Güncelleme Tarihi:
ANMA TÖRENLERİNDEN FOTOĞRAFLAR
EFSANE LİDERİN FOTOĞRAFLARLA HAYATI
Gazze Şeridi'nde El Fetihliler Arafat'ı "sessizce evlerinde" anarken, Batı Şeria'da binlerce Filistinli, Ramallah'ta Arafat'ın anıt mezarının bulunduğu Mukata karargahına aktı.
Batı Şeria'nın diğer kentlerinde ve Filistin dışındaki diğer ülkelerdeki mülteci kamplarında anma etkinlikleri düzenlenirken, Hamas Gazze Şeridi'nde anma törenlerine yasak getirildiği haberlerini yalanladı.
Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas, sabahın erkenden Arafat'ın mezarına çelenk koydu ve saygı duruşunda bulundu. Abbas, Arafat için Mukata karargahında düzenlenen ve binlerce Filistinlinin ellerinde Filistin ve El Fetih bayrakları, Arafat'ın resimleriyle katıldığı anma töreninde yaptığı konuşmada, Arafat'ın Filistin'in bağımsızlık mücadelesindeki yeri ve önemine işaret etti, Araft'ı "tarihi bir lider" olarak tanımladı. Devrimlerin zorlu ve uzun mücadelelerden geçtiğini belirten Abbas, Filistin'in bağımsızlık mücadelesinin de muhtemelen dünyada son devrim olduğunu kaydetti.
Abbas, Filistin lideri Yaser Arafat'ın "bağımsızlık yolunda şehit olduğunu" ifade etti ve ölümünün ardındaki gerçekleri araştırmaya devam edeceklerini bildirdi.
Konuşmasında Arafat'tan bahsederken, Filistinliler arasındaki ismi Ebu Ammar'ı kullanan Abbas, Arafat'ın Filistin'in bağımsızlığı yolunda onlarca yıllık bir mücadeleye önderlik ettiğini ifade ederek, yerleşimler dondurulmadan ve
Kudüs'ün Yahudileştirilmesi durmadan İsrail'le görüşme masasına dönmeyeceklerinin altını bir kez daha çizdi.
Abbas, "Bunda yeni olan ne var? Kudüs'teki işgalin sona ermesini, yerleşimlerin topraklarımızdan çıkartılmasını istemek bizim en tabi hakkımızdır. Çünkü bunlar gayri meşrudur" diye konuştu.
"Biz de kendi devletimizi kurmak, toplumumuzu geliştirmek istiyoruz" diyen Abbas, İsrail'i Filistin-İsrail uyuşmazlığı için uluslararası toplumca desteklenen iki devletli çözümü torpillemeye çalışmakla suçladı. Tüm dünyanın Filistinlilerin toprakları için, başkenti Kudüs olan bir devlete kavuşmak için siyasi bir mücadele verdiğinin farkında olduğunu ifade eden Abbas, Filistin halkının geçici sınırlarla bir devleti kabul etmeyeceğini vurguladı.
Abbas, Filistinlilerin iki devletli çözüme bağlılıklarını sürdürmelerine karşılık İsrail'in çözümü rayından çıkarmak istediğini ve bu çerçevede bir çözümün karşısına engeller çıkardığını söyledi. Abbas, uluslararası toplumu Filistin halkını korumaya ve bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmeye de çağırdı.
Abbas konuşmasında, elini Hamas'a uzattığını da kaydederek, aşırı İslamcı rakiplerini, aradaki bölünmenin giderilmesi için Mısır tarafından ortaya sürülen uzlaşma önerisini kabul etmeye çağırdı. Filistin Devlet Başkanı, "Mısır'ın sunduğu belgeyi biz kabul ettik, Hamas'ı da işi uzatmadan kabul etmeye çağırıyoruz. Yeniden yakınlaşmak için biz elimizi uzattık bekliyoruz" dedi.
Abbas, Ocak ayındaki muhtemel seçimde adaylığını koymayacağı konusunda daha önce yaptığı açıklamayla ilgili konuşmak istemediğini de belirterek, "O konuşmamda belirtmiş olduğum gibi gelecekteki gelişmelere bağlı olarak yeni kararlarım olacak" şeklinde konuştu.
Arafat, İsrail tarafından abluka altında tutulduğu Mukata karargahında, ağır şekilde hastalanmasından kısa süre sonra, İsrail'in verdiği izinle Fransa'da bir hastaneye nakledilmiş ve 11 Kasım 2004'de 75 yaşında hayatını kaybetmişti.
GAZZE'DE ANMA ETKİNLİKLERİNE İZİN YOK
Bu arada, El Fetih'in kurucusu Arafat'ın ölümünün 5. yıl dönümünde, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde yönetime el koyduğu 2007 yılı Haziran ayından bu yana sorun haline gelen Arafat'ı anma törenleri, bu yıl da yapılamadı.
Gazze'deki El Fetih yanlıları, Hamas'ın son birkaç gündür El Fetih liderlerine uyguladığı baskı ve bazılarını gözaltına alması nedeniyle kimsenin tören, konferans veya başka bir etkinlik düzenlemeye cesaret edemediğini belirttiler.
Gazze'deki El Fetih destekçilerinden biri A.A muhabirine, "Gazze'de hiçbir şey yapamıyoruz... Gösteri yapmak bir tarafa, duvarlara Arafat'ın resmini yapıştırmak bile yasak. Resimleri yapıştıran 10-11 yaşlarındaki çocuklar bile polislerin hışmına uğruyor" dedi.
Gazze'de Hamaslı güvenlik güçlerinin, Arafat resimlerini yapıştıran El Ezher üniversitesinden gençleri de gözaltına aldıkları, resimlerine el koydukları belirtiliyor.
Hamas'ın önceki gece, El Fetih'in Gazze liderlerinden birkaçını gözaltına aldığı duyurulmuştu.
Aynı Gazzeli, cebinde Arafat'ın bir resminin bulunduğunu, bunu evine koyup, Arafat'ı sessizce anacağını da belirtti.
Filistinliler, Arafat'ın ölüm yıl dönümünde Gazze sokaklarını "normal bir günden farkı yok" diye tanımlarken, her sokak başında 4-5 silahlı güvenlik gücünün beklediğini, ayrıca sivil polislerin de iş başında olduğunu kaydediyor.
Gazze'deki fiili hükümetin İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İhab Hüseyin ise anma etkinliklerini yasakladıklarına ilişkin iddiaların doğru olmadığını söyledi. Hüseyin, kendilerine etkinlik için bir başvurunun bulunmadığını belirtti.
Gazze'de en son 2007 yılında düzenlenen Arafat'ı anma törenlerinde Hamaslı güvenlik güçleri ile Filistinliler arasında çatışmalar çıkmış, 7 kişi ölmüş 130 dolayında kişi yaralanmıştı.
BARHUM: "ARAFAT, DİRENİŞİN SEMBOLÜDÜR"
Öte yandan Hamas'ın Gazze Şeridi'nde El Fetihlilere anma etkinlikleri için izin vermemesine rağmen, Hamas sözcülerinden Fevzi Barhum, Arafat'ı Filistin direnişinin sembolü olarak niteledi.
Arafat'in olümünün El Fetih için, hareketin karar verme mekanizmasının rayından çıkması, ancak Filistin halkı için, onunla hemfikir olunsun olunmasın, Filistin davasına yürekten bağlı bir sembolün yitirilmesi anlamına geldiğini kaydeden Barhum, Arafat'ın ölümü üzerindeki şüphelere de atıfta bulunarak, bu ölümün "Filistinlilerin hakları ve prensipleri için mücadele veren liderlerin, bunun bedelini de ödemek durumunda olduklarını gösterdiğini" ifade etti.
Barhum, 2000 yılındaki ikinci intifadayla Arafat'ın, uzun yıllar süren görüşmelerin ardından, direnişe dönme kararı aldığını da belirtti.
Gazze'deki İslami Cihad liderlerinden Halid El Batş ise hareketinin Arafat'ın kendi stratejisi olan direnişi sürdürme kararında olduğunu bildirdi.
OTOBÜSLERLE BATI ŞERİA'YA AKIN
Batı Şeria'dan binlerce kişi ise Arafat'ın anıt mezarının bulunduğu Ramallah'a, Mukata karargahına aktı.
Sabahın erken saatlerinden itibaren Batı Şeria'nın diğer kentlerinden, Beytüllahim, El Halil ve Kudüs'ten Filistinliler, otobüslerle Ramallah'a geldi. Aralarında kadınların da bulunduğu polisler, Ramallah ve El Bireh'te yüzlerce otobüs ve binlerce kişiyi organize etmek için uğraş verdi.
Mukata'nın bulunduğu alan ile kentin merkezi Menara meydanı trafiğe kapatıldı.
ARAFAT KİMDİR?
Mohammed Abdel-Raouf Arafat 24 Ağustos 1924 tarihinde Kahire’de dünyaya geldi. Babası Filistinli bir tekstil tüccarı olan Arafat’ın annesi eski bir Filistinli aileden geliyordu. Beş yaşındayken annesini kaybeden Arafat İngiliz mandasının başkenti olan Kudüs’e, amcasının yanına gitti. Arafat hayatında hiç unutamadığı bir anıyı Kudüs’teki çocukluğunda yaşadı. Bir gece evlerinin kapısını kırarak içeri giren İngiliz askerleri tüm aile bireylerini dövdükten sonra evi harabeye çevirmişlerdi.
Dört sene sonra tekrar Kahire’ye dönen Arafat, 17 yaşına gelmeden Filistin’e Yahudi ve İngilizlere karşı kullanılması için silah kaçırmaya başladı. 19 yaşındayken Arap ülkeleri ile İsrail arasında savaş çıkınca, Arafat üniversitede ayrıldı ve savaşa katılmak için Gazze’ye gitti. Mağlubiyetin büyük üzüntüsü ile Teksas’a eğitimine devam etmeye giden Arafat bağımsız bir Filistin hayalleri ile tüm Filistin asıllı öğrencilerin lideri haline geldi.
Kahire’ye dönerek 1956’da mühendislik alanında uzmanlığını tamamlayan Arafat sonradan Kuveyt’e yerleşti, kamu işlerinde görev alarak kendi müteahhit şirketini kurdu. 1958’de El-Fetih’i kuran Arafat, 1959 senesinde İsrail’e karşı silahlı direnişi savunan bir dergi çıkartmaya başladı. 1964’te ise kendini tamamen devrimsel harekete vermiş olan Arafat Kuveyt’i terk ederek Ürdün üzerinden İsrail üzerine saldırılar organize etmeye başladı.
Aynı sene Filistin mücadelesi için çalışan herkesi bir araya getiren Filistin Kurtuluş Örgütü kuruldu. 1969 senesine kadar olan çalışmalarda, Filistin Kurtuluş Örgütü uzlaşmacı çözüm isteyen Arap milletlerinin kontrolünde çıkarak, çok daha iyi organize olan yeraltı örgütü El-Fetih’in kontrolüne geçti ve Ürdün’den Arafat’ın kararlarıyla hareket etmeye başladı.
Filistin Kurtuluş Örgütü Ürdün içinde kendi gerilla gücü ile bir devlet haline gelince Kral Hüseyin tarafından ülkeden kovuldular. Ardından Lübnan’da konuşlanmaya çalışan Arafat, İsrail’in askeri harekâtı ile bu ülkede de yer bulamadı ve Tunus’a geçti. Arafat bu süre içinde ciddi bir felç atlattı, bir uçak kazasından kurtuldu ve İsrail istihbarat ajanslarının suikast girişimlerinden sıyrılmayı başardı.
Sürekli gizli olarak ülkeden ülkeye geçen ve Filistin mücadelesini temsil eden Arafat, Filistin’de yardıma muhtaç insanlara olan yardımları ile tanınan yarı yaşındaki Suha Tawil ile evlendi. Dünyaya gelen kızlarına annesinin ismi Zahwa’nın ismini verdi.
Lübnan’dan atılması ardından yavaşlayan Filistin Kurtuluş Örgütü Hareketi, intifada hareketleri ile tekrar güç kazandı. 1988 senesinde Cenova’da birleşmiş Milletler toplantısında konuşma yapan Arafat, artık terörü tanımadığını ve “Filistin, İsrail ve tüm komşularını içerecek şekilde Orta Doğu’da mücadelenin içine girmiş grupların barış ve güvenlik içinde yaşamayı hak ettiğini” açıkladı.
Filistin Kurtuluş Örgütünün 1991’deki Körfez Savaşında Irak’ı desteklemesi ile yavaşlayan barış girişimleri 1993’teki Oslo Sözleşmeleri ile tekrar hız kazandı. 1996’da Filistin Otoritesinin başı haline gelen Arafat’ın yönetimi demokratiklikten diktatörlüğe kaymaya başladı. Benjamin Netanyahu döneminde ise ilişkiler iyice bozuldu.
Bölgesel manada ilişkilerini İsrail dışındaki güçlerle koruyabilmeyi başaran Arafat, 11 Kasım 2004 tarihinde, grip olduğunun açıklanmasından birkaç hafta sonra 75 yaşında hayatını kaybetti. Ölümünün sebebi olarak ortaya atılan iddialar ise halen devam etmekte.