Güncelleme Tarihi:
Kıbrıslı Türk yazar Neriman Cahit, 2011’de yayınladığı ‘Araplara Satılan Kızlarımız’ adlı kitabında, 1920 ile 1950 yılları arasında bilmedikleri diyarlara çocuk gelin olarak satılan onlarca Kıbrıslı Türk’ün hikayesini anlattı ve Kıbrıs’ın karanlıkta kalan bir yönüne ışık tuttu. Neriman Cahit, Kıbrıs, Filistin ve Ürdün’de araştırmalar yaparak kayıp kızların izini sürdü. Pembe Menteş adlı bir başka Kıbrıslı Türk ise, Filistin’e satılan büyük halası Fetine’nin peşine düştü. Fetine’yi arayışı, Avrupa Birliği destekli Türk-Rum iki toplumlu etkinlikler çerçevesinde belgesel haline getirildi.
AMERİKAN MEDYASINA HABER OLDU
Avrupa Birliği’nin maddi destek sağladığı ‘Fetine’yi Ararken’ adlı 75 dakikalık belgesel, Mart ayında Kıbrıs Cumhuriyeti adına (Kıbrıs Rum yönetimi) 20’nci Selanik Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde ‘Missing Fetine’ (Kayıp Fetine) adıyla dünya prömiyerine başladı.
Kıbrıslı Rum yapımcı Stavros Papageorghiou’nun Tetraktys Films şirketi tarafından yapılan belgeselin yönetmeni Kıbrıslı Türk Yeliz Şükrü. 1930’lu yıllarda Filistinlilere para karşılığı gelin giden büyük halasını arayan Pembe Menteş ise, belgeselin ana karakteri ve anlatıcısı.
Amerikan haber ajansı Associated Press’in (AP)’nin belgesel hakkında yaptığı haber New York Times gazetesinde de yayınlandı.
KAYIP HALASININ ADIYLA BAŞLADI
Uzun yıllar Avustralya’da yaşadıktan sonra Kıbrıs’a dönen Pembe Menteş, belgeselle sonuçlanan arayışına nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Soy ağacımı merak edip, araştırmaya başladım. Bir gün anneme soy ağacımızın kimlerden oluştuğunu sordum. Bu isimleri yazarken de “Fetine” diye bir isim gördüm. Fetine’nin annemin halası olduğunu öğrendim. Tüm büyük halalarımı, amcalarımı, teyzelerimi, Kıbrıs’a tatile geldiğim dönemlerden tanıyordum, fakat Fetine diye birisini hiç tanımadım. Anneme sorduğumda, bana eskiden Araplara satıldığını söylediğinde şaşırdım ve “Nasıl yani?” dedim ve annem İngiliz döneminde olduğu söyleyip konuyu kapattı. Kıbrıs’a geldiğimde diğer aile büyüklerime sordum ama anladım ki bu konu kapalı bir konuydu ve hiç kimse bu konuyu konuşmak istemiyordu…”
KİTAPTA ADINI ARADI
Neriman Cahit’in ‘Araplara satılan kızlar’ kitabını okuyan büyük halası Fetini’nin adını adayan Pembe Menteş, yakın arkadaşı yönetmen Yeliz Şükrü’ye konuyu anlattı ve belgesel fikri ortaya çıktı. Fetine’nin doğum belgesine ulaşan Pembe Menteş, belgeselin 5 yıl süren ve Batı Şeria’ya kadar süren araştırmalar sonucunda tamamlandığını söyledi.
Yönetmen Yeliz Şükrü ise, büyük halasını arayan Pembe Menteş ile uzun yıllardır arkadaş olduğunu belirterek belgeseli şöyle anlattı:
“Zor olan; bu olayları bilen insanlardan bilgi almaktı, insanlar bu konu hakkında konuşmak istemiyordu. Filistin’e gitmek bizim için kolay olmadı. İki kez gittik ve her defasında 6 saat sınırı geçmek için bekledik. Dil konusu da zor oldu, aslında bir tercümanımız vardı, ama ben kendim konuşmak istedim ve oradaki insanlarla iletişim kurmak için Arapça dersler aldım.
Kıbrıs’tan Filistin’e gönderilen her kızın kötü bir hayatı olmadı, bazılarının çok güzel bir hayatı oldu. Toplumumuzda Araplara satılan kızlar ile ilgili çok karamsar bir aldı var, ama olayın içerisine girince hepsinin hikayesinin farklı olduğunu gördük ve önemli olan bunu vurgulamaktı. Evet, bir kızı oraya, kendi rızası olmadan göndermek kesinlikle hata, ama hepsi kötü şartlarda yaşamadı. Bazıları Kıbrıs’a geldiler ve aileleri ile görüştüler, Kıbrıs’tan da oraya gidenler oldu. Ama bazıları da küs gitti ve Fetine de küs gidenlerden bir tanesiydi…”