Güncelleme Tarihi:
Gabriel, Berlin'de Yabancı Gazeteciler Derneği'nin düzenlediği toplantıda, iki ülke arasındaki ilişkilere değindi.
Alman Dışişleri Bakanı Gabriel, 15 Temmuz'daki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından Türk hükümetinin, Almanya'nın terörle mücadelede uygun davranmadığını ifade ettiğini anımsattı. Almanya'nın ise "Türkiye'de ifade özgürlüğü ve gazetecilerin cezaevinde bulunması" konusunda endişeleri olduğunu aktaran Gabriel bu görüş ayrılıklarının kolay aşılamadığını belirtti. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamburg'ta düzenlenecek G20 Zirvesi'ne katılımından memnuniyet duyacaklarını dile getiren Gabriel, "Şu güncel durumda var olan zorluklarda büyük siyasi etkinliklerin yapılmasının uygun olmadığına inanıyoruz. Türk hükümetinden alt seviyede resmi bir talep geldi ancak Türk hükümetinin üst seviyesinden resmi talep gelmedi. Bundan dolayı bu konuda büyük ve yeni sorunlar yaşanmayacak olmasından memnunuz." şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, "Türkiye'de ifade özgürlüklerini, basın özgürlüğünü ve gösteri özgürlüğünü eleştiyorsunuz. Şimdi Türklere, Türkiye Cumhurbaşkanı ve diğer siyasetçilerin Almanya'daki bu özgürlükleri kullanmayacaklarını nasıl anlatacaksınız?" şeklindeki sorusuna Gabriel, "Almanya'daki anayasa ve anayasa mahkemesi kararı bu konuda net. Yabancı bir ülkeden siyasetçinin bu ülkede konuşup konuşmayacağı düşünce ve ifade özgürlüğü konusuyla ilgili değil, Almanya'nın dış politika çıkarlarının yükümlülüğündedir." yanıtını verdi.
'NAZİ ALMANYASI' NİTELENDİRMESİ DERİN YARALAR AÇTI
Almanya'da 3 milyon Türk kökenlinin yaşadığına işaret eden Gabriel, Türkiye'de iç politikadaki tartışmaların, Almanya'daki topluma taşınmamasını istediklerini belirterek Almanya ve Türkiye arasında var olan bir dizi ihtilafı gidermek için yolların bulunmasının iyi olacağını kaydetti. Seçim kampanyalarındaki dönemde, başka zamanlarda söylenmeyen bazı şeyler söylenebildiğini ifade eden Gabriel, ancak ülkesinin "Nazi Almanyası" olarak nitelendirilmesinin derin yaralar açtığını savundu. Bundan sonuçlar çıkardıklarını anlatan Gabriel, "Türkiye ile ilgili değil, buna değer veriyorum. Avrupa Birliği'ne üye olmayan ülkelere, 'herkes bu ülkede, konsolosluklarda, seçim ofislerinde seçime gidebilir. Ancak başka ülkelerde yapılacak seçimlerden 3 ay önce Almanya'da seçim kampanyası yapılmasını istemiyoruz' diye söyleyeceğiz." şeklinde konuştu.
'MAHKEMECE KABUL EDİLECEK DELİLLER İSTİYORUZ'
15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişimine de değinen Gabriel, "Almanlar olarak biz, darbeyi reddettiğimizi ve Türk hükümeti ve halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu daha fazla vurgulayabilirdik. Bunu açıkça söylüyorum. Ama biz (darbe sonrası) hemen oraya gidebilirdik. Bence bir yanlış yaptığımıza inanıyorum." dedi. Gabriel, demokratik şekilde seçilen Türk hükümetinin yanında olduklarını ve her darbeyi reddettiklerini dile getirdi.
Türkiye'den her zaman mahkemece kabul edilebilecek deliller sunmasını istediklerini savunan Gabriel, "Ondan sonra bir kimseyi iade edebileceğimizi
incelemek durumundayız. O zaman da bu kişinin Türkiye'de hukuk devleti sürecine göre yargılanacağı sorusu var. Bizim kabul edemediğimiz cezalarla tehdit edildiğinde iade edemiyoruz. İltica talebinde bulunulduğunda da önce iltica sürecinin sonuna gelinmesi lazım." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, Almanya'dan kimin iade edilip edilmeyeceği kararının bağımsız kurum ve mahkemelerin vermesini kabul etmekte zorlandığını savunan Gabriel, Türkiye'de çeşitili komplo teorilerinin ifade edildiğini, ancak kendilerinin de Almanya'da böyle şeylerin olmadığını anlatmayı başaramadığını kaydetti.
'PKK PROPAGANDASI HAKKINDA TÜRKİYE HAKLI'
Almanya'daki terör örgütü PKK faaliyetlerine ilişkin değerlendirmede de bulunan Gabriel, "Kamuoyunda PKK propagandasına izin vermememiz konusunda Türkiye'nin uyarıları haklı. PKK bu ülkede 1990'lı yılların başından beri yasaklı olan bir örgüt. Haklı olarak. Sadece Türkiye'deki yaptıklarından dolayı değil, bu ülkede şantajla haraç toplama, uyuşturucu ve silah ticaretinden dolayı. Almanya'daki Türk vatandaşlarının tehdit edilmesinden dolayı da. Türk siyasetçilerin sahne almasını yasaklarken, aynı zamanda Öcalan resimlerinin gösterilmesini de ben kabul edilemez buluyorum. Burada Türkiye haklı." şeklinde konuştu.