Alman usulü telekulak

Güncelleme Tarihi:

Alman usulü telekulak
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2008 00:00

Alman ekonomisi yeni bir dinleme skandalıyla çalkalanıyor. Ülkenin en büyük iletişim şirketi olan Deutsche Telekom’un (DT) 2005-2006 yıllarında üst düzey yöneticilerle ekonomi gazetecileri arasındaki telefon görüşmelerini takibe aldığı ortaya çıktı.

GÜN geçmiyor ki, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya’da yeni bir şirket skandalı patlak vermesin. Porsche ve Lidl perakende zincirinde yaşanan skandalların ardından Alman ekonomisi bu kez ülkenin en büyük haberleşme şirketi olan Deutsche Telekom’da patlak veren telekulak skandalıyla çalkalanıyor. Skandalın ortaya çıkmasına ise dinleme işini gerçekleştiren taşeron şirkete ödemenin gecikmesi neden oldu.

Skandal, dört hafta önce DT’nin Bonn’daki merkezinin hukuk servisine gelen üç sayfalık zehir zemberek bir faks mesajıyla uç vermeye başladı. Faks mesajı Berlin’deki bir danışmanlık şirketinden geliyordu ve DT’nin baş avukatına hitaben kaleme alınmıştı. "Saldırgan potansiyelimizi küçümseyin" benzeri tehditlerin savrulduğu mesajda, "derhal bizimle bağlantıya geçin. İşbirliğini kontrollü bir şekilde sona erdirelim" uyarısı yapılıyordu.

Kim, kimi aradı

Faks mesajı, DT’de alarma yol açtı. Mektup, üst düzey yönetime aktarıldı. Şirket içi soruşturma sonucu 2005-2006 yıllarında yönetim kurulu üyeleri ve özellikle işçi temsilcilerinin ekonomi gazetecileriyle yaptığı sayısız telefon konuşmasının takip edildiği ortaya çıktı. Dinleme faaliyetleri, "Clipper Operasyonu" ve "Rheingold Operasyonu" olarak adlandırılmıştı. İddiaya göre taşeron şirket, kimin kimi aradığını, ne zaman aradığını ve konuşmanın ne kadar sürdüğünü takip ediyordu. İçeriğin ise dinlenmediği öne sürülüyor.

İsviçre peyniri gibi

O dönemde şirketin başında Kai-Uwe Ricke bulunuyordu. Ricke, sevilen bir CEO değildi. 2008’e kadar 45 bin çalışanın işten çıkarılmasıyla ilgili tasarruf planı yapıyordu. Bu nedenle işçi temsilcilerinin de bulunduğu denetleme kurulunda hararetli tartışmalar yaşanıyordu. DT’nin yönetim kademelerindeki çekişmelerle ilgili detaylar sık sık basına sızıyordu. Ricke’nin koltuğu sağlam olmadığından olası haleflerine dair birçok haber yazılıyordu. DT, Kai-Uwe Ricke ile 2006 Kasım’ında yollarını ayırdı. Skandal ise Ricke’nin görevden ayrılmasından çok sonra ortaya çıktı. Spiegel’e konuşan Ricke, basına kaçaklardan endişe duyduğunu doğruladı, "Telekom, İsviçre peyniri gibi delik deşikti" dedi, ancak dinleme emrinin kendisinden çıkmadığını savundu.

Skandalla ilgili Alman savcılar harekete geçerken telekulaktan haberdar olmadığı belirtilen DT’nin yeni CEO’su Rene Obermann, "iddialar açıklık kazanmalı ve ciddi sonuçları olmalı" dedi.

Faks ortaya çıkardı

Skandal, DT için dinleme yapan şirketin, ödenmeyen fatura üzerine merkeze zehir zemberek bir faks mesajı çekmesiyle gün ışığına çıktı.

Ve diğer skandallar

Tuvalette takip: Geçtiğimiz günlerde Alman Lidl market zincirinde çalışan personelin gizli kameralarla takip edildiği ortaya çıkmıştı. Çalışanların konuşmaları, aşk hayatları ve tuvalete ne sıklıkla gittiği takip edilmişti. Lidl ise hırsızlara karşı bu kameraları yerleştirdiğini öne sürmüş özür dilemişti.

Bebefon ile dinleme:

Porsche ve Volkswagen şirketi de geçtiğimiz haftalarda Porsche’nin CEO’su Wendelin Wiedeking’in kaldığı otel odasına bebefon diye adlandırılan telsizlerde yerleştirildiği gerekçesiyle dava açmıştı. Bebefon, Wiedeking’in kaldığı Wolfburg’daki Ritz-Carlton otelinde kaldığı odada bulunmuştu.

Kim ne dedi

Haberleşme gizliliği sekteye uğradı


Alman İş Dünyasında Etik Değerler Birliği:

Bir telekomünisyon şirketinin güvenilirliği, önünden geçen devasa dataları koruyabilme yeteneğine bağlıdır.

Alman Gazeteciler Federasyonu (Hendrik Zoerner): Güvenin hiç bu kadar aşikar bir şekilde suistimal edilmesine tanık olmamıştık.

Handelsblatt Gazetesi:

DT’deki casusluk, global iş dünyasından büyük şirketlerle ilgili gelen tüm negatif haberleri gölgede bırakır. Siemens’deki yolsuzluk, Lidl’deki casusluk bile, Bonn’daki şirket merkezinde yaşanan olayların yanında küçük birer günah sayılır.

Financial Times Deutschland:

Eğer şirket içi bilgiler, dışarı sızıyorsa bütün yönetimler önlem alır. Telekom gibi kamuya açık bir şirket, borsayı ilgilendiren bilgiler sözkonusu ise bunu yapmakla zorunludur.

Die Tageszeitung:

Hiç kimse bir suç çetesinin bir telefon şirketini yönetmesine izin vermemeli. Şimdi kanunsuzların telefon şirketini, müşterileri hakkında casusluk yapmak amacıyla kullanılabileceğine dair haklı korku yaşanabilir.

Süddeutsche Zeitung: Kim sorumlu olursa olsun, şirkete yönelik bir zarar söz konusudur. Skandal, haberleşmenin temel prensibi olan gizliliğe darbe vurmaktadır.

Bilgi notu

Deutsche Telekom, Avrupa’nın en büyük telekomünisyon şirketi. Alman devleti ise yüzde 32’lik payla en büyük hissedar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!