Güncelleme Tarihi:
BILD am Sonntag gazetesinde konuya ilişkin bir makale yazan de Maizere, kendine göre önemli gördüğü hususları dile getirerek bu alanda bir tartışma başlatmak istediğini söyledi. Almanya’daki egemen kültürü anlatırken ilk olarak davranış konusuna değinen de Maiziere, “Bizler ismimizi söyleriz ve karşımızdakine elimizi uzatırız. Biz açık bir toplumuz, yüzümüzü gösteririz. Biz burka değiliz” ifadelerini kullandı.
Performans kavramının Almanya için önemli bir değer olduğuna vurgu yapan bakan, “Biz performans talep ederiz. Performans ve kalite refah getirir. Başarı kavramı ülkemizi güçlü yaptı” diye yazdı.
'BİLİNÇLİ VATANSEVERLİK'
Alman İçişleri Bakanına göre, tüm inişli çıkışlı halleriyle Alman tarihini sahiplenmek de önemli noktalardan biri: “Bizim geçmişimiz, günümüzü ve kültürümüzü şekillendirir. Biz Alman tarihinin mirasçılarıyız.” İçişleri Bakanı, dinin rolü konusunda ise dinin toplumu ayrıştırıcı değil birleştirici bir unsur olduğunu, kanunların da tüm dini kuralların üzerinde olduğunu yazdı.
Yazısında vatanseverlik konusuna da değinen de Maiziere, “Biz bilinçli vatanseverleriz” dedi. Bakan, bilinçli bir vatanseveri ülkesini başkalarından nefret etmeden seven kişi olarak tanımladı. Alman bayrağı ve marşının vatanseverliğin bir parçası olduğuna dikkati çeken de Maiziere, birlik, adalet ve özgürlük vurgusu yaptı.
Egemen kültür ya da Öncü kültür ifadesi Almanya’da 2000 yılında, o yılın en kötü kelimesi seçilmişti. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, egemen kültür tanımını sevdiğini ve savunduğunu yazdı. De Maziere, kendisine göre önemli gördüğü maddelere dikkat edilmesi ve bağlı kalınması durumunda Almanya’da uyum sorununun da kalmayacağını savundu.