Güncelleme Tarihi:
Bu yaklaşımın benimsemesinde son dönemde Türkiye, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili sert çıkışlarıyla dikkat çeken AP Başkanı Martin Schulz etkili oldu. Schulz, AP’deki onay sürecinin ancak AB Komisyonu’nun Türkiye’nin vize muafiyeti için gerekli tüm kriterleri karşıladığı konusunda yazılı garanti vermesinin ardından başlatılmasını önerdi. Bu öneri, AP’deki siyasi grupların liderlerinden oluşan Başkanlar Konferansı’nda kabul gördü. Bu bağlamda AP Sivil Özgürlükler ve İçişleri Komisyonu 9 Mayıs’ta sadece AB Komisyonu’ndan vize muafiyeti önerisine ilişkin bilgi almak için toplanacak. Sonrası için henüz herhangi bir takvim belirlenmedi.
Gruplar içinde de durum parlak değil. AP’nin en büyük grubu olan Avrupa Halk Partisi (EPP) Başkanı Manfred Weber, Türkiye için kuralların sulandırılmasının söz konusu olmaması gerektiğini belirterek, “Türkiye tüm kriterleri karşılamamışken Komisyon’un vize muafiyeti önermesini anlamak zor” dedi. Vize muafiyetine ilke olarak karşı olmayan Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) Başkanı Gianni Pittella da kestirme yol olmaması ve Türkiye’nin istenilen tüm kriterleri karşılaması gerektiğini düşünüyor.
Geçmişte Türkiye’ye desteğiyle tanınan Liberal Grup (ALDE) ise basın özgürlüğü konusunda çok hassas. ALDE Başkanı Guy Verhofstadt, basın ve ifade özgürlüğünün Avrupa’nın temel değerleri olduğunu ve Türkiye’de gazetecilere yönelik acımasız kısıtlamalar yaşandığını belirterek, “Durum böyle olmayı sürdürürse AP vize muafiyeti önerisini desteklememeli” dedi. Yeşiller Grubu’nda da çekinceli bir yaklaşım hâkim. AK Parti’nin “Avrupa’daki siyasi ailesinin” AP ayağı olan Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular (ECR) grubunda da hava olumsuz. ECR Sözcüsü İngiliz parlamenter Timothy Kirkhope, “AB’nin kuralları -çiğnenmek için yapılmadı. Türkiye tüm kriterleri ya nesnel olarak karşılar ya da karşılamaz” dedi.