Güncelleme Tarihi:
***
Birkaç gün sonra Bakan Gabriel, kendi bakanlığında Almanya’da akredite yabancı medya mensuplarıyla bir toplantı yaptı.
Sorulara geçmeden önce yaptığı kısa konuşmasında Türkiye’ye de değindi ve “Türkiye ile ilişkiler bizim için çok önemli. Bu ülkede 3 milyona yakın Türk kökenli insan yaşıyor. Bazıları Alman vatandaşı, bazıları değil. Ama hepsi buranın yurttaşı. Bu insanlar Almanya’nın kalkınması için çok çaba gösterdiler. Onlara teşekkür borçluyuz. Türkiye’deki darbe girişimi sonrasında Türk hükümeti ve Türk halkıyla dayanışmamızı daha güçlü bir şekilde ifade etmeliydik. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Darbe girişiminden hemen sonra Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunulmaması bir hataydı” dedi.
“PKK 1990’lı yıllardan beri Almanya’da haklı nedenlerden ötürü yasaklı bir örgüttür. Ben de Türk siyasetçilerin etkinlik yapmasına izin vermezken Öcalan posterlerinin asılmasını kabul edilemez buluyorum. Türkiye bu konuda haklı” dedi.
***
Tabii Gabriel’e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da Türk kökenlilerle düzenlenecek bir etkinliğe katılmasına izin verilmemesi tartışmalarını sordum.
“Türkiye’deki basın, düşünceyi ifade ve gösteri özgürlüğüne dönük müdahaleleri eleştiriyorsunuz. Ama şimdi siz Türk Cumhurbaşkanı ve Türk siyasetçilerin Almanya’daki bu alandaki özgürlüklerden yararlanamayacaklarını Türklere nasıl anlatacaksınız?” dedim.
“Bu konuda Alman Anayasa Mahkemesi’nin kararı var. Bir yabancı siyasi liderin Almanya’da bir etkinlikte konuşma yapıp yapmaması konusu düşünceyi ifade özgürlüğünden öte Almanya’nın dış politika çıkarlarıyla ilgili bir durumdur.
Türkiye ile yaşadığımız gerilim o kadar büyük ve sert ki, dış politika çıkarlarımız gereği konuyu açık etkinlikler yoluyla Türk iç siyasetinin Almanya’ya taşınmasının uygun olamayacağını düşünüyoruz” dedi.
***
Bakan Gabriel ile aynı hafta medya mensupları için bakanlığında düzenlenen yaz şenliği’nde de ayak üstü sohbet ettim.
Bakanlığın terasında düzenlenen etkinliğe geldiğinde uzaktan selamlaştık.
Birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra yanıma geldi.
Türkçe “Merhaba” deyip “Nasılsınız?” diye sorduktan sonra, daha ben hiçbir şey demeden durumun (ilişkilerin) hiç de iç açıcı olmadığını söyledi.
Ben de kendisine “Bu ülkede yaşayan Türk kökenli insanlar çok huzursuz. Bu gerginlik iki ülkenin de çıkarına olamaz. Bitirin şu gerginliği” dedim.
Türk kökenli ilk eşinden bir kızları olan, Türkiye’yi ve Türkleri seven, Türk kültürünü, Türklerin gelenek ve göreneklerini bilen Sigmar Gabriel, “Elimden geleni yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim” yanıtını verdi
Evet, iki taraf da buna özen göstermeli ve bu gerginlik bitirilmeli.