Güncelleme Tarihi:
ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yılki ülkelerin dini özgürlükler raporunu yayınladı. Raporun küresel boyutta en çarpıcı kısımları, IŞİD ya da El Nusra Cephesi gibi El Kaide bağlantılı devlet dışı aktörlerin bireylerin dini özgürlükleri üzerinde kurdukları baskıya dair örneklerdi. Türkiye’deki dini özgürlük sorunları ise özetle şöyle:
- Üniversiteler dahil birçok kamu binası dua yeri mescitler içerirken, hükümet, Alevilerin de kamu binalarında benzer ibadet yerleri oluşturma hakkını reddetmeye devam etti, ayrıca kamu binaları gayrimüslimler için de ibadet alanları içermedi.
- Hükümet, Aleviliği Müslümanlığa aykırı bir mezhep olarak görmeye devam etti.
- Aleviler yeni cem evleri inşa edebildilerse de, hükümet Alevilerin cem evlerinin ibadet yeri sayılması konusundaki taleplerini reddetmeyi sürdürdü.
- Aleviler, hükümetin Müslüman öğrenciler için zorunlu din dersleri müfredatına Alevi doktrini ve inançlarını dâhil etmediğini ve okulların da, 2007’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına uygun olarak Alevilerin derslerden muaf olma hakkını sürekli reddettiklerini belirttiler.
- Alevi liderleri, öğretmenlerin derslerden muaf olmaya çalışan öğrencilere bazen fiziksel olarak kötü davrandıklarını ya da diğer öğrenciler tarafından kötü muameleye uğramalarına sebebiyet verdiklerini haber verdiler.
- Seçilmiş yetkililer, antisemit söylemelerde bulundular. Temmuzda Gazze’deki ihtilaf nedeniyle protestolar oluyorken, birçok üst düzey hükümet yetkilisi antisemit açıklamalar yaptı. Örneğin 19 Temmuz’da, o dönem Başbakan olan Erdoğan, “Sabah akşam Hitler’e sövenler barbarlıkta Hitler’i geçtiler” dedi.
- Hükümet, ibadet yerlerini tanımayı ya da çocuklarını zorunlu Sünni İslam müfredattan muaf tutmayı reddederek Alevi Müslümanlara karşı ayrımcılık uygulamaya devam etti.
- Hükümet, bu davalardaki cezalar ertelense de, İslam inancına açıkça saygı göstermeyen bireyleri kovuşturmaya devam etti.
- Üst düzey hükümet yetkililerinden gelen destek açıklamalarına rağmen, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasıyla ilgili bir ilerleme olmadı.
- Süryani Ortodoks toplumuna arazi iadesi gerçekleştirse de, diğer dini grupların arazi kullanımını kısıtlayıp Sünni camilerin inşaatlarına fon sağlamaya devam etti.
- Temmuzda Gazze’deki ihtilaf sırasında kitlesel ve sosyal medyadaki antisemit protestolarda büyük artış oldu. Buna İsrail diplomatik varlıklarına yönelik şiddet ve ülkedeki Yahudilere karşı şiddet tehditleri eşlik etti. Yahudi toplumu, bu olaylara karşı artan biçimde endişe dile getirdi.
- İstanbul’daki bir Katolik cemaat, Sünni radikallerce tehdit edildiler ve kiliseleri saldırıya uğradı.
- İstanbul’daki bir Caferi imam tehdit edildi ve ibadet ettiği cani saldırıya uğradı, yakıldı.
DİNİ ÖZGÜRLÜKLER RAPORUNU AÇIKLADI: TÜRKİYE’DE KİM NE KADAR
- AMERİKAN Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre Suriyeli mülteciler de düşünülerek Türkiye’nin nüfus 81.6 milyon.
Akademisyenlere göre sayıları 15-20 milyon, Alevi örgütlerine göre ise 20-25 milyon olan Alevi nüfusun bulunduğu bilgisi aktarıldı. Bunun dışında, Türkiye’deki dini gruplar şu şekilde sıralandı:
- 60 bini vatandaş, 30 bini Ermenistan’dan gelip illegal olarak kalan 90 bin Ermeni Ortodoks Hıristiyan
- 25 bin Katolik
- 18 bin Yahudi
- 20 bin Süryani Ortodoks Hıristiyan
- 15 bin Rus Ortodoks Hıristiyan
- 10 bin Bahai m17 bini 2014’te mülteci olarak gelmiş 22 bin Yezidi
- 5 bin Yehova Şahidi
- 7 bin Protestan
- 3 bin Keldani Hıristiyan
- 2 bin Rum Ortodoks Hıristiyan.