Güncelleme Tarihi:
AMERİKAN Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın önceki gün istifa ettiğinin açıklanması, ABD Başkanı Barack Obama’nın ilk seçildiği 2008’den beri kendine dördüncü kez bir Savaunma Bakanı bulmasını gerektirdi. Ve Amerikan basınına da yansıyan tartışmalarda şu soru ağırlık kazandı: Pentagon niye iğneli bir koltuğa dönüştü?
NİYE MEMO YAZIYOR
Hagel’ın gitmesinin ardından çıkan yorumlar eski Savunma Bakanı’nın Obama’nın yakın çeveresindeki dış politika danışmanlarını aşıp ulusal güvenlikte etkin bir rol oynayamadığında birleşiyor. Ancak bu durum bundan sonra gelecek yeni bakan için de aynı problemin geçerli olacağını ortaya koyuyor. Bu güven sorunu ise geçmişte Obama’yla birlikte görev alan iki eski Savunma Bakanı’nın da anılarını yazıp Obama’yı ağır bir dille eleştirmiş olmasından kaynaklanıyor. Nitekim Hagel’ın kabine dışı kalmasını tetikleyen olay da geçen ay Vietnam Gazisi eski Senatörün Obama’nın en güvendiği isim Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice’a yazığı memo olmuştu. Memoda Hagel Suriye stratejisini eleştirmiş ve Esad’a karşı olan tutumun netleştirilmesini istemişti. Fakat yazılan not, Hagel’ın da artık Yönetim’le ipleri kopardığı ve kendini tarih önünde aklamaya çalıştığı izlenimi doğurmuş, Beyaz Saray’da oluşan “anılarını yazan Savunma Bakanı sendromunu” tetiklemişti.
ÇOK HIZLI DEĞİŞİYOR
Pentagon’daki görevin ikinci zorluğu ise Obama’nın dış politikayı kalıcı bir stratejiden çok olayların gelişimine göre belirleyen bir çizgiye oturtması oldu. Nitekim Amerika’nın IŞİD’e karşı başlattığı harekât ve Afganistan’da yeniden askeri açıdan aktif bir rol üstlenilmeye hazırlanılan döneme denk gelen istifa, daha önce Irak Savaşı’na karşı çıkan Hagel’ın özelliklerini birden bire Savunma Bakanlığı için uygun olmayan bir pozisyona sürükledi. Ve hızla değişen koşullar, Pentagon’a müdahaleci bir çizgiden uzak Hagel’ın yerine bir Savaş Bakanı bulunmasını gerektirdi.
KONGRE BEKLENTİLERİ
Üçüncü zorluk ise Amerikan Kongresi ile yürütülen bütçe görüşmelerinde her zaman öncelikli yer tutan Savunma Bakanlığı’nı, Obama başından beri hep Cumhuriyetçilerle kuracağı ilişkide bir köprü gibi gördü. Bu nedenle ilk çalıştığı Savunma Bakanı Robert Gates gibi Hagel da bir Cumhuriyetçi’ydi. Ve Hagel’dan önceki Leon Panetta da yine Kongre’den gelen bir politikacıydı. Ancak Hagel, performansıyla Obama’nın bu beklentisini de karşılayamadı. Ve bu zorluğu da, kendisinden sonra seçilecek yeni Bakan’a bıraktı.
Türklere haksızlık mı ediyoruz
Hagel’ın Susan Rice’a yazdığı memonun basına sızmasının ardından Hürriyet’e bilgi veren Bakan’ın çok yakın bir danışmanı, Pentagon’da “Türklere IŞİD konusunda fazla mı baskı yapıyoruz” sorusunun sorulmaya başlandığını söylemişti. Ancak danışman, Hagel’ın Suriye Lideri Beşar Esad’ın da stratejide hedef alınılmasını savunup savunmadığı sorusuna “Hayır. Ama söylemek istediğim Türklere haksızlık mı yapıyoruz diye düşünmeye başlayanlar var” demişti. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın geçen haftaki Türkiye ziyaretinin tam öncesine gelen bu konuşma, Hagel ve Beyaz Saray arasında yaşanan fikir ayrılığını da ortaya koymuştu. Danışman, adı Hagel’dan sonraki Savunma Bakanı olarak geçen, Hillary Clinton’a çok yakın bir isim olan Michèle A. Flournoy’nun ise Pentagon’daki birçok kişide rahatsızlık yarattığını ve Flournoy’nun gelmesi halinde birçok istifa yaşanacağını belirterek gerginliğin işaretini vermişti.