Güncelleme Tarihi:
Türkiye, Kazakistan'ın başkenti Astana'da Türkiye ve Rusya öncülüğünde gerçekleştirilen Suriye konulu toplantıya ilişkin, elde edilebilecek güven artırıcı adımların Cenevre'de yürütülen sürece katkı sağlayacağı inancında olduğunu bildirdi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye heyeti toplantının ilk bölümünde yaptığı konuşmada, muhalefetin Astana'da bulunmasının önemine dikkat çekti. Konuşmada, şunlar kaydedildi:
"Türkiye, Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığını en başından beri dile getirmektedir. 30 Aralık'ta sağlanan ateşkesin güçlendirilmesine odaklanmak gerekmektedir. Astana toplantısının bu çerçevede adımlar atılmasına ve ihlallerin sona erdirilmesine vesile olmasını istemekteyiz. Ateşkesle beraber insani yardım akışının da sağlanması büyük önem taşımaktadır. Astana'dan elde edilebilecek güven artırıcı adımların Cenevre'deki siyasi sürece katkı sağlayacağı inancındayız. Cenevre'deki süreçle Astana arasında bu şekilde bir irtibat tesisinin yararı ortadadır. İlgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde gerçek bir siyasi geçiş yoluyla kapsamlı siyasi çözümün zaruretini Türkiye bir kez daha vurgulamaktadır."
Kaynaklar, konuya ilişkin olarak, Beşar Esad rejimi ile muhalefet heyetinin bir arada olmasının kayda değer olduğunu vurguladı.
YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEYİ REDDETTİLER
AFP'nin haberine göre, Suriyeli muhalifler, ilk oturumda Esad rejiminin Astana'ya gönderdiği heyetle yüz yüze görüşmeyi reddetti. Açıklamayı, görüşmelere katılacak olan Suriye muhalefeti heyetinin sözcüsü Yahya el Aridi yaptı.
Muhalifler, hükümet temsilcileriyle sadece açılış konuşmaları yapıldığı sırada bir araya geldi.
Hali hazırda rejim ve muhalifler arasındaki dolaylı görüşmeler sürüyor. Dolaylı görüşmelerden olumlu netice alınması ve kararların uygulanması halinde, siyasi müzakerelerin önü açılmış olacak. Türkiye ve Rusya öncülüğünde bu sabah başlayan görüşmelerin yarın akşama kadar sürmesi bekleniyor.
"ATEŞKES SAĞLANMADIKÇA, İKİNCİ ADIMA GEÇMEYECEĞİZ"
Muhalefet heyetinin başkanı Muhammed Alluş ise Astana'da ilk oturumun ardından yaptığı konuşmada, siyasi çözüm konuşulmadan önce ateşkesin sağlamlaştırılması gerektiğini söyledi.
AA'nın haberine göre, "Ateşkes sağlanmadıkça, ikinci adıma geçmeyeceğiz" diyen Alluş, kuşatma altında tutulan bölgelerdeki insani durumun iyileştirilmesi ve rejim hapishanelerinde hiçbir eyleme katılmadığı halde tutuklu bulunan 13 bin kadının ilk etapta serbest bırakılması gerektiğini bildirdi.
Alluş, "Gerçek siyasi çözüm, Esed ve destekçilerinin ülkeden ayrılmasıyla gerçekleşecek" diye konuştu.
İran komutasındaki milislerin varlığını da "İran milislerinin Doğu Guta ve Barada Vadisi'nde ne işi var?" diyerek eleştiren Alluş, "PYD'nin, İran milislerinin DEAŞ'tan farkları yok. Bu grupların da terör listesine alınması gerekiyor" ifadesini kullandı.
MİSTURA, SİLAHLI MUHALİF GRUPLARIN TEMSİLCİLERİYLE GÖRÜŞECEK
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, BM Genel Sekreteri Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın Türk diplomatların da yardımıyla, Astana'da Suriyeli silahlı muhalif grupların temsilcileriyle bir araya geleceğini açıkladı.
Lavrov, düzenlediği basın toplantısında Suriye'deki çatışmaların durdurulması amacıyla askeri muhalefet, Beşar Esad rejimi, Türkiye, Rusya, İran ve ABD'nin katılımıyla Astana'da yapılan toplantıyı değerlendirdi.
Görüşmeler için Astana'da bulunan Mistura'nın, Türk diplomatların da yardımıyla askeri muhalefet temsilcileriyle buluşacağını ifade eden Lavrov, Rusya'nın da görüşmeye katkı sağlayacağını kaydetti.
Askeri muhalefetle Esad rejiminin Astana'da doğrudan görüşmesinin engellenmek istendiğini belirten Lavrov, Astana görüşmelerinin başlıca amacının rejim ve askeri muhalefet arasında uluslararası aracıların yardımıyla doğrudan temas sağlanması olduğunu ifade etti. Lavrov, Astana görüşmelerinin başarılı olması halinde rejimle diğer tüm gruplar arasındaki müzakerelerin devam edeceğini sözlerine ekledi.
DÜNYANIN GÖZÜ BU GÖRÜŞMELERDE
Türkiye ve Rusya, Astana toplantısından sonuç çıkması hedeflendiği için katılımcı ülke sayısını daha önce Cenevre’de yapılan toplantıların aksine sınırlı olmasını uygun buldu. Bu kapsamda İran, katılımcı ülke olarak toplantıda yer alıyor. BM’nin de katıldığı toplantı için davetin gönderildiği ABD’yi de Astana’da Kazakistan Büyükelçisi George Krol temsil edecek. İran, ABD’nin toplantıya katılmasına karşı çıkmıştı. Ancak Ankara ve Moskova, ABD’nin katılmasını uygun bulmuş ve Washington’a Astana daveti gönderilmişti.
Muhalifler adına masaya 14 kişilik askeri heyet oturdu. Heyette, Şam Kolordusu (Feylaku’ş Şam), İzzet Ordusu (Ceyşü’l İzza), Zafer Ordusu (Ceyşü’l Nasır), İslam Şehitleri (Şüheda el-İslam), Mücahitler Ordusu (Ceyşü’l Mücahidin), Birinci Sahil Tümeni, Şam Askerleri (Ecnadü'l Şam), Festakim Birliği (Tecemmu Festakim), Sultan Murat Tugayı, Şam Cephesi (Ec-Cephe eş-Şamiye), Özgür İdlib Ordusu (Ceyşü’l İdlib el-Hur), İslam Ordusu (Ceyşü’l İslam), Güney Cephesi (Ec-Cephe ec-Cenubiye) temsilcileri bulunuyor. Astana’da bulunan ancak toplantıya katılmayan yaklaşık 40 kişilik danışman grubu ise heyete arka planda destek veriyor.
TÜRKMENLER DE VAR
Muhalif heyetin başkanlığını İslam Ordusu’nun temsilcisi Muhammed Alluş yapıyor. Suriye Türkmenleri de muhalif heyet içerisinde bulunuyor. Suriye’deki en büyük muhalif gruplardan Ahrar’uş Şam ise görüşmelere katılmayacağını duyurmuştu. En büyük bileşenini PKK ile bağlantısından ötürü Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği PYD’nin silahlı kolu YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Astana’ya davet edilmemişti.
TÜRKİYE'DEN AÇIKLAMA
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun ardından düzenlediği basın toplantısında Astana konferansı hakkında şunları söyledi:
* Suriye konusunun ele alındığı Astana sürecinden umutluyuz.
* Astana masasında altı yıldır birbiriyle savaşan taraflar var.
* Bir-iki günde sonuç çıkmasını beklememek lazım.
* Suriye halkına kimse bir barışı dayatamaz; adil olan halkın kabul ettiği barıştır.
TOPLANTININ FORMATI
Diplomatik gözlemciler, tarafların masada karşılıklı oturma olasılığının yüksek olduğu görüşündeydi. Türkiye ve Rusya’nın garantörlüğünde ilk kez doğrudan görüşecek olan taraflar arasında kriz çıkması halinde Rusya'nın, Esad rejimi; Türkiye'nin de muhalifler adına devreye girmesi öngörülüyordu. Olası krizlerin çözümü ve Astana toplantısının sekteye uğramaması için siyasi iradelere danışmak amacıyla Ankara-Moskova-Astana arasında “telefon kriz hattı” açık olacak. Türkiye toplantıya Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu’dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal başkanlığındaki bir heyetle katılıyor.
Heyette, muhaliflerin “Astana’ya katılma kararı aldıkları” Ankara toplantısına katılmış MİT ve Genelkurmay yetkilileri de bulunuyor. Rus heyetinin başında Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Masası Direktörü Sergey Verşinin bulunuyor. BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da teknik heyetiyle birlikte Astana’ya geldi.
GÜNDEMDE NE VAR
- Astana’da öncelikli olarak 30 Aralık 2016’da yürürlüğe giren ve DEAŞ ile El Kaide bağlantılı Fetih El Şam’ın hariç tutulduğu ateşkesin kalıcı hale gelmesi hedefleniyor.
- Ayrıca taraflar arasında daha fazla güven artırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi, kuşatma altındaki bölgelere insani yardımların ulaştırılmasının ele alınması da bekleniyor.
- Toplantıda siyasi geçiş sürecinin nasıl başlatılabileceğine dair bir yol haritasıyla ilgili görüş alışverişi yapılması da amaçlanıyor.
FORMAT TARTIŞMASI
Astana’daki Suriye görüşmeleri öncesi Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Roman Vasilenko da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İHA'nın haberine göre, Vasilenko, Suriye görüşmelerinin Astana'daki formatının halen tartışıldığını belirterek, “Format hakkında tartışılmalar sürüyor, toplantı başladığında netlik kazanacak” dedi. Vasilenko müzakerelerin sonucuna bağlı olarak toplantıyı genişletmek isterlerse bu süreci desteklemeye hazır olduklarını söyledi. Astana'daki görüşmelerde Suriye muhalefetinin delegasyonu ortak bir platforma ve ortak bir lidere sahip olmadığını vurgulayan Vasilenko, “Heyet birkaç grup ibaret, genel olarak bir delegasyon başkanı yok, her bir grubun kendi konumu var” dedi ve Astana’daki muhalefet delegasyonunun yaklaşık 15 farklı grubun temsilcilerini içerdiğini söyledi. Vasilenko, Suriye barış görüşmelerine katılan bütün delegelerin başkanlarının Astana’ya geldiğini de sözlerine ekledi.
NEDEN ASTANA?
Kazakistan’ın başkenti Astana, Suriye rejimiyle sahadaki silahlı muhalefeti buluşturacak toplantıya ev sahipliği yapıyor. Al JazeeraTürk'ten Ayşe Karabat'ın haberine göre Astana'nın böyle bir toplantıya ev sahipliği yapması için pek çok sebep bulunuyor.
Kazakistan, hem Suriye’deki krize doğrudan etkisi olan Rusya, İran ve Türkiye ile iyi ilişkilere sahip, hem de dünyada kendisini “tarafsız bir arabulucu” olarak konumlandırarak etki alanını genişletmek istiyor. Suriye krizine doğrudan müdahil olan Ankara, Moskova ve Tahran ile de ikili ilişkileri iyi olan Kazakistan’ın bir endişesi de, kendi ülkesi içinde yükselen radikal akımlar.
Astana ve Tahran ilişkileri de, hem ekonomik hem siyasi anlamda hızla gelişiyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 1 milyar dolar civarında. Kazak-Türk ilişkileri de, Kazakistan’ın bağımsızlığını elde etmesinden bu yana iyi bir seyir izledi. Kazak lider Nursultan Nazarbayev, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’yi ziyaret eden ilk devlet başkanı olmuştu.