Güncelleme Tarihi:
AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararına rağmen serbest bırakılmayan Altan ile Alpay’ın (tahliye edildi) haklarının Türkiye tarafından ihlal edildiğine karar verdi. AYM kararları ile uyumlu olan ihlal kararı sürpriz olmazken AİHM’nin, bu kuruma ilişkin değerlendirmesi Türkiye açısından büyük önem taşıyor. AİHM, AYM kararlarına uyulmamasının yasal olmadığı ve hukukun üstünlüğünün temel ilkelerine ters düştüğü tespitinde bulundu. Bununla birlikte, AYM’yi etkin iç hukuk yolu olarak görmeyi sürdürdüğü mesajını da yansıttı.
AİHS İLE UYUMLU DEĞİL
Altan ve Alpay, gözaltına alınmalarının keyfi olduğu, gözaltı kararının yasal olmadığı, tutukluluklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uygun olmadığı ve ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği tezleriyle geçen yıl ocak ve şubat aylarında AİHM’ye başvurmuşlardı. Davayı öncelikli olarak ele alan ve genel işleyişine oranla oldukça hızlı hareket eden AİHM, her iki davada da AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkını garanti altına alan 5’inci ve ifade özgürlüğüne ilişkin 10’uncu maddelerinin Türkiye tarafından ihlal edildiğine karar verdi.
AİHM, devlet ve hükümet hakkındaki eleştirilerin otomatik olarak terör örgütü üyeliği, yataklığı, propagandası, hükümeti devirme gibi ciddi suçlamalara neden olmasının ve cezalandırılmasının da AİHS ile uyumlu olmadığı yönünde görüş bildirdi.
HUKUK DEVLETİ VURGUSU
AİHM’nin, bireysel başvurularda AYM’nin Türk vatandaşları için etkin iç hukuk yolu olup olmadığına yönelik yorumu merakla beklenen unsurlar arasındaydı. AİHM, AYM’nin 11 Ocak’ta her iki isim için de aldığı kararlara arka çıktı. Birinci derece mahkemelerin, AYM’nin serbest bırakma kararına uymaması ise AİHM tarafından hukuk devleti açısından sorun olarak görüldü. AYM’yi etkin iç hukuk yolu olarak görmeye devam ettiğini belirten AİHM, bireysel başvuru sisteminin etkinliğini gözden geçirme hakkını saklı tuttuğunun da altını çizdi.
AİHM kararı gereği Türkiye, hem Altan’a hem Alpay’a 21 bin 500 Euro olmak üzere toplamda 43 bin Euro tazminat ödeyecek. Alpay ve Altan kararları benzer durumdaki gazeteciler açısından örnek oluşturma potansiyeli taşıyor.
TÜRK HÂKİM KARŞI ÇIKTI
HER iki davada da karar 1’e karşı 6 oyla alındı. Görev süresi geçen yıl mayıs başında dolan ancak yerine yeni bir isim seçilemediği için görevini sürdüren Türk hâkim Işıl Karakaş, eşi Eser Karakaş’ın davacılarla yakın arkadaş olması nedeniyle her iki davadan da affını istemişti. Karakaş’ın yerine bu davalarda geçici yargıç statüsüyle Ergin Ergül görev yaptı. Ergül her iki durumda da kararın aksi yönünde oy verdi.