Güncelleme Tarihi:
AKPM belgesinde, ifade ve medya özgürlüğüyle ilgili gelişmelerin, hukukun üstünlüğündeki erozyonun ve terörle mücadele bağlantılı insan hakları ihlali suçlamalarının Türkiye’deki demokratik kurumların işleyişi ve Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne yönelik yükümlülükleri açısından tehdit oluşturduğu belirtiliyor. İzleme Komitesi’nin Norveçli üyesi Ingebjorg Godskesen ve Sırp üyesi Nataşa Vuçkoviç’in hazırladığı raporda öne çıkan bazı vurgular şunlar:
m 17 ve 25 Aralık 2013’te açığa çıkan yolsuzluk iddiaları iç siyasi süreçlerdeki değişimin başlangıcı oldu. Kısıtlayıcı yasal düzenlemeler kabul edildi, yürütmenin yargı üstündeki kontrolü güçlendirildi, özel mahkemeler oluşturuldu.
- Çözüm sürecinin çökmesi üzüntü verici. Güneydoğudaki gerilim ülkenin diğer bölümlerine yayılmasından endişe duyuluyor. PKK terör eylemlerine son vermeli ve silah bırakmalı. Saldırılar kınanıyor, operasyonların uluslararası hukuka ve orantılılık ilkesine uygun olması isteniyor.
- Bazı bakan ve Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’nin bir kararına saygı duymadıklarını açıklamaları endişe verici. Yetkililer yargıya müdahale etmekten ve hukukun üstünlüğüne meydan okumaktan kaçınmalı. Çok sayıda vekilin dokunulmazlığının kaldırılması büyük endişe kaynağı.
MEDYAYA ÇOK YÖNLÜ BASKI
Raporda medya özgürlüğüne dair olumsuzluklar geniş yer tutuyor. İifade özgürlüğünün Türkiye’de sorunlu olmayı sürdürdüğünün ve kısıtlamaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifadeyi garanti altına alan 10’uncu maddesinin kapsamını aşar şekilde arttığının vurgulandığı belgede, Türkiye’nin basın özgürlüğü listelerindeki düşüşüne dikkat çekiliyor. İnternet yasakları, TV kanallarının uydudan çıkarılması ve medyaya kayyım atanması eleştiriliyor.