Güncelleme Tarihi:
AfD, Hessen’de yüzde 28.2 oranında oy toplayan Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile toplam oyların yüzde 28’ini alan Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) hemen ardından üçüncü büyük güç oldu. Tam bir sığınmacı ve İslam düşmanlığı yaparak. Hem de Pegida kısa adıyla tanınan Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar ile el ele verip sokaklara dökülerek.
Gözler şimdi de yarından sonra Almanya’nın Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde yapılacak eyalet parlamentosu seçimlerine çevrildi.
Yapılan tüm kamuoyu yoklamaları, AfD’nin her üç eyalette de yüzde 5 barajını rahat aşacağını göstermekte.
Baden-Württemberg’de yüzde 12.5, Rheinland-Pfalz’da yüzde 9 oranında oy alacağından hareket edilmekte. Hatta bazı kamuoyu yoklamaları, Saksonya-Anhalt’ta AfD’nin yüzde 19 oranında oy alarak SPD’yi bile geride bırakacağını göstermekte.
Her ne kadar köklü partili politikacılar ateş püskürseler de, böyle bir sonuç hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü AfD’li sağ popülist politikacılar, halkı sığınmacılara ve Müslümanlara karşı kışkırtarak, onları kendi saflarına çekmektedir.
Almanya’da benzer gelişmeler daha önceki yıllarda da yaşandı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1949 yılında resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde 1960’lı yıllara kadar ekonomi mucizesi yaşandı. Ancak 1960’lı yılların ilk yarısında ekonomik kriz baş gösterince aşırı sağcılar hortlamaya başladı. 1964 yılında ırkçı, Almanya Nasyonal Demokrat Parti (NPD) kuruldu. NPD, söylemleriyle ve politik hedefleriyle tıpkı Hitler döneminin Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi’nin (NSDAP) uzantısı gibiydi.
1965 yılında Federal Meclis seçimlerine girdi. Ama toplam oyların sadece yüzde 2’sini alarak duvara çarptı. Ancak 1966 yılında Hessen ve Bavyera’da, 1967 yılında Bremen, Rheinland-Pfalz ve Schleswig-Holstein’de, Aşağı Saksonya’da yüzde 5 barajını aşarak eyalet parlamentolarına girdi.
1968 yılında da toplam oyların yüzde 9.8’ini alarak Baden-Württemberg Eyalet Parlamentosu’na adımını attı.
Ancak NPD’nin ırkçı ve yabancı düşmanı politikasını sağduyulu Almanlar tutmadı. NPD daha sonraki yıllarda minimum düzeyde oy alarak devre dışı kaldı. Ama eski Doğu Almanya sınırları içinde birleşmeden sonra oluşturulan yeni eyaletlerden Saksonya’da ve MecklenburgVorpommern’de parlamentoya adımını attı.
İki dönem sonra Saksonya’da da devre dışı kalırken, hala NPD MecklenburgVorpommern Eyalet Parlamentosu’nda temsil edilmekte. ¡¡¡ NPD zayıflarken 1980’li yıllarda sığınmacı sayısının artması üzerine politika sahnelerine REP kısa adıyla tanınan (RepublikanerCumhuriyetçiler) çıktı.
1983 yılında kurulan ve bir zamanlar Bodrum’da yazlığı olduğu için “Bizim Bodrumlu Franz” dediğimiz Franz Schönhuber’in de uzun süre genel başkanlığını yaptığı REP, 1989 seçimlerinde Avrupa Parlamentosu ile Berlin Eyalet Parlamentosu’na girdi.
1992-2001 yılları arasında da iki dönem Baden-Württemberg Eyalet Parlamentosu’na. Hem de yabancı düşmanlığı yaparak. Ama REP’in hesapları genel seçimlerde tutmadı. Her seferinde Federal Meclis’in duvarlarına tosladı. Zamanla REP de silindi gitti. Çünkü Alman halkı REP’in yalanlarını yutmadı.
İşte şimdi de aynı şeyler AfD için söylenmekte. Ama AfD’nin bir gün gelip kendiliğinden yok olup gitmesi beklenmemeli. Almanya’daki demokrat kesimler, sağ popülist, demokrasiyle bağdaşmayan söylemleriyle apaçık ırkçılık yapan sığınmacı ve İslam düşmanı AfD’nin kara yüzünü gözler önüne sermeli. Tabii AfD’li politikacıların kirli çamaşırlarını da.