Güncelleme Tarihi:
ONUR Öymen, Türkiye’nin AB üyeliğinin Adaneauer gibi AB kurucu liderlerinin düşünceleriyle Türkiye’yi yönetenlerin iradesine bağlı olduğunu söyledi. Türkiye’nin olumsuzluklar karşısında küsüp başka arayışlara girmemesi gerektiğini savunun Öymen, İngiltere’nin üye olmadan önce iki kez veto yediğini, İspanya’nın büyük bir karşı kampanyayla karşılaştığını hatırlattı ve şöyle dedi:
“Hiçbiri ‘Başka örgüte geçeriz’ demediler. Evet Türkiye’nin üyeliğinden rahatsız olanlar var. Nüfusu Almanya’dan sonra ikinci büyüklükte. Toprak büyüklüğü bakımından da Polonya’dan sonra geliyor. Türkiye delegasyonu en büyüklerden olacak. Alınacak önemli kararlarda yardımlarda da Türkiye’nin ağırlığı olacak. Karşılıksız olarak verilecek para diğerlerinden kesilerek alınacak. Türkiye üye olursa çok büyük rekabet gücü var. İnşaat, taşımacılık gibi hizmet sektöründe, Türk firmaları korkulu rüya olacak. Üye olmamızın önündeki gerçek sebepler bunlar.”
İLKELERLE DEĞİL, KURULUŞLARLA KAVGA
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile güvenlik alanında işbirliği yapmak istediğini kaydeden Öymen, terörle mücadelenin en etkili yolu diplomasi olduğunu savundu. Teröre karşı mücadelede dost ülkelerden destek beklediklerini kaydeden Öymen, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“AB de sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Güvenlik, ekonomi ve sosyal boyutu başarılı olamadı. Geleceği için Almanya, Fransa, Hollanda ve İtalya’da yapılacak seçimlere bakmak gerekir. AB, özgürlükler konusunda çok seçici davranıyor. Daha önce Cumhuriyet gazetesinin başka yazarları tutuklanmıştı. Avrupalılar, kendileri gibi düşünmeyenler olursa ses çıkarmıyor. Kendileri gibi düşünenler için yeri göğü inletiyorlar. Bizim Avrupa ilkeleriyle değil, kuruluşlarıyla kavgamız var. Avrupa’da mücadele ederek kapıları zorlayalım. Demokrasimiz, insan hakları, basın özgürlüğü konularda ses çıkaralım. Tek çare ses çıkarmak. Kimseye güvenmeyeceğiz.”