Güncelleme Tarihi:
Hele aynı grup içindeyseler, hele köşelerden savrulan laflar hakarete varıyorsa. Asla izin verilmiyor.
İşte bizim çok aşina olduğumuz kalemşör düellolarının Almanya'daki son versiyonu ve sütunlara taşmasına izin verilmeyen kavganın hikayesi...
4.5 milyon tirajlı, 12 milyon okur kapasiteli Bild gazetesinin Yayın Yönetmeni Kai Diekmann, Almanya'nın belki de en güçlü gazetecisi.
Welt am Sonntag (WamS) ise pazardan pazara yayınlanan bir gazete. Diekmann, WamS'ın da eski yayın yönetmeni.
İkisi de Axel Springer Grubu'na ait. Yani kardeş gazeteler. Ancak yayın politikalarından okur profiline kadar her alanda zıt kardeşler. Kabaca tanımıyla Bild bulvar gazetesi, Welt am Sonntag ise fikir ağırlıklı.
Kai Diekmann'ın yakında bir kitabı çıkacak piyasaya. Adı, “Büyük İhanet”. 1968 kuşağına verip veriştiriyor. Eski tüfeklerle hesaplaşıyor; onları memleketi çıkmaz sokağa sürüklemekle suçluyor Diekmann. WamS'ın makalelerden sorumlu editörü Alan Posener, bu tutuma çok içerliyor ve blogunda çok ağır bir yazı döşenerek, Alman basınında pek sık rastlanmayan atışlar yapıyor.
Gazete yönetiminden habersiz kullanılan bu yazı birkaç saat içinde büyük sansasyon yaratıyor ve apar topar yayından çekiliyor.
Olay 9 Mayıs günü cereyan ediyor ve saat 11.47 itibariyle yazı blogdan çıkarılmış bulunuyor.
Peki ne yazıyor Posener?
Diyor ki, “Bild gazetesi, okurların en bayağı içgüdülerine hitap ediyor?” Yani içerikteki cinsel ağırlığa gönderme yapıyor. Ve şöyle devam ediyor:
“İnsan hem her sayfasında okuyucunun en bayağı içgüdülerine hitap edip, hem de Papa'nın dümen suyunda gidemez. İnsan hem Bild gazetesini yapıp, hem de Sodom ve Gomore'nin günahlarını yere çalan Eski Ahit peygamberi rolüne soyunamaz?”
Sonra şöyle yazıyor:
“Ah tabii, Berlin Mahkemesi'nin de kararında belirttiği gibi başkalarının mağduriyeti üzerinden maddi çıkar sağlamaya da 68'liler zorladı Bay Diekmann'ı?”
Posener'in burada ne demek istediğini izah etmek için 2002 yılına gitmek gerekiyor. O tarihte Kai Diekmann, Tageszeitung yazarlarından Gerhard Henschel'in mizah sayfasında yayınlanan yazısından ötürü gazete aleyhinde dava açıyor. Kişiliği ağır zarar gördüğü için 30 bin Euro tazminat talebinde bulunuyor.
Diekmann'ı çileden çıkaran yazıda şu satırlar yer alıyor: “Bild'in yayın yönetmeni Miami'de penis büyütme operasyonu geçirdi, ancak maalesef cerrahlar başarılı olamadı?”
Berlin eyalet mahkemesi davaya ilişkin kararında Diekmann'ı şikayetinde haklı bulmakla birlikte, manevi tazminat talebini şu gerekçeyle reddediyor:
“Kai Diekmann, Bild'in yayın yönetmeni olarak başkalarının mağduriyeti üzerinden maddi çıkar sağladığı için, kendi kişiliğine yönelik hakaret nedeniyle ağır zarar görmüş olamaz. Başkalarına yönelik koyduğu ölçülerin kendisi için de geçerli olduğunu kabul etmesi gerekir.”
Posener bu salvoyu da savurduktan sonra sıra geliyor Bild muhabirinin karakter özelliklerine:
“Eğer biraz alaycı iseniz, ciddiyet yerine mini etekli bebeklere daha fazla değer veriyorsanız, Bild'de çok kolay kariyer yapabilirsiniz?”
Tabii bu satırlar Axel Springer Grubu'na ağır geliyor, yazı yayından çekilirken şu açıklama yapılıyor:
“Alan Posener'in yazısı, yönetimin bilgisi dışında yayınlanmıştır ve meslektaşlık ilkelerine olduğu kadar şirket kültürümüze de aykırıdır. Grubumuzda çok seslilik esastır, ancak bir meslektaşın küçük düşürülmesi kabul edilemez.”
Alan Posener bu konuda hiçbir yorumda bulunmuyor.
Aslında Bild'in Yayın Yönetmeni Diekmann, daha önce de grup içinden, gelen saldırılara maruz kalmıştı. 2004 yılında Berlin Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Sibel Kekilli'nin porno film görüntülerini ortaya çıkarınca büyük tepki almıştı Bild. Duvara Karşı'nın daha önce tanınmayan yıldızına karşı cephe almış, alenen karalama kampanyası başlatmıştı çünkü.
Tepki gösterenlerden biri de o dönemde günlük Welt gazetesinin köşe yazarı olan Mariam Lau idi. Kalemini iyice bileyip şöyle yüklenmişti Diekmann'a:
“En büyük Alman bulvar gazetesinin, kendisi hakkında rivayet edilen penis büyütme operasyonundan ötürü aşırı hassasiyet gösteren yayın yönetmeni, Berlin'de zafer kazanarak Türk kadınının özgürlük arayışının Amazonu olan kadına karşı, sırf geçmişte porno film çevirdiği gerekçesiyle kampanya başlatmış bulunuyor. Kekilli artık kapısının önüne bile çıkamıyor. İşte bazılarının basın özgürlüğü anlayışı bu?”
Lau'nun bu çıkışı, Posener'in yazısının aksine Welt yazı işlerinin onayıyla yayınlanmıştı ve Diekmann'ı çileden çıkarmaya yetmişti.
Diekman, ancak iyi ay sonra, o dönemde piyasaya çıkmış kitabıyla ilgili geniş bir eleştiri yazısının Welt'te yayınlanması üzerine yatışabilmişti.