geniş bir nüfusun insan hakları ihlal edildi.
-‘HATALAR KABUL EDİLSİN’: Türkiye için öncelik, bu duruma yol açmış olan yaklaşımı terk etmek olmalı. Bu da başta, yetkililer tarafından kamuoyu önünde hataların ve insan hakları ihlallerinin kabul edilmesini gerektirmektedir.
-SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI: Ucu açık ve 24 saatlik sokağa çıkma yasakları bir dizi çok ciddi insan hakları ihlaline neden oldu. Türk yetkililer bu uygulamaya derhal son vermeli.
-‘SUÇLAMALAR CİDDİ’: Güvenlik güçlerinin insan hakları ihlallerinde bulunduğuna yönelik suçlamalar son derece ciddi ve tutarlı. İddialar yetkililer tarafından gereken ciddiyetle ele alınmadı.
-‘SORUŞTURULMALIYDI’: Bu iddialar hakkındaki soruşturmaların etkili olarak değerlendirilebilmesi için, bunların gecikmeden, itinayla ve eksiksiz bir şekilde yapılmaları gerekirdi. Türk makamları, Türkiye’nin yaşam hakkı ihlalleri de dahil olmak üzere birçok ağır insan hakkı ihlalinde bulunmuş olduğunun peşinen varsayılması durumuyla yüzleşmek zorunda kalacak.