Celal Özcan
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2016 09:11
Almanya’nın Saksonya-Anhalt Eyaleti’nde öğretmenlerin derslerde kullanması için hazırlanan yardımcı ders kitabında, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki 1915 olaylarını ‘Ermeni soykırımı’ olarak tanımlanıyor. Kitap nedeniyle Türkiye, Alman Büyükelçiyi, Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı ve tepkisini dile getirdi. Ancak kitabı hazırlatan Saksonya-Anhalt Eğitim Bakanı Stephan Dorgerloh, Hürriyet’e, “Kitapta düzeltecek bir durum yok” dedi. Dorgerloh söyleşi talebimizi zaman darlığı gerekçesiyle yazılı kaydıyla kabul etti ve sorularımızı yazılı yanıtladı.
Eğitim Bakanı olduğunuz Saksonya-Anhalt’ta soykırımların okulda ders olarak öğretilmesi amacıyla öğretmenler için bir yardımcı kitap bulunuyor. ‘Genozid als Thema schulischen Unterrichts’ (Okulda ders konusu olarak soykırım) adlı yardımcı kitapta Osmanlı İmparatorluğu’ndaki 1915 olayları Ermeni soykırımı olarak tanımlanıyor. Bu yardımcı ders kitabı Türkiye ile Almanya arasında gerginliğe ve diplomatik krize yol açtı. Ne diyorsunuz?
-Söz konusu yardımcı kitap öğretmenlere zor ve hassas bir konu olan soykırım üzerine ders verebilmeleri için ders malzemesi, kitap kaynağı, bilgi ve öneriler içeriyor. Ermeni soykırımı konulardan sadece biri. Alman ordusunun 20. yüzyılın başında Afrika’da işlediği Herrero soykırımı, Ruanda ve Kamboçya’daki gibi yeni tarihte işlenen soykırımlar da konu ediliyor. Burada söz konusu olan halklarımızın birliğini zedelemek değil. Burada söz konusu olan tarihten ders çıkarmak. Özellikle biz Almanlar olarak, bunun için yeterince gerekçemiz var. Ama biz haksızlığın özeleştirisiyle barış ve uzlaşıya götüren kurtarıcı tecrübeyi de edindik. Önceki nesillerin yaptığını biz geri çeviremeyiz. Ama, bugün komşularımızla anlaşı, uzlaşı ve barışı sağlamak da bizim sorumluluğumuz.
Ne zamandan beri bu kitap Saksonya-Anhalt’ta yardımcı ders kitabı olarak kullanılıyor? Hangi sebeple ve buna kim karar verdi?-Yardımcı kitap 2015-2016 ders yılında Saksonya-Anhalt Okul Kalitesi ve Öğretmen Eğitimi için Eyalet Enstitüsü tarafından hazırlandı. Biz Saksonya-Anhalt olarak bu malzemeleri tarafsız uzman ve bilim insanlarının tasarlayıp hazırlamasına önem veriyoruz. Bu kitabın hazırlanmasında örneğin Bochum Ruhr Üniversitesi Diaspora ve Soykırım Araştırma Enstitüsü’yle sorumluluk dolu bir işbirliği yapıldı. Biz
Almanya’da geçerli olan bilim özgürlüğü, özgür öğretim ve düşünce özgürlüğüne önem veriyoruz. Ders malzemesi sorumluluğu ise eyaletlerde.
Alman hükümeti bile bu olayları soykırım olarak tanımlamıyor. Böyle bir hassas konuda nasıl oluyor da bir eyalet, hem de ders kitabı olarak böylesine açık bir tavır alabiliyor?-Bu kitap bir ders kitabı değil. Öğretmenlere tarih, sosyal bilgiler veya etik derslerinde kullanmaları için düşünülmüş el kitabı. Biz bunun hassas bir konu olduğunu biliyoruz. Bu konu Alman politikasında da açıkça tartışılıyor. Gerek Parlamento Başkanı Norbert Lammert, gerekse Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan bu olayları ‘soykırım’ olarak niteledi. Bunun yanında bu katliamda Almanya’nın suç ortaklığı da vurgulandı.Başbakan Merkel de hükümet sözcüsü Seibert üzerinden benzeri açıklama yaptı. 21 Nisan 2015 tarihli Meclis oturumunda CDU/CSU ve SPD partiler üstü bir karar önergesi getirdi.
Bu önergede şöyle deniyor: “Ermenilerin tehciri ve kıyımının 20. yüzyıldaki etnik çatışmaların tarihi olarak okul müfredatları ve ders malzemelerinde işlenmesi ve gelecek nesillere aktarılması, bugün Almanya’da okul, üniversite ve siyasi eğitimin görevi. Bu konuda özellikle eyaletlere önemli görev düşüyor...” Biz de bu görevi yardımcı kitapla yerine getirmek istiyoruz.
Yardımcı kitapta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafatasları üzerinde yürüyen bir karikatürü yer alıyor. Bununla amacınız nedir? Erdoğan bugünkü Türkiye Cumhurbaşkanı.-Bahsettiğiniz karikatür 2011 yılından. Fransa Parlamentosu’nun onayı ve Türkiye’nin buna karşı tavır almasıyla ilgili. Söz konusu karikatür kitapta 4. bölümün bir parçası. Bu bölümde ek olarak Almanca ve İngilizce farklı kaynak metinler ve karikatür yer alıyor. Bu karikatür içerikten bağımsız olarak düşünülemez. Çünkü yazar karikatürü bu bölümdeki sistematik ve didaktik ders taslağının bir parçası olarak görüyor ve buna ait metinde de konuya açıklık getiriyor.
Kitabın ve karikatürün kullanılmasına devam edilmesinde ısrarlı mısınız?-Kitap güncel bilimsel düzeyde. Burada düzeltme yapılacak bir durum yok. Bizim öğretmenlerimiz bu konuyu her halükarda gerekli hassasiyetle ele alıyorlar. Kitap ideolojik olarak öğrencilerin beyinlerini yıkamak için düşünülmüş değil. Daha ziyade öğrencilerin bu konu karşısında tavırlarını ele almak ve bunun yanında farklı görüş açılarını tanımak ve tartışmak için öğretmenlere öneriler niteliği taşıyor. Kaldı ki, Ermeni okulları ve öğrencileriyle uzun yıllardır kardeş okul ve öğrenci değiş tokuşu ilişkilerine sahip olan bir eyalet olarak, bu gibi hassas konuları 21’inci yüzyılda okullarda konuşabilmeliyiz.
BAKANIN SÖYLEDİĞİ GİBİ DEĞİLKitap 125 sayfa. Bakan Dorgerloh, “Kitapta sadece Ermeni soykırımı işlenmiyor” diyor. Ama kitap Ermeni soykırımıyla başlıyor ve kitabın üçte ikisi bu konu üzerine. Kitabın son bölümü olan 5’inci bölümde Herrero (Namibya), Ruanda ve Kamboçya’daki soykırımlar konu ediliyor.
Bakan Dorgerloh kitaba yazdığı önsözde de asıl “...dikkatin 1915-1916’da Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni soykırımı üzerine” olduğunu vurguluyor.
Kitapta dönemin Alman Büyükelçisi Wangenheim’ın tehcir üzerine yazılarından alıntılar, olaylarla ilgili fotoğraflar bulunuyor. 1915 olayları üzerine yazılmış kitaplar tanıtılıyor.
Avusturyalı yazar Franz Werfel’in ‘Musa Dağı’nda 40 Gün’ romanı, Alman yazar ve felsefeci Rolf Hosfeld’in ‘Çölde Ölüm. Ermeni Soykırımı’ kitabı, Ermeni yazarların konuyla ilgili kitapları ve konu üzerine çok sayıda kaynak kitap tanıtılıyor. Kitapta Birinci Dünya Savaşı’nın Jön Türkler hükümetine Ermeni sorununu nihai çözüme kavuşturmak için imkan tanıdığı kaydediliyor. İttihat ve Terakki’nin Turancılık görüşleri anlatılıyor.