Güncelleme Tarihi:
Geçmişte, kabilelerden birinin neredeyse tamamen yok olmasına kadar varan savaş ve düşmanlıklar, daha önemli ve büyük bir hedef için bir kenara bırakılmış durumda: Brezilya hükümetinin, yaşamlarını tehdit ettiğini düşündükleri Amazon siyasetine hep birlikte direnmek...
Xingu nehrinin çevresinde yaşayan farklı etnik kökenlerden yerli halkları biraraya getiren, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarzı bir kongre çağrısı yapıldı.
Üç gün süren büyük kongre Kayapo topraklarındaki Kubenkokre köyünde gerçekleşti.
14 farklı etnik grubun yanısıra nehrin kıyısında yaşayan dört topluluğun da temsilcileri de katıldı.
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, çevre yasalarındaki koruyucu maddeleri kaldırarak yerli halkın yaşam alanları da dahil Amazon bölgesinde maden çıkarma ve tarımı teşvik etmeyi planlıyor.
Yerli liderler, Bolsonaro'nun bu yılın Ocak ayında iktidara gelişinden bu yana daha yasal düzenlemeler değişmeden bölgelerindeki yasa dışı madencilik ve kerestecilik faaliyetlerinin arttığını söylüyorlar. Bu faaliyetlerin bölgedeki akarsuların kirlenmesine yol açacağından da büyük kaygı duyuyorlar.
Kayapo kabilesi liderlerinden Mudjire Kayapo toplantıda "Bugün sadece bir düşmanımız var. Brezilya hükümeti, Brezilya devlet başkanı ve yerli olmayan işgalciler" diyor.
"İç çatışmalarımız var ama bu hükümetle mücadele konusunda birlikteyiz" diye sürdürüyor.
Kadkure Kayapo da "Geçmişteki hataları tekrarlamayalım. Bundan böyle birleşelim" diye ekliyor.
Çevre tehdidi
Brezilya uzay kurumu INPE'nin elindeki uydu görüntülerine göre bu yıl Amazon ormanlarında irili ufaklı 47 bine yakın yangın çıktı. Ülkede çıkan toplam yangınların yarıdan fazlası bu.
Ağustos ayı Amazonlar açısından 2010 yılından bu yana en kötü dönem oldu ve yaklaşık 31 bin yangın çıktı.
Geçen yılın aynı döneminde Amazonlarda çıkan yangınlar bunun üçte biri kadardı.
Çevreciler bundan Brezilya devlet başkanının politikalarını sorumlu tutuyor ve Bolsonaro'nun seçildiğinden beri hayvancılık yapan çiftçileri orman alanı açmaya teşvik ettiğini söylüyorlar.
Bolsonaro ise yangınlardan sonra ortaya çıkan büyük öfke karşısında "sahte haberler" iddiasını gündeme getirdi.
Daha önce yangınlarla ilgili verileri kamuoyuna açıklayan Brezilya uzay kurumu INPE'nin müdürünü görevden alan Bolsonaro, kurumun bilimsel verilerinin tartışmalı olduğunu öne sürdü.
Yerli halkları en çok kaygılandıran şey hükümetin madencilikle ilgili planları. Bolsonaro yerlilerin yaşadığı topraklarda maden arama izni vermeyi istiyor ama bunun için Kongre'nin de onayını alması gerekiyor.
Şu anda yerlilerin yaşadığı koruma alanlarında madencilik yapılması yasak. Fakat uydu görüntülerinde madencilerin bu topraklarda Ocak ayından bu yana yasa dışı faaliyetlerini artırdıkları dikkat çekiyor.
Aynı zamanda Brezilya Çevre Kurumu IBAMA da bu konudaki denetimleri gevşetmiş görünüyor. Yasa dışı aramalar ve diğer çevre suçlarına ülke çapında kesilen para cezalarının miktarı geçen yıla göre yüzde 30'a yakın yani üçte bire yakın azalmış.
BBC'ye bir mülakat veren Çevre Bakanı Ricardo Salles, cezalardaki düşüşün çevre yasalarına uyumun denetlenmesinde bir gevşeme olduğu şeklinde yorumlanamayacağını söyledi.
Madencilikten yana kabileler
Topraklarındaki madencilik faaliyetleri karşılığında ödenebilecek kiralar ya da hava parasına umut bağlayan ve bu yüzden karşı çıkmayan yerli kabileler de var.
Bu grupların yerli halklar kongresine çağırılmamış olması bazı temsilcilerce eleştiriliyor.
Orman Koruma Derneği temsilcilerinde Oe Kayapo "Burada sadece çevre, toprak ve su için mücadele eden akrabalarımız var. Ama topraklarında hayvancılık ya da madencilik yapılmasını isteyen akrabalarımız burada değil" diyor ve ekliyor:
"Kendimiz konuşup kendimiz mi dinleyeceğiz? Topraklarımızı savunma mücadelesini kimilerimiz madencilik ve hayvancılığı savunurken mi sürdüreceğiz? Bu bizi zayıflatır. Böyle sürdüremeyiz."
Toplantıda yerli halkların temsilcileri ağaç kesmeye alternatif ekonomik çözüm önerileri üzerinde konuştular.
El sanatları ve yerel meyvelerin satışı yoluyla gelir elde
Husumetleri ve farklılıkları aşma adımları
Toplantıda, katılan grupların çoğunun aynı kökenden bir dil konuştuğu için takip edebildiği Kayapo dili ve hepsinin ikinci dil olarak bildiği Portekizce kullanıldı.
En heyecan yaratan konuşmayı Para eyaletindeki Trincheira Bacaja koruma alanında yaşayan halkın lideri Bepto Xikrin yaptı.
Xikrin, topraklarında bu yılın başından bu yana 400 civarında madenci ve kerestecinin yasa dışı faaliyet gösterdiğini söyledi.
Bacaja lideri, toplumlarının korku içinde olduklarını ve ne yapacaklarını bilemediklerini anlattı.
İki Kayapo lideri konuşma sırasında ayağa kalkarak işgalcileri kovmak için Bacaja'ya savaşçılarını göndereceklerini söyleyince büyük alkış aldılar.
Toplantının üçüncü ve son gününde sembolik bir gelişme daha yaşandı.
Kayapo kabilesi liderleri, uzun yıllardır düşman oldukları Panara kabilesi temsilcilerini geleneksel şarkılarını söyleyip dans etmeye davet etti.
Bedenlerini tropik meyvalardan elde ettikleri boyalarla süsleyen 4 Panara delegesinin söyledikleri şarkılar Kayapo'lar tarafından hararetle alkışlandı ve bu, kabilelerin düşmanlıklarını artık geride bıraktıkları şeklinde yorumlandı.
Neredeyse yok olacaklardı
Bu iki kabile arasındaki kayıtlara geçen ilk savaş 1922'de yaşandı.
1968 yılında Kayapolar bir Panara köyünün tüm halkını öldürdüler.
1970'lerde Brezilya'yı kuzeyden güneye kesen BR-163 otoyolunun inşaatıyla Panara kabilesi yokolmaya iyice yaklaştı.
Bu otoyol zamanın askeri diktatörlüğü tarafından Amazonları ülkenin geri kalanıyla bütünleştirme ve kontrol planının bir parçası olarak yapılmıştı.
Sonuçta hayatta kalabilen ama topraklarını kaybeden, açlıkla ve hastalıkla boğuşan 200 kadar Panara kabilesi mensubu güneydeki Xingu Yerli Koruma Parkı'na yerleştirildi.
1997'de Panara'lar BR-163 otoyolunun kestiği kendi topraklarına geri döndüler.
Burada bir koruma alanı oluşturulunca kabilenin nüfusu üçe katlandı.
Liderleri Sinku Panara tercüman aracılığıyla BBC'ye "Biz Kayapoları öldürdük, Kayapolar bizi öldürdü, Kayabi ile savaştık. Fakat beyaz adamdan gelecek tehdit hakkında hiç bir fikrimiz yoktu" dedi ve sürdürdü: "Onun için bir durup düşündük, uzlaştık, birbirimizle konuştuk ve artık savaşmayacağız. Çünkü artık birlikte savaşmamız gereken ortak çıkarlarımız var, bunu yapmalıyız ki yerli olmayanlar hepimizi öldürmesin."