Güncelleme Tarihi:
ALMAN Hükümetinin Sözcüsü Steffen Seibert: Alman hükümeti Türkiye’de gazetecilere ve basına yönelik gelişmelerden duyulan endişeyi hep dile getirdi. Bu endişeye vurgu yapmaya devam edeceğiz. Türkiye Almanya ve Avrupa için önemli ve önemli bir diyalog partneri.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sawsan Chebli: Basın özgürlüğü ve demokratik hukuk devleti prensiplerine uyulması konusunda Türkiye’de şu günlerde yaşananlar bizi endişelendiriyor. Ama biz bunu Türkiye’yle açık açık konuşuyoruz. Türkiye’yle son zamanlarda ilişkilerin çok kolay olmadığını da burada sık sık dile getirdik.
AB VE ALMAN HÜKÜMETİ NEDEN SESSİZ?
Alman Gazeteciler Sendikası (DJU) yöneticilerinden Cornelia Hass: Eleştirel medyanın sesini kesmeye yönelik politikalar devam ediyor. Bunların ülke ve topluma zararlarının etkisi uzun süre etkili olacak. Biz Avrupa Birliği ve Alman hükümetinin, demokrasinin böylesine tahribatına karşı güçlü bir direniş göstermemesini bir türlü anlayamıyoruz.
Alman Gazeteciler Birliği (DJV) Genel Başkanı Frank Überall: Son gazeteci tutuklamalarıyla Türkiye’de basın özgürlüğünden kalan son küçük alanlar da kurutuluyor. Hükümet (Alman hükümeti) buna tepkisiz kalmamalı. Cumhuriyet’i, Gülenci medya olarak sınıflandırma girişiminde başarısız kalınmasından sonra anlaşılıyor ki gazeteyi bu yolla kapatmaya çalışıyorlar.
Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF): HDF olarak Cumhuriyet Gazetesine yapılan bu baskı, sindirme ve hukuksuz uygulamaları şiddetle kınıyor, bu kabul edilemez uygulamaların son bulmasını bekliyoruz. Sosyaldemokrat dayanışmanın gereği, göz altına alınan gazetecilerin ve Cumhuriyet Gazetesi’nin özgürce yayınına devam edebilmesi için, yurtdışında da çabalarımızı sürdüreceğiz.
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Yönetim Kurulu: Medyaya yönelik baskılarda yeni bir aşamaya girdiğimiz anlaşılıyor. Medya ve ifade özgürlüğü artık açıkça ayaklar altındadır. Bu noktadan bir geri dönüş olmayacağı anlaşılıyor. Laik cumhuriyet rejimiyle yaşıt Cumhuriyet gibi bir gazetenin de böyle bir operasyonla tasfiye sürecine sokulması tesadüf değildir. Bunu sineye çekemeyiz.