Güncelleme Tarihi:
Strazburg'da devam eden AKPM Genel Kurulu'nda "Radikalleşme ve İslamofobi'nin önlenmesi amacıyla Avrupa'da İslam'ın yabancı ülkeler tarafından finansmanının düzenlenmesi" ve "Avrupa'da diaspora toplumları ve göçmenlerin radikalleşmesi" başlıklı raporlar görüşülerek ilgili karar tasarıları oylandı.
Genel Kurul'daki oturumda konuşan AKPM Türk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Akif Çağatay Kılıç, sadece İslam dininin finansmanı konusunun gündeme getirilmesine tepki gösterdi.
İsviçreli parlamenter Doris Fiola'nın hazırladığı raporu eleştiren Kılıç, "Bir dini veya dini fikirleri finanse etme ve aşırıcılığı konuştuğumuzda sadece İslam dininin söz konusu edilmesi sanıyorum atılan ilk yanlış adımdır. Bu Genel Kurulda veya bizi dinleyenler arasında hanginiz İslam hakkında eğitim aldınız?" şeklinde konuştu.
El Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütleri ile Müslümanlar'ın aynı kefeye konulmasının "büyük bir hata ve art niyetli bir yaklaşım" olduğuna dikkati çeken Kılıç, "Bunlar terör örgütleridir. Ben bir Müslüman'ım. Dinimi mümkün olduğu kadar tatbik etmeye çalışıyorum. Fakat DEAŞ, El Kaide veya bu katillerin hiçbiriyle hiçbir şekilde bir alakam olamaz. Onların kendilerini Müslüman olarak ilan etmeleri gerçeği yansıtmaz. Biz Müslümanlar onlardan uzağız ve uzak duruyoruz." dedi.
Raporda sadece İslam'ın finansmanının ele alınmasına karşı olduklarının altını çizen Kılıç, "Dünyanın herhangi bir yerinde başka dini grupların finansmanı gündeme geliyor mu acaba? Biliyorum çekinceleriniz var ama sorun İslamofobi'dir. Sorun diğerini damgalamaktır. Asıl konuşulması gereken budur. İnananlar veya hiçbir dine inanmayanlar ile terör örgütleri ve bizim ortak değerlerimize karşı mücadele edenler arasındaki ayrımı yapmak asıl meseledir. Sadece bir dini değil, insanları öldüren, terörize eden, diğeriyle birlikte yaşamayı reddeden herkesi tartışmalıyız." ifadelerini kullandı.
Hür Demokratlar Grubu adına söz alan AKPM Azerbaycan Heyeti Üyesi Ganire Paşayeva da “Avrupa’da radikalleşmenin artmasının asıl sebebi, göçmenlerin kendi kimliklerine karşı gösterilen düşmanca yaklaşımdır. DEAŞ gibi terör örgütlerinin Avrupa’da taraftar bulması da Avrupa ülkelerinin uyguladığı bu yanlış politikaların sonucudur.” dedi.
Paşayeva, milyonlarca göçmene kapısını açan Türkiye’yi örnek göstererek, Avrupa’da ise göçmenlerin yabancı düşmanlığı ve İslamofobi ile karşı karşıya kaldıklarını, kültür ve kimliklerini saklamak zorunda kaldıklarını kaydetti.
AKPM Norveç Heyeti üyesi Lise Christoffersen de raporun hazırlanış biçimi ve içeriği hakkında soru işaretleri bulunduğunu ifade etti. Christoffersen, “Sadece Müslümanların hedef alındığı bu tür bir raporun hazırlanmasını doğru bulmuyorum. Avrupa’da teröre bulaşan kişiler camilerden çıkmıyor, bilakis internet üzerinde radikalleşiyorlar.” şeklinde konuştu.
Christoffersen, sadece İslam dini hakkında bir sınırlamayı kabul etmediğini ve bir yasaklama olacaksa eğer tüm dinler için diğer ülkelerden gelen finansmanın yasaklanması gibi bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.
İngiliz üye Richard Balfe ise bir göçmen aileden geldiğini hatırlatarak, “Müslümanlar geldikleri ülkelere çok bağlı şeklinde eleştiriler duyuyoruz. Bunu kabul etmiyorum. Tüm göçmenler ülkelerine bağlı, sadece Müslümanlar değil." dedi.
10'a karşı 115 evet ve 4 çekimser oyla kabul edilen tasarıda, İslam dini vasıtasıyla başka ülkelerde siyasi yayılma hedefleri güdülerek yapılan finansmanın engellenmesi çağrısı yapılıyor.
Tasarıda tüm dinlerin eşit olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilirken, alınan kararlarda İslamofobi'yi körükleyecek ve Müslümanlar'ı şüpheli duruma düşürecek uygulamalardan kaçınılması, Avrupa ülkelerinde radikal eğilimlere karşı durmak amacıyla İslam dininin eğitimi ve imamların yetiştirilmesi için gerekli eğitim kurumlarının açılması çalışmalarının desteklendiği belirtiliyor.