Güncelleme Tarihi:
İNGİLTERE’deki University College London’dan bilim insanlarının gerçekleştirdiği çarpıcı bir araştırmaya göre Alzheimer hastalığını tetikleyen mikroskobik protein molekülleri insana bulaşabilir. Şimdiye dek hastalığın ilerleyen yaşla birlikte olarak ortaya çıktığına ve kısmen genetik olduğuna inanılıyordu.
Nöroloji profesörü John Collinge, Times gazetesine konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu protein tohumlarının beyninizde ortaya çıkmasının üç yolu var. Ya yaşlanmanın yan etkisi olarak kendi kendilerine oluşmaya başlıyor, ya sahip olduğunuz hatalı bir gen harekete geçiyor ya da tıbbi bir kaza sonucunda bu moleküllere maruz kalıyorsunuz. Bizim hipotezimiz bu” dedi.
BÜYÜME HORMONLARI ALZHEIMER NEDENİ
Araştırma kapsamında çocukluklarında kadavralardan alınan büyüme hormonları ile tedavi edilen ve 30 ila 40’lı yaşlarında Creutzfeldt–Jakob Hastalığı (CJD) adı verilen nörolojik hastalığa yakalanarak hayatını kaybeden 8 kişinin beyni incelendi. CJD hastalığı, ‘prion’ denilen protein parçacıklarının neden olduğu uzun bir kuluçka dönemini takiben ortaya çıkan ve beyin fonksiyonlarının bozulması, hızlı yaşlanma ve ölümle sonuçlanan bir enfeksiyon hastalığı.
Colinge ve meslektaşları, CJD’ye yakalanan 8 kişinin beynini incelediklerinde 6’sının aynı zamanda Alzheimer belirtileri gösterdiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, bunun nedeninin kadavralarda bulunan ve Alzheimer’a neden olan proteinlerin hormonlar aracılığıyla hastalara geçmesi olduğunu düşündüklerini açıkladı. Collinge “Bu tarz belirtileri gençlerde görmek doğal değil” dedi. Prion proteinlerine bağlı hastalıkların sterilize edilmiş cerrahi gereçlerde varlıklarını sürdürmeye devam edebildiği biliniyordu. Colinge şimdi bu durumun Alzheimer’a neden olan proteinler için de geçerli olabileceğini düşünüyor.
ARAŞTIRMA DEVAM ETMELİ
UZMANLAR CJD gibi hastalıklara hayvan ürünleri yiyerek yakalanmak mümkün olsa da Alzheimer’a bu şekilde yakalanmanın ‘pek olası olmadığını’ dile getiriyor. Ayrıca birçok Alzheimer uzmanı henüz bu araştırmanın emekleme aşamasında olduğunu ve iddiaların kanıtlanması için daha geniş araştırmalar yapılması gerektiğini belirtiyor.