Güncelleme Tarihi:
Almanya'da düzenlenen 60. Münih Güvenlik Konferansı devam ediyor. Ev sahibi Almanya Başbakanı Olaf Scholz, konferansta yaptığı konuşmanın tamamını Ukrayna'daki savaşa ayırdı. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'daki en büyük savaşın iki yıldır devam ettiğini belirten Scholz, "Rusya'nın saldırganlığı her gün masum hayatlara mal oluyor. Ukrayna'da insanlar her gün ağlıyor, yas tutuyor ve ölüyor. İşte bu yüzden bugünkü konuşmamı yanı başımızdaki bu savaşa ayırmak istiyorum. Rusya Silahlı Kuvvetlerinin önemli bir kısmı sağlam durumda. Rusya, uzun yıllardır ordusunu bu savaşa hazırlıyor ve her düzeyde yeni tehlikeli silah sistemleri geliştirdi. Rusya ekonomisi uzun süredir savaş modunda. Özgürlük ve demokrasiyi savunan herkes hayatından korkmalıdır. Alexei Navalny'nin Rusya'da cezaevinde öldüğüne ilişkin şok edici haber bunun ne anlama geldiğini bize gösteriyor. Son olarak Putin, cepheye giderek daha fazla asker gönderiyor. Savaşın başlamasından 2 yıl sonra hepimiz kendimize şu soruyu sormalıyız, Putin'e 'uzun vadede varız' sinyalini verecek kadar çabalıyor muyuz? Rusya'nın Ukrayna'daki zaferinin ne anlama geleceğini tam olarak bildiğimiz halde yeterince çabalıyor muyuz? O zaman ödemek zorunda kalacağımız siyasi ve mali bedel, bugün ve gelecekte Ukrayna'ya verdiğimiz desteğin tüm maliyetlerinden kat kat daha yüksek olacaktır" diye konuştu.
Scholz, "Rusya'dan gelen tehdit gerçek. Bu nedenle caydırıcılık ve savunma kabiliyetimiz inandırıcı olmalı ve inandırıcı kalmalıdır. Biz Rusya ile NATO arasında bir çatışma istemiyoruz. Bu nedenle savaşın başından beri Ukrayna'nın tüm destekçileri hemfikirdi, Ukrayna'ya kendi askerlerimizi göndermeyeceğiz. Aynı zamanda Putin ve Rus ordusunun da şunu anlaması gerekiyor. Biz dünyanın en güçlü askeri ittifakı olarak, ittifak topraklarımızın her metrekaresini savunabilecek kapasiteye sahibiz. Bunu başarmak için caydırıcılık alanı da dahil olmak üzere NATO'nun Avrupa ayağını güçlendirmeye devam etmemiz önemli" ifadelerini kullandı. Almanya'nın bu yıl ve önümüzdeki yıllarda gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 2'sini savunmaya ayırdığını hatırlatan Scholz, "Caydırıcılığımızın modern ihtiyaçları karşıladığından her zamankinden daha fazla emin olmalıyız" dedi.
Scholz, "Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Atlantik'in her iki yakasında yaklaşan seçimlerin sonucu ne olursa olsun, şu nettir, biz Avrupalılar, şimdi ve gelecekte kendi güvenliğimize çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Bunu yapmak için çok istekliyiz" dedi. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden başkan olması durumunda "yeterince harcama yapmayan NATO ülkelerine yönelik Rusya'nın herhangi bir saldırısını engellemeyeceği" şeklindeki tepki çeken ifadelerini işaret eden Scholz, "NATO'nun yardım garantisinin göreceli hale getirilmesi sadece Putin gibi bizi zayıflatmak isteyenlerin işine yarar” şeklinde konuştu.
"GÜVENLİK OLMADAN GERİYE KALAN HER ŞEY BİR HİÇTİR"
Güvenlik için yapılacak harcamaların farklı yerlere yapılacak yatırımları geciktirebileceğine değinen Başbakan Scholz, “Aynı zamanda güvenlik olmadan geriye kalan her şey, bir hiçtir. Ancak hepimiz dayanışma içinde ve uzun vadeli olarak gerekli fonları sağlarsak savunma sanayimiz güvenilir bir şekilde üretimini arttıracak ve böylece güvenliğimize de katkıda bulunacaktır. Sonuçta kıtamızdaki en büyük güvenlik tehdidinden, Avrupa'daki bir savaştan bahsediyoruz. Ancak burada inandırıcı olursak Putin de şunu anlayacaktır, Moskova'nın dikte ettiği bir barış olmayacak, çünkü buna izin vermeyeceğiz" dedi.
Scholz, "Rusya savaş hedeflerinin hiçbirine ulaşamadı. Putin, Kiev'i iki hafta içinde almak istiyordu. İki yıl sonra Ukrayna, Rus işgali altındaki toprakların yarısından fazlasını kurtardı. Rusya, Karadeniz'in batısında kontrolünü kaybetti. Tüm bunlar her şeyden önce Ukrayna Silahlı Kuvvetleri sayesinde oldu. Cesaretlerine ve zorlukla kazandıkları başarılarına büyük saygı duyuyorum. Ancak hepimizin desteği de buna katkıda bulunmuştur. Bu, şimdi vazgeçmememiz ve bu yolda kararlılıkla devam etmemiz için bir teşvik olmalıdır. Almanya tam da bu konuda kararlı ve aynı zamanda üzerine düşeni yapmaya kararlı” ifadelerini kullanarak konuşmasını tamamladı.