Güncelleme Tarihi:
Almanya'nın eski Cumurbaşkanı Christian Wulff, İslam’ın Almanya’ya ait olmadığını söyleyenlerin anayasaya aykırı hareket etmiş olacaklarını söyledi.
Görevde bulunduğu sırada "İslam Almanya'ya da aittir" sözüyle yoğun bir tartışma başlatan Almanya'nın eski Cumurbaşkanı Christian Wulff, Almanya'da akredite olan Yabancı Gazeteciler Cemiyetinde düzenlenen toplantıda, küreselleşme, terör ve savaşlardan kaynaklanan korkulardan dolayı çok sayıda ülkede artan bir milliyetçiliğin görüldüğünü belirtti.
"Ben çok etnisiteli, çok dinli ve çok kültürlü bir Almanya'dan yanayım" diyen Wulff, Almanya'da herkesin istediği gibi inanmasını bir kazanımı olarak gördüğünü ifade etti.
Avrupa topraklarında dini sebeplerden dolayı çok savaşlar yaşandığını ve çok kan aktığını anımsatan Wulff, "Kim, 'Almanya'da, Avrupa'da İslam'ı istemiyorum' derse, anayasaya karşı hareket etmiş olur" dedi.
Medeniyetler çatışması yerine birlikte yaşamaya ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Wulff, bunun bir insani görev olduğunu ve bu tartışmanın Almanya'da yapılması gerektiğini belirtti.
Wulff, 2010'da sarf ettiği "İslam Almanya'ya da aittir" ifadesinin ardından ülkede yoğun tartışmalar yaşandığına işaret ederek, "Eleştiriler oldu. Bazıları Müslümanlar aittir ama İslam değil diye ifadeler kullandı. Hayır, 3 milyon Müslüman ülkemizde yaşıyorsa o zaman onlar bu ülkede dinleriyle birlikte aitler ve inançları, İslam din dersi, imamların yetiştirilmesi ve merkezi yerlerdeki camileriyle buraya dahiller" dedi.
Almanya'da anayasayı savunan çok sayıda Müslüman'ın yaşadığına da dikkati çeken Wulff, "Bu kadar çok Türk kökenli askerimiz olmasaydı ordumuz bu kadar etkin olmazdı. Medyada, kültür alanında çok sayıda Müslüman göçmen aydın ülkemizi savunuyor ve temsil ediyor" ifadelerini kullandı.
Ülke içinde bölünmüşlük yaşanması durumunda demokrasinin tehlikede olacağını savunan Wulff, halkın, gelişmelerden dolayı Müslümanları suçlu olduğunu ifade etmesinin çok tehlikeli bir durum olacağını bildirdi.
Avrupa'da din ve kültürlerin bir zenginlik olup olmadığının tartışılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirten Wulff, Avrupa Birliğinde diğer unsuların yanında kültürel boyutunun ihmal edildiğine değindi.
MÜSLÜMANLAR AYRIMCILIĞA UĞRUYOR
Aşırı sağcı ve İslam karşıtı "Almanya için Alternatif" (AfD) partisi ile "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar" (PEGIDA) hareketini eleştiren Wulff, "Avrupa'yı bilmeyenler Avrupa'yı savunuyorlar" dedi.
Wulff, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) da çok sayıda AB karşıtı milletvekilinin bulunduğuna işaret etti.
PEGIDA'cıların Alman Anayasası'nı okumadığını belirten Wulff, "Birsinin Müslüman olmasından dolayı ayrımcılığa uğramayacağını bilmiyor. Ama orada yazıyor. Burada ayrımcılık yapılıyor. Onlar istenmiyor, onlara gerek duyulmuyor deniyor, Müslümanlar artık ayrımcılığa uğruyor. AfD Başkan Yardımcısı 'İslam'ı Avrupa'da istemiyorum' dedi. Bu konuda yeterince öfke duyulmadı" ifadesini kullandı.
Göçmenlerin uyum sağlamasına ilişkin kolay çözümlerin bulunmadığına işaret eden eski Cumhurbaşkanı, Fransa'da tüm Müslümanların Fransızca konuştuğunu ve Fransa vatandaşlığına sahip olduğunu, ancak Fransa'da Almanya'dan daha fazla entegrasyon sorunun yaşandığını vurguladı.
CAMİLER MÜSLÜMANLARIN PARALARIYLA YAPILDI
Wulff, Almanya'daki camilerin finansmanı konusunda görüşlerini dile getirerek, ülkedeki çok sayıdaki caminin Müslümanların maaşlarından tasarruf ettiği paralarla inşa edildiğine dikkati çekti.
Türkiye’den gelen imamların ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) cemiyetlerinin görünür bir şekilde terörden uzak olduklarını vurgulayan Wulff, Müslüman Türk cemiyetler ile DAEŞ terörizmi arasında herhangi bağı bilmediğini ifade etti.
Wulff, Suriye'de çatışmaların tüm ülkelerin katılımıyla sonlandırılması gerektiğini belirterek, "Suriye’de kalıcı bir barışın sağlandığı çözümde Esed’in yeri yok" dedi.
Türkiye’ye ilişkin de Wulff, Batı'ya entegrasyonu sağlayan bir Türkiye'in Batı ile Doğu arasında bir köprü olacağını belirterek, Batı'ya ve Doğu'ya yönelen Türkiye'nin barışı tesis etme işlevini de göreceğini belirtti.
Wullff, okuduğu şiirde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret eden komedyen Jan Böhmermann konusundaki tartışmanın nesnelleştirilmesi gerektiğini ifade ederek, hakaretin suç olduğunu, bunun bir hakaret olup olmadığını ise hukukun karar vereceğini kaydetti.