Güncelleme Tarihi:
Marc Valens'ın bir zamanlar içinde salata yaptığı bir kâsede bugün ellerini yıkıyor. Dayandığı tezgâhın üzerine dizilmiş birkaç tencere ile kapaklarının çıkardığı tıngırtılar normal bir mutfakta olduğu hissini uyandırıyor ama içinde bulunduğu durumun hiçbir normal yanı yok. Çünkü o mutfak aslında bir mutfak değil, kararmış bir arazinin ortasına yerleştirilmiş bir tezgâh ve bir fırın. Dahası Valens'ın bir zamanlar 'evim' dediği binanın yerinde ise bir yığın taş ve moloz bulunuyor.
Valens ile eşi Anne Golden ABD'nin batısında bulunan Oregon eyaletinin güneyinde yaşıyor. Çiftin yaşadığı bölge, 6 Temmuz günü yıldırım düşmesiyle başlayan, yaklaşık 2000 kilometrekarelik bir alana yayılan ve halen devam eden ve Bootleg Yangını'nın merkez üssü.
Oregon'da 1900 yılından bu yana görülen en büyük üçüncü yangın olan Bootleg, genel olarak Fremont-Winema Ulusal Ormanı'nın içindeki ve çevresindeki alanı etkiledi. Bu alan nüfusun çok yoğun olmadığı bir yer olduğundan sadece 161 ev yandı, can kaybı ise yaşanmadı.
Uzmanlar Bootleg büyüklüğünde bir orman yangını için 161 evin oldukça küçük bir sayı olduğunu düşünse de Valens ve Golden gibi evini kaybedenler için yıkımın büyüğü küçüğü yok.
72 yaşındaki Valens, yangının evlerini yutma anını "Atom bombası gibi görünüyordu" sözleriyle anlattı.
EV YANDI, PİKNİK MASASI SAĞLAM KALDI
Talihsiz çiftin yangında kaybettikleri tek varlıkları evleri değil. 1960'lardan kalma Chevrolet karavanları da küle dönmüş durumda. New York Times'a konuşan Valens, "Bu benim hippi karavanımdı" dedi. "21 yaşına girdiğimde bir yıl boyunca bu karavanla Batı Kıyısı'nı, Kanada'yı, New England'ı dolaştım. Blue Ridge Dağları'na kadar indim." Valens'ın karavanından geriye kalan, yaptığı gezilerin hatıraları ile yanmış bir metal yığını...
Yangın yerine biraz daha dikkatli bakınca bir tuhaflık göze çarpıyor. Neyin yanacağını neyin sağlam kalacağını öngörmek neredeyse imkânsız. Örneğin çimenlerin üzerine yerleştirilmiş piknik masasında yangından en ufak bir iz bile yok, sapasağlam duruyor. Şöminenin üzerine yerleştirilmiş minik seramik biblo da öyle...
Kısaca Kuzeybatı Pasifik adı verilen ve ABD ve Kanada'nın batı kıyılarını kapsayan bölge bu yaz başından beri, kavurucu sıcaklarla boğuşuyor. Oregon'un en büyük şehri olan Portland'da hava sıcaklığı 46,7 dereceye ulaştı. Eyaletin çok geniş bir bölümünde yaşanan kuraklık, yangınları daha da olası hale getirdi. Özellikle son birkaç haftada iklim değişikliğinin de etkisiyle aşırı uçlardaki hava koşulları ve felaketler bölgede neredeyse sıradan hale geldi.
Eşiyle birlikte New York Times'a konuşan Golden da "Mississippi Irmağı'nın batısında bizler kuraklıkla, yangınlarla ve dumanla başa çıkmaya çalışıyoruz. Mississippi'nin doğusunu ise sel götürüyor. Dünyanın sonu gelmiş gibi" dedi.
İTFAİYECİ KENDİ EVİNİ KURTARAMADI
Valens-Golden çiftinin birkaç yüz kilometre güneyinde yaşayan Michael Hambrick ise 25 yıldır hayatını yangın söndürerek kazanıyor.
California'nın Plumas County kasabasında yaşayan Hambrick, bunca yıl sayısız hayat kurtardı. Ama 13 Temmuz'da başlayan Dixie Yangını'nın kendi evini yutmasına engel olamadı.
Ormanın içinde bulunan Indian Falls'ta yaşayan ve bir helikopterli itfaiyeci olan Hambrick evini boşaltabildiğinde, 10-15 metre boyundaki alevler çoktan verandasını sarmış ve camlarını patlatmıştı.
Bütün varlığını yangında kaybettiğini söyleyen Hambrick New York Times'a, "Yürek burkan bir durumdu" diye konuştu. Hambrick koruma önlemi olarak evinin çevresine 1 metre yüksekliğinde fıskiyeler de yerleştirdiğini belirterek, "Ama hiç etkisi olmadı, yangın hepsini sildi süpürdü" ifadelerini kullandı.
Aslına bakılırsa California, ABD'de orman yangınlarının sık görüldüğü bir bölge. Ancak normalde yaz mevsiminin bu kadar erken bir noktasında bu büyüklükte ve yoğunlukta bir orman yangını görülmesi oldukça nadir. Ancak iklim değişikliği nedeniyle yoğunlaşan kuraklık, ülkenin batısındaki yangın takvimini haftalarca öne çekmiş durumda.
İYİ HABERLER GELİYOR
Neyse ki hem Bootleg hem de Dixie Yangını'ndan iyi haberler geldi. 2 Ağustos itibarıyla Bootleg Yangını'nın yüzde 84'ünün kontrol altına alındığı bildirildi.
Oregon Ormancılık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Son birkaç günde havanın bulutlu olması ve yağmurlar yangının hızını kesti. Bu koşullar sahadaki ekiplerin sürekli hava desteğiyle birlikte başarıyla ilerleme kaydetmesini sağladı" ifadeleri kullanıldı.
İtfaiye sözcüsü Al Nash de hava koşullarının iyileşmesiyle sağlanan bu ilerlemenin önümüzdeki günlerde yeniden tersine dönebileceğini söyledi. Nash, "Başarılı olabilmek için hava koşullarına bağlıyız" diye konuştu.
Ancak Nash önümüzdeki günlerde yine sıcak, kuru ve rüzgârlı hava beklendiğini belirterek, "Halen bir tehlike söz konusu. Ama önceye kıyasla çok daha küçük bir tehdit çünkü oldukça fazla ilerleme kaydedildi" dedi.
Dixie Yangını'nda da önemli ilerleme kaydedildi. California itfaiye yetkilileri yangının yüzde 33'ünün kontrol altına alındığını, tam kontrolün ise 13 Ağustos tarihinde sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi.
YAZ SONUNA KADAR DEVAM EDEBİLİR
Yukarıda da dediğimiz gibi, ABD'de yangın mevsimi ağustos sonu eylül başı gibi başlıyor. Dolayısıyla temmuzda bu büyüklükte yangınlar görülmesi oldukça olağanüstü bir durum. Aslına bakılırsa orman yangınları nisan ayında Arizona'nın çamlarla kaplı dağlarında başladı.
Diğer yandan yetkililer daha da büyük yangınların yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Oregon Valisi Kate Brown geçtiğimiz günlerde, "Eyaletimizin hiçbir köşesi güvende değil" derken "çok yakında ve tehlikeli olan ilkim krizini" suçladı.
ABD'nin batısının yüzde 90'ı kuraklıkla mücadele ediyor. Özellikle California eyaleti ile ülkenin güneybatı kesimlerindeki kuraklık "ağır" ve "istisnai" sıfatlarıyla nitelendiriliyor.
Geçtiğimiz ay yağan bol miktarda muson yağmuru da çözüm olmadı. Örneğin Arizona'nın kuzey kesimlerine Temmuz 2021'de Haziran-Eylül 2020 döneminde yağan toplam yağıştan fazlası düştü ancak meteoroloji uzmanları kuraklığın sona ermesi için çok daha fazlasının gerektiğini belirtiyor. ABD Ulusal Hava Dairesi'nden David Lawrence, birçok bölgenin neredeyse bir yıl boyunca hiç yağış görmemiş seviyede olduğunu söyledi.
Uzmanlar kuraklığın yaz boyunca devam edeceğini, sonbahar ve kış aylarında da yağışın sınırlı olabileceğini belirtiyor.
Diğer yandan hava sıcaklıklarının da mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam etmesi bekleniyor.