Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Gauck, Berliner Dom katedralinde Almanya'daki kiliselerin ortak düzenlediği "Ermenilere, Süryanilere ve Pontus-Rumlarına uygulanan soykırımı anma töreni"ne katılarak bir konuşma yaptı.
Şu sırada yüz yıl önce planlı ve sistematik olarak katliam eylemlerine kurban giden Ermeni halkının üyelerini andıklarını savunarak sözlerine başlayan Gauck, 1915 olaylarında Ermenilerin yaşadıklarına ilişkin olarak, "Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi, korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı, diri diri yakıldı, ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu" iddiasında bulundu.
"Bu planlı ve hesaplı caniyane eylem Ermenileri sadece bir sebepten dolayı vurdu: Ermeni oldukları için. Benzeri şey de aynı kaderi paylaşan Pontus Rumlarını, Asurileri ve Süryanileri de vurdu" diyen Gauck, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugünkü bilgilerimiz ve son on yıllardaki siyasi ve insani felaket olayları gözümüzün önüne açıkça ortaya koyuyor ki, Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve evet soykırım tarihi için bir örnektir."
Bu suçların savaşların gölgesinde işlendiğini ifade eden Gauck, savaşın bu cürümleri meşrulaştırdığını savundu.
Gauck, bunun 1. Dünya Savaşı'nda Ermenilerde vuku bulduğunu, yüzyıl boyunca başka yerde ve zaman zaman da bugün birçok başka azınlıklara uygulandığını kaydetti.
Bu kaderin unutulmaması için kurbanları andıklarını ifade eden Gauck, kurbanların sesi olunması ve hikayelerinin anlatılması için onları hatırladıklarını belirtti.
Gauck, halk gruplarının ayrıştırılması, etnik temizliğin ve tehcirlerin 20. yüzyılın başında çoğu zaman ulus devletlerin oluşmasının karanlık tarafını oluşturduğunu söyledi.
Ancak "tek tip" ve "saflık" ideolojisinin dışlanma, tehcir ve korkunç eylemlerle bitmediğini kaydeden Gauck, "Bundan Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni halkının kurban haline geldiği 'soykırımsal' bir dinamizm gelişti" ifadesini kullandı.
100 yıl önce yaşanan olayların nasıl tanımlanması konusundaki bir tartışmanın içinde olduklarını ifade eden Gauck, bu tartışmanın bir kavrama indirgenmemesini istedi.
Bugün yaşayan hiç kimsenin sanık sandalyesine oturtulmadığını, vaktiyle bu fiilleri işleyenlerin bugün yaşamadığını, onların çocuklarının ve torunlarının suçlanamayacağını belirten Gauck, ancak kurbanların torunlarının tarihi gerçekleri ve böylelikle tarihi suçun kabul edilmesini haklı olarak bekleyebileceklerini savundu.
"ALMANYA'DA HATIRLANMASININ DERİN BİR ANLAMI VAR"
Gauck, Ermeni halkının öldürülmesinin Almanya'da hatırlanmasının derin bir anlamı ve geçerliliği olduğunu vurgulayarak, Ermenilerin ve Türklerin torunlarının bu ülkede kendi tarihleriyle yaşadıklarını kaydetti.
"Ermenilere soykırımla ilgili biz Almanların da genel olarak ortak sorumluluğu, belki de suç ortaklığı olup olmadığı konusundaki değerlendirmelerle yüzleşmemiz gerekiyor" diyen Gauck, sürgünün planlanmasında ve kısmen de uygulanmasında Alman askerlerinin katkısının bulunduğunu belirtti.
İlk kez 1915 olaylarıyla ilgili "soykırım" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Gauck, Alman İmparatorluğunun müttefiki olan Osmanlılarla olan ilişkileri tehlikeye atmamak için Alman tanıkların ve diplomatların gönderdiği bilgileri görmezden geldiğini savunarak, bu konuda sözde bazı örnekler verdi.
Dünyanın her yerinden bu konuda verilen hatırlama ve uzlaşma işaretlerinden dolayı bugün müteşekkir olduğunu ifade eden Gauck, özellikle
Türkler ve Ermeniler arasında cesaretli anlayış ve yakınlaşma işaretlerinden
memnuniyet duyduğunu kaydetti.
Kimsenin gerçeklerden korkmaması gerektiğini ifade eden Gauck, "Bizi geçmişte ve bugün ayıran şeyleri birlikte aşabiliriz" ifadesini kullandı.