Güncelleme Tarihi:
Türk yargısının çok sayıda serbest bırakılma talebini geri çevirdiği ve buna gerekçe olarak da suçlamaların niteliği, kaçma riski, delillerin karartılması ihtimali ve tutukluluk haline alternatif yöntemlerin cezai süreçlere katılımı sağlamada yetersiz kalabileceği gerekçesiyle reddedilen Bektaş, konuyu 2010’da AİHM’e taşıdı.
Bektaş, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) güvenlik ve özgürlük hakkını garanti altına alan 5. maddesinin makul sürede yargılanmayı düzenleyen 3. fıkrası ile kısa sürede karar verilmesini şart koşan 4. fıkrasını ihlal ettiği tezini işledi. Savcının serbest bırakılma talebine karşı çıkan mütalaasına erişememekten yakınan Bektaş, AİHS’nin özel ve aile hayatına saygı hakkıyla ilgili 8. maddesinin de ihlal edildiğini savundu.
Bektaş’ın bu maddeler çerçevesindeki şikâyetlerini değerlendiren AİHM, iç hukuk yolları tüketilmediği için 5. maddenin 3. fıkrasına dayandırılan şikâyeti kabul edilemez bulurken 8. madde temelinde yapılan şikâyeti de inceleme gereği görmedi.
DİCLE VE SADAK KARARI
AİHM, eski DEP milletvekilleri Hatip Dicle ve Selim Sadak’ın suç sicilleri nedeniyle 2007 seçimlerinde bağımsız aday olmalarının Yüksek Seçim Kurulu tarafından engellenmesi nedeniyle açtıkları davada Türkiye’nin AİHS’nin adil yargılanmayı garanti altına alan 6. maddesinin masumiyet karinesiyle ilgili 2. fıkrasını ve serbest seçim hakkını düzenleyen 1 numaralı protokolün 3. maddesini ihlal ettiğine karar verdi. Türkiye mahkeme masrafları da dahil olmak üzere davacılara toplam 12 bin 715 Euro tazminat ödeyecek.