Güncelleme Tarihi:
KAMUOYU yoklamaları Norbert Hofer’in yüzde 52, Alexander Van der Bellen’in yüzde 48 oy alacağını gösteriyor. Hofer’in seçimi kazanması, başta Avusturya olmak üzere Avrupa’nın genelinde yükselişte olan yabancı ve İslam karşıtı sağ partilerin elini güçlendireceği ve ırkçı söylemlerin yönetime taşınacağı korkusunu tetikliyor. İki aday arasındaki oy farkının az olması, seçimin kaderini kararsız seçmenlerin belirleyeceğini gösteriyor.
TÜRKİYE VE İSLAM KARŞITI
Aşırı sağcı Hofer, İslam ve Türkiye karşıtı açıklamalarıyla biliniyor. İslam’ın Avrupa’ya ait olmadığını söyleyen Hofer, bugüne kadar sürdürülen yanlış yabancı politikaların sorunlara neden olduğunu savunuyor. Daha önceki açıklamalarında, “Avusturya’nın Müslüman bir ülke olmasını istemiyorum”, “İslam Avusturya’nın parçası değildir” ve “Türkiye’nin AB’de yeri yoktur” demişti. Sığınmacı karşıtlığıyla bilinen Hofer, Avrupa’nın dış sınırlarının güçlendirerek sığınmacı akınının durdurulabileceğini ve Akdeniz’de kurtarılan sığınmacıların Libya’ya gönderilmesini savunuyor. Her fırsatta “İslamcılık ve şiddet” tehlikesine dikkati çeken Hofer, Avusturya’yı ve Avrupa’yı bu tehlikeden koruyacaklarını ileri sürüyor.
‘BAŞÖRTÜSÜ KAMUDA YASAKLANSIN’ DİYOR
Başörtüsünün kadını aşağıladığını ileri süren Hofer, burka ve başörtüsünün kamusal alanda yasaklanması gerektiğini ifade ediyor. Hofer, AB ile ABD arasında imzalanması planlanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ve AB ile Kanada arasında imzalanan Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması’na (CETA) karşı çıkıyor. Hofer, CETA ve TTIP’ın halk oylamasına götürülmesini savunuyor. Doğrudan demokrasinin uygulanmasını isteyen Hofer, Meclis’te çıkartılması planlanan bütün yasaların halk oylamasına götürülmesini dile getiriyor.
SIĞINMACI AİLENİN ÇOCUĞU
Sığınmacı bir ailenin çocuğu olduğunu vurgulayan Yeşiller adayı Alexander Van der Bellen, ise savaş sebebi ile sığınmacı durumuna düşenlere kucak açılmasını, ancak ekonomik nedenler ile gelenlere karşı daha temkinli olunmasını savunuyor. Van der Bellen, yabancıların ülkenin kazanımı olduğunu, dünyanın değiştiğini ve herkesin bu değişime ayak uydurması gerektiğini ifade ediyor. CETA ve TTIP anlaşmalarına karşı çıkan Van der Bellen, cumhurbaşkanı olması halinde söz konusu anlaşmaları imzalamayacağını söylemişti.
Van der Bellen, terör örgütü PKK’ya açık desteği ile biliniyor. Burka ve başörtüsü yasağı tartışmalarını aptalca bulduğunu ifade eden Van der Bellen, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin tartışmaların ‘zaman kaybı’ olduğunu söylemişti. Bellen, kendisinin görev süresinde Türkiye’nin AB’ye girebileceğini zannetmediğini ifade etti.