Güncelleme Tarihi:
KARARDA NE DİYOR?
Mahkeme, AİHS'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10'uncu maddesinin İsviçre yargısı tarafından ihlal edildiğine hükmetti ve bu kararın her türlü manevi zararı karşıladığı, bu nedenle manevi tazminata gerek olmadığı kararını verdi.
Perinçek'in dava süresince avukatıyla görüşmesine izin verilmediği ve İsviçre yargısının kararlarında ayrımcı bir tutum sergilediği yönündeki itirazlarını ise oybirliğiyle reddetti.
Bunun yanı sıra Perinçek'in yaptığı AİHS'nin 'yasa olmadan suçlama olamayacağı' hususunu düzenleyen 7'inci maddesinin ihlal edildiği yönündeki şikayeti de reddetti.
MAHKEME'NİN YORUMU
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in İsviçre aleyhine yaptığı başvuruyu değerlendiren AİHM, hassas ve tartışmalı konularda da fikir beyan etmenin ifade özgürlüğünün temel unsurlarından olduğuna dikkat çekti. Hoşgörülü, çoğulcu ve demokratik toplumu; totaliter yönetimler ye da diktatörlük rejimlerinden ayıranın da bu olduğunu belirtti.
Yasal olarak tanımlanmış ‘Soykırım’ mefhumunu kanıtlamanın da kolay bir şey olmadığını belirten mahkeme, mezkur olayla ilgili tarihi araştırmaların da tartışmaya açık olduğunu belirtti ve bunun üzerinde konsensüs sağlamanın mümkün olamayabileceğine dikkat çekti.
Ermeni soykırımı iddialarını resmen tanıyan diğer ülkelerin de bunu inkar eden şahıslara yaptırım uygulayacak yasalar çıkarmadığını belirten AİHM, bunun temel hedefinin de ifade özgürlüğüne saygı ve henüz açıklığa kavuşturulmamış konularda farklı düşünenlerin korunarak yapıcı tartışma ortamına katkı sağlanması olduğunu vurguladı.
'ULUSLARARASI YALAN' DEMİŞTİ
İsviçre’de 2005 yılında katıldığı konferanslarda 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak nitelendirilmesine alenen karşı çıkan Doğu Perinçek, bu iddialar hakkında ‘uluslararası yalan’ demesi üzerine Lozan Mahkemesi tarafından ‘ırkçı ayrımcılıktan’ suçlu bulunmuştu. Perinçek’in temyiz başvurusu üzerine ise mahkeme, “Ermeni soykırımı, Yahudi soykırımı gibi tarihsel bir gerçektir” yorumunu yapmış ve başvuruyu reddetmişti.
'O SÖZLER ERMENİLERE KARŞI NEFRET OLUŞTURMAZ'
AİHM ise ‘şok edici ya da rahatsızlık verici’ ifadelerin dahi özgürlük kapsamında olduğunu hatırlattı. Perinçek’in 1915’de tehcir ve katliam yapıldığını hiçbir zaman inkar etmediğini fakat bu olayların ‘soykırım’ olarak nitelendirilemeyeceğini söylediğini belirten mahkeme, bu yaklaşım Ermeni halkına karşı nefret oluşturma amacı taşıyamayacağını belirtti. Olayların mağdurlarının tahkir edilmesinin de söz konusu olmadığını vurgulayan mahkeme, Perinçek’in ifade özgürlüğünü kötüye kullanmadığı sonucuna vardı.
'KAMU DÜZENİNE CİDDİ TEHLİKE OLUŞTURMUYOR'
Doğu Perinçek’in bu ifadeleri İsviçre topraklarında kullanarak, kamu düzenine ciddi tehlike oluşturduğu iddiasını da inandırıcı bulmadı. Akademik camiada, 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak kabullenildiği şeklindeki savunma da Türk hükümetinin görüşüne de atıf yapılarak reddedildi. Dünya üzerindeki 190 ülkeden de sadece 20’sinin ‘soykırım’ iddiasını resmen tanıdığı vurgulandı.
AİHM, ‘soykırım’ ifadesinin bir grubu tamamen ortadan kaldırma amacı güdülmesi halinde kullanılabileceğini belirtti. Bu kapsamda BM İnsan Hakları Komisyon ve İspanya Anayasa Mahkemesi ile Fransa Anayasa Konseyi’nin kararları hatırlatıldı. Fransa’da Anayasa Konseyi, Ermeni soykırımı iddialarının reddini suç sayan yasayı iptal etmişti.
EMSAL OLABİLİR
AİHM'in söz konusu dava ile ilgili kararının, bu konuda yasa çıkartmak isteyen ülkeleri bağlayacak olması açısından emsal teşkil etmesi bekleniyor.
Perinçek, 1915 olaylarıyla ilgili İsviçre'de yaptığı konuşmalarda "Ermeni Soykırımı iddialarını reddettiği" gerekçesiyle bu ülkede 2007'de çeşitli mahkumiyet cezalarına çarptırılmasının ardından 2008'de AİHM'e başvurmuştu. İsviçre'de Temyiz Mahkemesi tarafından da suçlu bulunan Perinçek, AİHM'e yaptığı başvuruda, “İsviçre'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğü ile ilgili 10'uncu maddesini ve yasa olmadan suçlama olamayacağına dair 7'nci maddeyi ihlal ettiğini” savunmuştu.