Güncelleme Tarihi:
AVRUPA’da, Fransa, Avusturya, Hollanda, İspanya, Bulgaristan ve Yunanistan’da kurucuları veya üyelerinin çoğunluğu Müslüman olan 11 parti bulunuyor. Bu partiler, Yunanistan ve Bulgaristan’da Türk ve Müslüman azınlıkların sesi olurken, Hollanda, Avusturya ve Fransa’da İslamofobiye karşı alternatif oluşturuyor. Dışlanmışların, ötekileştirilmişlerin ve sorunları gözardı edilenlerin kurduğu partiler, sadece Müslümanlar için değil, aynı zamanda haksızlığa uğradığını düşünen diğer etnik ve dini gruplar için de kendilerini siyaset yoluyla ifade edebileceği bir mecraya dönüşüyor.
AVUSTURYA: Türkiye karşıtı açıklamalarıyla bilinen Avusturya’da, Türk kökenli vatandaşlar Gelecek İçin Yeni Hareket Partisi (NBZ) ile sorunlarına çözüm arıyor. Voralberg Eyaletinde 2016’nın sonunda kurulan partinin hedefi, Avusturya genelinde siyaset yapmak. NBZ Genel Başkanı Adnan Dinçer, Avusturya’da aşırı sağcı partilerin yükselişe geçmesinin, daha hızlı şekilde harekete geçmelerine neden olduğunu belirerek, “Siyasi aktörler burada yaşayan azınlıklar hakkında kararlar alıyor. Ancak bizler bu karar mekanizmasının içerisinde yer almıyoruz. Bu nedenle azınlık toplumu 50-100 yıl sonrasına ilişkin geleceğini göz önünde bulundurarak, kendi haklarını korumak için siyasi oluşumlar içerisinde varlık göstermelidir” dedi.
NBZ’nin teşkilatlanma sürecinin devam ettiğini, muhtarlıktan ulusal meclise kadar her alanda etkin olmak istediklerini belirten Dinçer, şöyle konuştu: “Ülkede yaşayan azınlıkların sorunlarını gideren bir parti yok. Aksine son zamanlarda aşırı sağcı partiler gibi bizlere yakın olduklarını düşündüğümüz partiler de bizlere karşı tavır alıyor. Bu tutumun önümüzdeki günlerde Avusturya ve Avrupa’da daha da artacağını düşünüyoruz. Bunlara cevap verilecek yer ise siyasi arenadır. Bu nedenle böyle bir siyasi partiye ihtiyaç vardır. NBZ partisi de bu ihtiyaca binaen kurulmuştur.”
HOLLANDA: Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek arttığı Hollanda’da ise DENK Partisi bulunuyor. Felemenkçe’de ‘düşün’ anlamına gelen DENK, İşçi Partisi milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün, partilerinin entegrasyon politikasına güvenoyu vermemeleri nedeniyle ihraç edilmesiyle Şubat 2015’te kuruldu. Zaman içinde aldığı destek artan partiye, 2016 yılında aralarında Faslı Hollandalılar Birliği Başkanı Farid Azarkan ve sunucu Sylvana Simons’un da olduğu isimler katıldı.
DENK lideri Kuzu, Hollanda’da son yıllarda siyasi partilerin İslam karşıtı tavır takınarak aşırı sağa kaydıklarını belirterek, “Partimiz, Hollanda’da sesi duyulmayan insanların sesini duyurmak için kuruldu” dedi. En önemli toplumsal sorumluluğun siyaset olduğunu belirten Kuzu, ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı, farklı topluluklardan azınlıkları bir araya getirdiklerini söyledi.
FRANSA: Fransa’da Türk ve Müslüman derneklerin girişimiyle kurulan Eşitlik ve Adalet Partisi (PEJ) de ülkede birçok konuda ayrımcılığa uğrayan Müslümanların haklarını korumak için kuruldu. Fransa’da Türklerin kuruluşunda yer aldığı ilk parti olma özelliğini taşıyan PEJ, Mart 2015’te düzenlenen İl Genel Meclisi seçimlerine katılsa da ilk turda elendi. Parti, kuruluşunun üzerinden henüz 2 ay geçmesine rağmen, seçimlerde yarıştığı 4 şehir ve 10 kantonda binlerce kişinin desteğini alarak, yüzde 2-6 oranında oy elde etti.
PEJ Başkanı Şakir Çolak, partinin temel amacının adaletsizlik ve eşitsizlikle mücadele etmek olduğunu belirterek, “Tek başına Müslüman ya da bir Türk partisi değiliz. Ancak bölgemizde Müslüman nüfusu temsil eden bir parti de yok. Biz her kesime adaletin sağlanmasını istiyoruz” dedi.
PEJ, haziran ayında yapılacak milletvekili genel seçimlerinde çok sayıda şehirde aday belirleyerek yarışa katılacak.
Ülkedeki diğer bir parti olan Fransa Müslüman Demokratlar Birliği (UDMF) ise 2015 seçimlerinde Paris bölgesinde büyük başarı sağlayarak, birçok ilde Yeşiller Partisi’nden daha fazla oy almayı başardı. Kuzey Afrika göçmeni kesimin sesini duyurmayı ve Fransız Müslümanların sistemde yer edinmelerini savunan partinin yöneticileri de büyük oranda göçmen kökenli Fransız vatandaşlarından oluşuyor.
Fransa Müslümanları Partisi (PMF) de Strazburg’da 1997 yılında Muhammed Latrece tarafından kuruldu. Parti, bazı konularda aşırı çıkışlarıyla gündeme geldi. 2014’te Fransız yargısı Latrece ve başkanı olduğu derneğin banka hesaplarının dondurulmasına karar verdi.
İSPANYA: Nüfusun yüzde 4’üne denk gelen yaklaşık 1.9 milyon Müslümanın yaşadığı İspanya’da, Müslümanların kurduğu iki parti öne çıkıyor. Fas topraklarında bulunup İspanya’ya bağlı olan Ceuta ve Melilla kentlerinde faaliyet gösteren bu partiler, yerel düzeyde siyaset yapıyor.
1999’dan bu yana Melilla kentindeki ikinci büyük siyasi parti konumundaki Coalicion por Melilla Partisinin, 25 sandalyeli belediye meclisinde 7 üyesi bulunuyor.
Ceuta’da ise Union Democrata Ceuti ve Partido Socialista del Pueblo de Ceuta partilerinin birleşmesiyle 2011 yılında kurulan Coalicion Caballas, kentte üçüncü büyük siyasi güç konumunda. Ceuta ve Melilla’daki Müslümanların kurduğu bu partiler, kendi tercihleriyle şimdiye kadar ülkede hiçbir genel seçime katılmış değil.
BULGARİSTAN: Bulgaristan’da, üyelerinin çoğunluğunu Türk ve Müslümanların oluşturduğu 3 siyasi parti faaliyet gösteriyor. Bunlardan Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Ahmet Doğan tarafından 1990 yılında kuruldu.
Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ile koalisyon kurarak ülke yönetiminde söz sahibi olan HÖH’de, Doğan’a karşı Ocak 2013’te yapılan suikast girişiminin ardından yönetim değişikliğine gidildi. Doğan’ın yerine gelen Lütvi Mestan, Rus savaş uçağının Türk hava sahası üzerinde düşürülmesine ilişkin Moskova karşıtı açıklamalarının ardından, görevi Mustafa Karadayı’ya bırakmak zorunda kaldı. 27 Ocak’ta feshedilen 240 üyelik parlamentoda 38 kişi ile temsil edilen HÖH, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) 4 milletvekiline sahip.
Rus savaş uçağının Türkiye’de düşürülmesi sonrası dönemin parti lideri Mestan’ın Türkiye yanlısı tutumu ve Rus tarafını eleştirmesi, HÖH’ü ikiye böldü ve yeni oluşuma kapı araladı. 5 eski HÖH milletvekili ile birlikte Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar (DOST) Partisi’ni 2016’da kuran Mestan, 26 Mart’ta yapılacak seçimlere hazırlanıyor. Başta Türkçe olmak üzere anadil eğitimine önem veren Mestan, siyasi konuşmalarında ayrıca Rusya’nın Kırımı işgali aleyhine söylemlerde bulunuyor. Mestan ayrıca, Bulgaristan’ın komşusu Türkiye ile iyi siyasi ve ekonomik ilişkileri olması gerektiğini de her fırsatta dile getiriyor.
Bulgaristan’da yine HÖH’ün eski üyelerinin kurduğu diğer bir parti de, Kazım Dal ve Korman İsmailov’un 2012’de kurduğu Hürriyet ve Şeref Halk Partisi
(HŞHP). Geçen parlamento seçimlerinde sağcı Reformcu Blok (RB) koalisyonu içinde yer alan HŞHP, parlamentoda sadece İsmailov tarafından temsil edildi.
DOST ile seçimlerde ittifak yapma kararı alan HŞHP’nin seçimlerin ardından parlamentoda Mestan ve HŞHP partisinin şu anki lideri Orhan İsmailov tarafından temsil edilmesi bekleniyor. Aksini gösteren kamuoyu araştırmalarını eleştiren iki lider, kurdukları DOST Birliği ittifakının, önemli bir potansiyeli olduğunu savunuyor.
YUNANİSTAN: Yunanistan’da ise Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, Türk ve Müslümanları temsilen siyaset yapıyor. Merkezi Batı Trakya’nın Gümülcine kentinde olan DEB, 1991 yılında Türk azınlık mensubu milletvekillerinin bağımsız olarak Yunan parlamentosuna girmelerini engellemek amacıyla seçim sistemine yüzde 3’lük baraj getirilmesinin ardından Dr. Sadık Ahmet tarafından kuruldu.
Türk azınlığın yoğun yaşadığı İskeçe ve Evros’da da il teşkilatları bulunan DEB’in kayıtlı yaklaşık 6 bin üyesinin tamamı Batı Trakyalı Müslüman Türklerden oluşuyor. Partinin kurucusu ve ilk genel başkanı Ahmet tarafından siyasi hedefleri, azınlık sorunlarını içte ve dışta duyurmak olarak açıklanan DEB, bir dönem siyaset arenasında geride kaldıktan sonra 2010 yılında Mustafa Aliçavuş başkanlığındaki yeni yönetimle tekrar faaliyetini yoğunlaştırmaya başladı.
DEB, 2014’te ilk kez katıldığı AP seçimlerinde Rodop, Evros ve İskeçe illerinde Türk seçmenlerin büyük bölümünü bünyesinde toplayarak yaklaşık 43 bin oy ile birinci sırada yer aldı.
DEB Genel Başkanı Aliçavuş, Yunanistan’daki mevcut siyasi sistemin, azınlığın sesinin Yunan parlamentosunda duyurulmasında engel teşkil ettiğini belirterek, “Atina, toplumumuzun sesini susturmak için seçim sistemine getirdiği yüzde 3’lük baraj ile bağımsız adayların seçilmesini zorlaştırdı. Bunun üzerine bir siyasi parti kurmamız ihtiyaç haline geldi” dedi.
Bu şekilde milletvekili seçilmeseler bile parti temsilcileri aracılığı ile içte ve dışta sorunlara çözüm aradıklarını vurgulayan Aliçavuş, “Bu kapsamda başta AP’de grubu bulunan Avrupa Hür İttifakı Partisi (EFA) olmak üzere birçok Avrupalı siyasi kuruluşlarla işbirliğimiz var” diye konuştu.