İsmail TÜRKMEN / RİGA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2007 00:00
Rusya lideri Putin’in dünkü sert çıkışı, uzun bir Sovyet geçmişi bulunan Baltık cumhuriyetlerini yeniden titretti. Moskova tehdidini bugün hala ensesinde hisseden ve şimdi hem AB, hem NATO üyesi olan bu üç cumhuriyetten Letonya’ya yaptığımız ziyarette siyasiler "Bizim güvenliğimiz için önemli olan AB değil, NATO üyeliğidir" diyordu.
Bana pazı gösterme1991 yılında Sovyetler’den bağımsızlığını elde etmesinden 4 yıl sonra Avrupa Birliği’ne (AB) adaylık başvurusunda bulunan ve 2004 Mayısı’nda birliğe tam üye olan Letonya bu süreçte başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda büyük bir atılım gerçekleştirmiş durumda. Sovyetler döneminden sağlam bir altyapı devralmanın avantajıyla bugün ülke varlıkları büyük oranda sağlık, eğitim ve çevre gibi insanların yaşam kalitesini doğrudan artıran alanlara aktarılabiliyor.
Kişi başına düşen milli gelirin 16 bin doların üzerinde bulunduğu ve 2,3 milyonluk nüfusa sahip bu yeşil ve sakin Baltık ülkesini geçtiğimiz yıl 3 milyondan fazla yabancı turist ziyaret etmiş. Bir diğer çarpıcı rakam ise gayrimenkul fiyatlarıyla ilgili. AB adaylığı ve üyeliğinin çektiği yabancı yatırımların sonucu olarak son 5 yılda gayrimenkul fiyatları tam 5 kat artmış. Üniversite okuyan öğrenci sayısında dünyada ikinci olan Letonya’da gençler Sovyet dönemini bilmiyor bile ve bütün Avrupa’yı vizesiz gezebilmenin mutluluğunu yaşıyor.
NATO GÜVENCESİ
AB üyesi olmak ülke halkını tam bir sarhoşluğa sürüklese de siyasetçiler için asıl önemli olan NATO üyeliği. Tarihi boyunca hep yabancı ulusların işgaline uğramış olan Letonya’da politikacılar, NATO’nun, bağımsızlıklarının güvencesi olduğuna inanıyor. Başkent Riga’da görüştüğümüz eski başbakan ve bugün parlamentoda
dış ilişkiler komisyonu başkanı olan Andris Berzins, "Ben babamdan ve büyük babamdan hep savaş hikayeleri dinledim. AB ile Avrupa savaşı unuttu. Fakat Letonya olarak bizim güvenliğimiz için NATO ondan da önemli" diyor.
Bugün Rusya ezeli düşman olarak görülürken ABD’ye tam bir hayranlık duyuluyor. Hatta bütün dünyanın artık neredeyse ciddiye bile almadığı ABD Başkanı George W. Bush’un ülkelerini ziyaret etmesi bile Letonlar için bir prestij sembolü.
McDonald’s’dan peçeli servisFAALİYET gösterdiği ülkelerde oralara özgü yerel tatlar sunmasıyla tanınan Amerikan fast-food zinciri McDonald’s, Letonya’da tam tersi bir politika izliyor. Lavaşlı hamburgerler Letonlara "Bu yaz Doğu’nun gizlediklerini keşfetmelisiniz" sloganıyla sunuluyor.
Che’li indirim kampanyasıKÜBA Devrimi’nin sembol isimlerinden Ernesto Che Guevara’nın bu resmi şimdiye dek dünyanın pek çok köşesinde çeşitli amaçlarla kullanıldı. Ancak Letonya’nın başkenti Riga’da karşımıza çıkışı hepsinden daha "devrimci"ydi. Teknoloji ürünleri satan Elkor Plaza, Ekim-Kasım dönemini kapsayan bir indirim kampanyası kataloğunun kapağında Che’nin ünlü fotoğrafını kullanıyor. Ve ne kadar radikal bir indirim yaptıklarını da Che’nin jargonuyla anlatıyor: "Devrimci FİYATLAR."
Orada bir Türk mezarlığı varBAŞKENT Riga’ya 100 km mesafedeki Cesis kentinde bir Türk mezarlığı bulunuyor. 1877’de Osmanlı-Rus Harbi sırasında Plevne’de esir düşen ve Cesis’e yollanan Türk askerlerinden 26’sının ebedi istirahatgahı olan, Türk Genelkurmayı tarafından kurulan mezarlığın temizlik ve bakımı Türkiye’nin katkısıyla Cesis belediyesi tarafından sağlanıyor. Türk askerlerinin kent halkıyla kısa zamanda sıcak ilişkiler kurdukları, yörede çok sevildikleri ama iklim şartlarına uyum sağlayamayıp kısa zamanda hastalanarak öldükleri belirtiliyor.
Letonya’da Türk GünleriTÜRK kültürünün Leton halkına tanıtılması amacıyla bu ülkede düzenlenen Türk Günleri yaklaşık 100 gün sürdü. Türkiye’nin Riga Büyükelçiliği ve TELLFA (Türkiye Estonya Letonya Litvanya Dostluk Derneği) tarafından örgütlenen ve 15 Ağustos’taki Türk Tasavvuf Müziği konseriyle başlayan Türk Günleri’nde müzik etkinliklerinin yanı sıra Türk yemekleri ve Türk kahvesi de Letonların beğenisine sunuldu. Şef Mehmet Uzunöz, bir lokantaya bir daha uğraması aylar alan Letonların, Türk yemeklerinin tanıtıldığı otele bir haftada defalarca geldiğini söyledi. Türk Günleri’nin son günü 29 Ekim’de dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın Riga’daki Ulusal Opera’da verdiği konser büyük ilgi gördü.
TELLFA NEDİRBaltık ülkeleri ile Türkiye arasındaki sosyo-kültürel, ekonomik ve sportif ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla 2004 yılında kurulan TELLFA, karşılıklı büyükelçiliklerle birlikte çalışarak halkların birbirlerini daha iyi tanıması için uğraş veriyor. Uzakyol kaptanı ve işadamı Galip İlter’in başkanı olduğu ve merkezi İstanbul’da bulunan dernek geçen yıl da Estonya’da Türk Günleri düzenlemişti.