Güncelleme Tarihi:
Rosenheim kentinden hareket eden trene binen Rukiye Y., kaza sonrasında ayağından yaralandığını belirterek korkunç olayı şöyle anlattı:
“Hayatımda ikinci kez trene biniyorum, başıma bu geldi. Buradan üç durak uzaklıktaki Feldkirchen kasabasında yeni işe başladım. İşe her sabah trenle gitmem gerekiyor. İlk defa pazartesi sabahı trene binerek işe gittim. Bu ikinci günümdü. Aslında trene binmekten çok korkarım. Herkes bana ‘Trenden korkulur muymuş!’ diye gülüyordu. İkinci sabah kaza oldu. Yolcular feryat içinde trenden çıkmaya çalışıyordu. Bizim vagonda olanlarda birşey yoktu. Dışarı çıkınca, ayağımın acıdığını hissettim. Çok geçmeden can kurtaranlar geldi. Beni alıp hastaneye götürdüler. Ayakta tedavi gördükten sonra da taburcu edilip evime bırakıldım. Ben ucuz atlattım ama çok sayıda ölü ve ağır yaralı var. Onlara çok üzülüyorum. Bu faciayı asla unutamayacağım.”
“Kazadan hemen sonra tren içinde büyük panik koptu. Sonradan adının Rukiye olduğunu öğrendiğim bir Türk kızı aşırı şekilde korkmuştu. Ona yardım etmeye çalıştım. ‘Korkma canım, korkma’ diye teselli ettim. Ağır yarası yoktu. Fakat çok korkmuş ve titriyordu. Diğer vagonda bacağı kırılanlar vardı. Onlara da yardım etmeye çalıştım. Bizim olduğumuz vagonda başka Türk yoktu. Karşıdaki trende 23 yaşlarında Burcu isimli bir kadın varmış, başından hafif yaralı...”
ÇALIŞANLAR BASKI ALTINDA
ARD'ye konuşan demiryolu uzmanı Udo Bühlmann, “Burada insan faktörü önemli. Bir makinist otomatik güvenlik sistemini kapatıp, yola devam ederse, bu bir güvenlik açığı demektir. Tren çalışanları üzerinde çok yoğun bir baskı var. Trenlerde gecikmeler yaşanıyor. Müşterilerden şikayet yağıyor. Bu baskı demiryolu yönetiminden istasyon görevlisine ve makiniste kadar yansıyor. Gecikmelerin kapatılması isteniyor. Bunun sonucu yanlış kararlar veriliyor” dedi.