Güncelleme Tarihi:
İKİSİYLE DE KONUŞTUM
Toplantıda çekim izni verilmeyen, AA Almanya Temsilcisi Cüneyt Karadağ. İzni vermeyen ise Berlin Alevi Toplumu Başkanı Halit Büyükgöl. İkisiyle de konuştum. Cüneyt Karadağ, yakından tanıdığım, deneyimli ve iyi bir gazeteci meslektaşım. Olayı şöyle anlattı: “Toplantıyı haberleştirmek için bir kameraman arkadaşımla salona gittik. Kameramızı kurduk. Toplantıyı düzenleyen bir yetkili yanımıza gelerek, hangi kurumdan olduğumuzu sordu. Sonra gitti ve tekrar yanımıza döndü. Bize ‘Sizin müracaatınız yok. Çekim yapamazsınız. Lütfen kameranızı kaldırın’ dedi. Ben de kendilerine ‘Siz basın özgürlüğünden dem vuruyorsunuz. Ama bize izin vermiyorsunuz. Bu bir çifte standart değil mi’ dedim. Hiç sorun yapmadan kameramızı toplayıp salondan çıktık...”
KENDİSİNİ BÖYLE SAVUNDU
Berlin Alevi Toplumu Başkanı Halit Büyükgöl’e sordum... “Evet doğru” dedi ve gerekçesini anlattı: “Berlin Hayır diyor afişini çıkardıktan sonra Türkiye’de bazı gazeteler CHP ve HDP’nin kaçak paneli diye karşı kampanya yaptılar. Tahrik edici manşetler attılar. Biz yıllardır burada etkinlik yapıyoruz. AA bugüne kadar hiçbir etkinliğimize gelmedi. Bu toplantıya gelmelerinin iyi niyetli olmadığını, başkalarının bu haberi malzeme yapacağını düşündük ve çekim yapmalarına izin vermedik. Eleştiriye elbette açığız. Buna bir itirazımız yok. Ama ‘hayır’a zarar verecek bir karşı propaganda da kullanılmasını istemiyoruz.”
ELEŞTİRİYE KAPALI MIYIZ?
İşte asıl niyet burada yatıyor. Eleştirel haber yapılmasına izin vermemek. Sağ popülist partiler de aynı sözleri kullanıyor... “Eleştiriye açığız ama bizi kötülemelerine de izin vermeyiz.”
İfade, basın ve eleştiri özgürlüğünü savunanlar, en başta başkalarının ifade, basın ve eleştiri özgürlüğüne dikkat etmeleri gerekir.