Güncelleme Tarihi:
ABD yönetiminin, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginlik nedeniyle Karadeniz’e Rus savaş gemilerinin geçişinin kısıtlanmasını önermesi, Türkiye’nin bu kapsamda “Montrö Anlaşması”nın uygulamasında bir değişikliğe gidip gitmeyeceğini de gündeme getirdi.
KARADENİZ KONUSU
Türk diplomatik kaynaklar ABD’nin önerisinin Karadeniz’i kapsamadığını ve Montrö Anlaşması ile hiçbir ilgisinin olmadığını söyleseler de hem ABD hem de Rusya tarafından Türkiye’nin bu öneri karşısında zor durumda kalabileceğine dair yorumların devam etmesine, en somut yanıt Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan geldi. Akar, “Montrö’nün sağladığı statü bütün taraflar için yararlı” dedi.
GERİLİMİ KONUŞTULAR
Milli Savunma Bakanlığı’nın bildirdiğine göre, Akar’ın önceki gün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarıyla yaptığı değerlendirme toplantısında Rusya-Ukrayna gerginliği ana gündem maddesi olarak masaya yatırıldı. Toplantıda Türkiye’nin Montrö rejimi çerçevesinde Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin barış, diyalog, huzur ve refah içinde yaşamasından yana olduğunu yıllardan beri dile getirdiğini vurgulayan Akar, “Montrö’nün sağladığı statünün bütün taraflar için yararlı olduğunu, günümüz koşullarında bundan vazgeçilmesinin söz konusu olmadığını hep gündeme getirdik.
İŞBİRLİĞİ VE DİYALOG
Karadeniz’de diyalog konusunda Türkiye olarak bize düşen görevleri bugüne kadar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bir tarafta Rusya, diğer tarafta Ukrayna ile olan diyaloğumuz, bunun yanı sıra NATO’ya karşı bütün sorumluluklarımızı yerine getirdik, getirmeyi sürdürüyoruz. Türkiye olarak tüm taraflara sükûnet, koordinasyon, işbirliği, diyalog tavsiye ediyoruz” dedi.
AKAR’DAN ERMENİSTAN DEĞERLENDİRMESİ
BAKAN Akar, Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine dair de değerlendirmelerde bulundu.
Dün resmi davetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret eden Azerbaycan Savunma Bakanı Orgeneral Zakir Hasanov ile görüşmesinden sonra ortak basın toplantısında konuşan Akar özetle şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Aliyev’in görüşmelerinin ardından Ermenistan’a uzatılan bir barış eli var. Bu barış elinin değerlendirilmesini bekliyor, temenni ediyoruz. Bu sayede sadece Azerbaycan-Ermenistan veya Ermenistan-Türkiye değil bütün Kafkasya’da barışın, huzurun buna bağlı olarak da refahın hakim olması için gayret gösteriyoruz.”