Güncelleme Tarihi:
“BİZ Avrupalı vatandaşlar, endişeliyiz ve korkuyoruz” diye başlayan mektupta, ekonomik ve finansal krizlerin birçok kişiyi fakirleştirdiği ifade edildi. Sosyal bütünlüğün tehlikede olduğu vurgulanan mektupta, “Birçok üye ülkede, otoriter eğilimlere, ulusalcı ve yabancı düşmanı güçlerin yükselişine şahit oluyoruz. Demokrasi ve modern Avrupa medeniyetinin temel değerleri saldırı altında. Her ne kadar barışı, demokrasiyi ve refahı temin etse de AB’nin kendisi sorgulanıyor” denildi.
25 Mart’ta AB ülkelerinin liderlerinin Roma’da bir araya gelerek, Roma Anlaşması’nın imzalanmasının 60’ıncı yıl dönümünü kutlayacağı hatırlatılan mektupta, “Avrupa’nın gençlerini, sivil toplumunu, işçilerin, girişimcilerini, akademisyenlerini, yerel hükümetlerin ve Avrupalı vatandaşları 25 Mart’ta Roma’da yapılacak ‘Avrupa İçin Yürüyüş’e katılmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
AB’Yİ KİMLER TEHDİT EDİYOR?
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, 31 Ocak’ta liderlere gönderdiği mektupta, AB’nin ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtmiş, bunları, ‘gittikçe, özellikle de denizlerde iddialı hale gelen Çin, Rusya’nın Ukrayna ve komşularına yönelik saldırgan politikası, radikal İslam, Donald Trump yönetimindeki ABD, AB içindeki AB karşıları ile siyasi birliğe olan inancını yitiren Avrupa’daki elitler olarak’ göstermişti.
İngiltere’nin AB’den çıkış kararı da Brüksel’i endişelendiriyor. AB Konseyi Başkanı Jean-Claude Juncker, çıkış müzakereleri sırasında İngiltere’nin AB’yi bölebileceği uyarısında bulunmuştu.
Avrupa Parlamentosunun Brexit müzakerecisi Guy Verhofstadt da, AB’nin reform yapmaması durumunda ‘yok olma’ tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söylemişti.