Ailesi hâlâ Christopher’ın katilini arıyor… 30 yıldır dinmeyen acı!
Güncelleme Tarihi:
İngiltere’de 30 yıl önce işlenen ve detayları herkesi dehşete düşüren bir cinayet hâlâ çözülmedi. 1992 yılında önce ortada kaybolan, sonra da cesedi boğulmuş halde bulunan 9 yaşındaki çocuğun ailesi hâlâ bu acıyla yaşıyor ve katili arıyor…
Christopher, ebeveynleri ayrıldığında sadece altı aylıktı ve anneannesi ve dedesi, Diana ve Charles Stanley ve 25 yaşındaki teyzesi Mary-Ann Stanley ile, St Aubyn's Avenue, Hounslow'daki üç yatak odalı evde yaşamaya başladı.
Ona ‘sevimli haydudumuz’ diyorlardı.
Şimdi 61 ve 58 yaşında olan Kevin ve Janey Webb, fare gibi saçlı, yeşil gözlü yeğenlerini çamurla ve solucanlarla oynayan, dedesine sürekli şakalar yapan bir çocuk olarak hatırlıyorlar.
HİKÂYEYİ BÜYÜK TEYZESİ ANLATTI
Çift, Christopher'ın ölümü sırasında yedi yaşındaki oğulları Karl ile yakınlardaki Feltham'da yaşıyordu ve sık sık yeğenlerini görüyorlardı.
The Independent'a konuşan Webb, "O, sevimli bir hayduttu" dedi ve anlatmaya devam etti "Dedesi engelliydi ve tekerlekli sandalyedeydi ve Christopher ve Karl, yani bizim oğlumuz, ayrılmazlardı. Dedelerinin protez bacağı vardı ve ona çaktırmadan bacağı alıp saklarlardı. Sonra da üzülmesin diye getirip geri verirlerdi.”
Christopher’ın okuldan hep üstü başı ve yüzü kapkara vaziyette döndüğünü anlatan büyük teyzesi Webb, "Okulu severdi" diye ekledi. "Okulda herkes onun arkadaşıydı. O herkesi severdi ve herkes onu severdi. Çok akıllıydı.
Janey Webb, Christopher'ı torundan ziyade bir oğul olarak gören annesinin cinayeti asla atlatamadığını ve 1997'de öldüğünü söyledi. Bu büyük acılara dayanamayan babası da 1988'de hayata veda etmişti.
Küçük kız kardeşi Mary-Ann, Christopher'ın odasının otuz yıl önce kaybolduğu gün bırakıldığı aile evinde yaşamaya devam ediyor.
Şimdi ailesiyle birlikte Cornwall, Newquay yakınlarında yaşayan Janey Webb, “Mary çocuğu çok sevdi ve onu çok özlüyor” dedi.
“Hayatı boyunca çalıştı ama dört yıl önce multipl skleroz teşhisi kondu ve şimdi eve bağımlı hale geldi.
NELER YAŞANMIŞTI?
Christopher Stanley, Temmuz 1992'de büyükannesinin bahçesinden kaybolduktan sonra boğulmuş halde bulundu. Teyzesi ve amcası, adli tıp teknolojisindeki ilerlemelerin bir gün onun cinayetini çözebileceğini umuyor.
Christopher, 29 Temmuz 1992'de aniden ortadan kaybolduğunda Londra'nın batısındaki Hounslow'daki büyükannesinin evinin önünde bir arkadaşıyla oynuyordu.
Polis, yakındaki 200 dönümlük Hounslow Heath'i taramak için termal görüntüleme kameralı bir helikopter kullanırken, sevdikleri onu saatlerce aradı.
Ancak talihsiz çocuk, ertesi gün iki erkek çocuk tarafından çırılçıplak soyulmuş, boğulmuş ve Hounslow Heath golf sahasının on dördüncü deliğinin yakınında, İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma, baraka benzeri beton bir yapıda bulundu.
O gün giydiği Ghostbusters tişörtü ve diğer giysiler asla bulunamadı ve hiç kimse onun öldürülmesinden hüküm giymedi.
24 yaşındaki bir komşuları başlangıçta cinayetle suçlandı ve Old Bailey'de yargılandı, ancak daha sonra jüri bu komşuyu suçsuz buldu.
30 YIL SONRA HÂLÂ CEVAP ARIYORLAR
Otuz yıl sonra, Christopher'ın ailesi hala cevaplar için umutsuz ancak DNA testleri ve diğer adli tıp teknolojisindeki ilerlemelerin, polisin vakayı yeniden incelemesi durumunda “sevimli haydutlarını” kimin öldürdüğü gizemini nihayet çözebileceğini umuyorlar.
Aile, bir araya her geldiğinde Christopher sağ olsaydı neler olurdu diye düşünüp hayal kuruyor.
“Bugün yaşasaydı evlenip evlenmeyeceğini ve hangi işi yapacağını merak ediyoruz. Ama teyzesi Mary'ye çok iyi bakardı, bundan eminiz.”
Çift, Christopher'ın cesedinin fundalığın kenarında bulunduğu eski ordu sığınağını tekinsiz kişilerin gittiği bir yer olarak tanımladı.
Silahların ateşlenebileceği boşluklarla donatılmış beton savunma yapısının etrafındaki alan, okul çocuğunun gözden kaybolması ve öldürülmesi için oldukça geniş ve elverişliydi.
Christopher'ın teyzesi ve amcası, çocuğun cesedinin bu yapının girişinde, yarısı içeride yarısı dışarıda kalacak şekilde bulunduğunu ve yapının içindeki ısı nedeniyle ölüm zamanının belirlenmesinin zor olduğunu söylediler.
“ONU KURTARABİLİR MİYDİK?”
Janey Webb'in aklından hâlâ yeğenlerini zamanında kurtarıp kurtaramayacaklarına dair düşünceleri çıkmıyor.
Kadın "Arama yaparken aslında o yerin yanından geçtik ama belli ki o sırada Christopher'ın içeride olduğunu bilmiyorduk," dedi. “Temelde, kapıdan sürünerek geçmek için dört ayak üzerine çıkmanız gerekiyor. Bugün hâlâ baksaydık onu kurtarabilir miydik diye merak ediyoruz – bu asla bilemeyeceğimiz bir şey.”
Ayrıca, kaybolduğunda Christopher'ın metal bir oyuncak tabancayla oynadığı da ortaya çıktı ama oyuncak asla bulunamadı.
Çift, katilin yakındaki bir çöp sahasındaki bir yakma fırınında Christopher'ın kıyafetlerini ve eşyalarını yok etmiş olabileceğine inanıyor.
Janey Webb, "Polis bize, yeni kanıtlar ortaya çıkarsa, yeniden araştırabileceklerini söyledi, böylece biz, ailemiz ve arkadaşlarımız gece gündüz aradık ve onun kıyafetlerini veya silahını bulabilecek miyiz diye baktık" dedi.
"Her çöp kutusu üç millik bir yarıçap içinde arandı ve konseyin kutuları toplamasını durdurdular. Ama Christopher'la ilgili her şey gitmişti. Bu da bizi katilinin yakma fırınlarına erişimi olduğuna inandırıyor."
Christopher, büyükanne ve büyükbabasıyla birlikte kaybolduğu yerden yaklaşık bir mil uzaktaki bir mezarlığa gömüldü.
Ailenin o zamanlar bir mezar taşına parası yetmedi. Ama Christopher'ın büyük amcası tarafından yapılmış tahta bir haç, şimdi yattığı yeri işaret ediyor.
Koruluğun kenarındaki o eski beton binanın etrafındaki alan, o zamandan beri yeniden geliştirilerek yoldan bakıldığında daha görünür hale getirildi.
Webb’ler yanlarından geçerken ona bakmayı reddediyorlar ve yıllar içinde onu yıktırmak ya da girişi doldurmak için başarısız bir girişimde de bulundular.
KUZENİ FOTOĞRAFLARINA BİLE BAKAMIYOR
Christopher'ın sevgili ‘büyük ablası’, teyzesi Mary'nin kucağında oturan ve büyükannesinin evindeki kanepede uzanırken çekilmiş değerli fotoğrafları var. Ama bunlar Webb’lerin Newquay'daki evlerinde saklı. Çünkü şimdi 37 yaşında olan oğulları Karl hâlâ acı çekiyor ve onları görmeye dayanamıyor.
Şimdi tek umutları, bir ailenin 30 yıllık acısını çözmeye yardımcı olur diye düşünerek yetkililerin davayı tekrar ele alması ve yeğenleri için adaleti sağlayabilmek.
Janey Webb, "Christopher'ın kıyafetlerine sahip olmadıklarını biliyorum ama şimdi DNA ve adli tıp o kadar ilerledi ki, polisin elinde yeniden test edebilecekleri başka bir şey olmalı" dedi ve sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Neler olduğunu bilmemiz gerekiyor ya da birilerinin yaptıklarından dolayı adalete teslim edildiğini bilmemiz gerekiyor."
Gaz kesintisi sonrası büyük düşüş! 14 yıl sonra bir ilk...