Güncelleme Tarihi:
***
Berlin Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (DIW) tarafından yapılan bir araştırmaya bakıyorum.
Almanya’da seçim çağındaki her üç kişiden ikisi, ülkede herkese madden adil davranıldığı ve mali durumlarının hiç de fena olmadığı görüşünde.
Bu görüşü paylaşan CDU/CSU, SPD ve Yeşiller seçmenlerinin oranı biraz daha yüksek.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) ve Sol Parti seçmenlerinin oranı ise biraz daha düşük.
Bir zamanların işçi partisi olarak nitelenen SPD’ye destek veren işçilerin oranı 2000 yılında yüzde 44’ü bulurken, 2016’da bu oran yüzde 17’ye düşmüş.
CDU/CSU’ya yaklaşım da öyle.
2000 yılında CDU/CSU’ya oy verenlerin yüzde 35’i işçi iken bu oran 2016’da yüzde 16’ya düşmüş.
CDU/CSU’ya destek veren sözleşmeli personel ve memurlarda ise aynı yıllarda bu oran yüzde 45 ve yüzde 8’den yüzde 63 ve yüzde 9’a yükselmiş.
Ama SPD’yi destekleyen sözleşmeli personel ve memur oranında da bu süre içinde ciddi bir artış olmuş.
DIW’nin verilerine göre, 2000 yılında SPD’nin oylarının yüzde 48’ini sözleşmeli personelin, yüzde 5’i memurların verdikleri oylar oluştururken, bu oran geçen yıl sözleşmeli personelde yüzde 68’e, memurlarda yüzde 8’e yükselmiş.
Yani SPD’nin seçmeni ile CDU/CSU’nun seçmeni profili neredeyse örtüşmeye başlamış.
Serbest meslek sahipleri ve işverenler ise SPD’ye daha önceki dönemlerde olduğu gibi yine uzak durmayı sürdürüyor.
SPD, bu grup mensuplarından 2000 yılında ancak yüzde 3 ve 2016 yılında da yüzde 7 destek görmüş.
***
Bu grup, eskiden olduğu gibi şimdilerde de zenginler partisi olarak bilinen FDP’ye ve yanlarında olduklarını hissettikleri CDU/CSU’ya daha fazla destek veriyor.
DIW’nin araştırmasına göre, 2000 yılında FDP’nin oylarının yüzde 16’sını, geçen yıl da yüzde 15’ini serbest meslek sahipleri ile işverenlerin verdiği oylar oluşturmuş.
CDU/CSU’da ise bu oran yüzde 12 ile 2000 yılında olduğu gibi 2016 yılında da aynı kalmış.
Ancak bu araştırmaya göre sandık başı yapmayanların çok büyük bir bölümünü dar gelirliler, işsizler ve gençler oluşturuyor.
İşte burada köklü partilere olduğu gibi toplumun her kesimine çok önemli bir görev düşüyor.
Gençleri kazanmak...
Madem hep “Gençler geleceğimizdir” diyoruz, o halde bu gençleri kazanmak için daha çok çaba göstermeliyiz.