Güncelleme Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Paris’te olduğundan, “ne yapmalı?” tartışmaları Ankara-Paris hattında yürütüldü.
Konu, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın Başbakan Erdoğan hakkında söylediği “yavaş yavaş kaddafi veya Hugo Chavez’e dönüşüyor” sözüydü.
İsrailli Bakan öyle bir cümle sarf etti ki, Ankara arada kaldı.
Ankara’nın sıkıntısının özü şu;
“Kaddafi’ye benzemek kötü müdür?”
Eğer Lieberman’ın sözlerinin bu yönüne yanıt verilirse, üstelik bu ifade kınanırsa, Türkiye-Libya ilişkileri ne olur?
Aynı durum Venezuela için de geçerli. “Chavez’e benzemek kötüdür” teziyle yapılacak bir yanıt açıklaması, Türkiye-Venezuela ilişkilerini baltalar.
Ve sonuçta, Lieberman’a yanıtın, açıklamalarının “ikinci bölümü üzerinden verilmesi” üzerinde uzlaşmaya varıldı.
Lieberman açıklamasında bir de, “Sorun Türkiye değil, Erdoğan’dır” demişti.
İşte yanıt, bu cümle üzerine kurgulandı.
ERDOĞAN DA, KADDAFİ’DEN HİÇ BAHSETMEDİ
Yapılan görüşmeler sonucunda, Başbakan Erdoğan da Dışişleri’nin bu tutumuna mutabakatını bildirdi.
Nitekim, kendisine Lieberman’ın ifadeleri hatırlatıldığında, Erdoğan da hiçbir şekilde ne Kaddafi’nin, ne Chavez’in adını andı. Lieberman için sadece “o kişi benim muhatabım değildir” dedi. Muhatap olarak da Dışişleri’ni adres gösterdi.
Liberman’a yanıt da Dışişleri’nden geldi.
Yapılan yazılı açıklamada da yine ne Kaddafi’den, ne de Chavez’den hiç bahsedilmedi. Sadece, “Sayın Başbakanımıza yönelik haddini aşan, yakışıksız ve hiçbir gerçekle bağdaşmayan ifadeler” olarak geçti Lieberman’ın söyledikleri ve hiç ayrıntı vermeden kınandı. Ankara, “neyi kınadığını” biraz ortada bıraktı açıklamada.
Üstelik açıklamanın sonunda, yine hiç Kaddafi ya da Chavez’den bahsetmeden, bir de “diplomasi dersi” verildi İsrailli Bakan’a; “İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman’ın uluslararası ilişkilerin yürütülmesinde yerleşik diplomatik nezaket kurallarını hiçe saymaya dönük tutumu devam etmektedir” denildi.
Kısacası, Lieberman Ankara’ya dün çok sıkıntılı anlar yaşattı.
Ve çözüm, tam bir “diplomasi mühendisliği” ile bulundu;
Lieberman’ın “Kaddafi ya da Chavez” demediği varsayılarak....