Güncelleme Tarihi:
Seçimleri izlemek üzere Türkiye'de bulunan AGİT ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) gözlemcileri, ilk bulgularını içeren seçim sonrası ön raporlarını Ankara'da basın mensuplarıyla paylaştı.
AGİT'in seçim gözlemi için Türkiye'ye gönderdiği heyetteki özel koordinatör Ignacio Sanchez Amor, "Bu son derece kutuplaşmış seçimlerde Türk vatandaşları gerçek ve güçlü alternatifler arasında tercih yapabilecekken, alternatif medya organlarının sayısındaki hızlı azalma ve genel olarak ifade özgürlüğündeki kısıtlamalar, süreci etkiledi. Ciddi endişeler sürüyor" dedi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyası boyunca izlediği tutumla ilgili bir soruyu cevaplayan Amor, "Bu seçimlerde, 7 Haziran'da olduğu gibi bir durum görseydik bunu da yazardık. Ama bu kampanyada cumhurbaşkanı biraz daha geride kaldı. Haziran ayında ben, 'Cumhurbaşkanının kendi halkına kendi siyasi gündemi uyarınca seslenme hakkı vardır' demiştim. Çünkü haziran ayında kampanyaya katkıda bulunmuştu. Bu sefer daha geride kaldığını söyleyebiliriz" diye konuştu.
AFP'ye göre gözlemciler "ordunun güneydoğudaki operasyonlarının, HDP'nin seçim kampanyası yürütmesini zorlaştırdığını" belirtti.
AGİT Parlamenter Asamblesi seçim gözlem heyetinin başkanı Margareta Cederfelt, "Bir seçim sürecinin gerçekten demokratik olması için, adayların kampanya yürütebileceklerini hissetmeleri gerekir. Seçmenlerin de güvenli bir atmosferde oy verebileceklerini hissetmeleri gerekir" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A ÇAĞRI
Basın toplantısında konuşan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi heyetinin başkanı Andreas Gross, "Maalesef seçim kampanyasına haksızlık ve ciddi derecede korku hakim" dedi. Gross, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, "kapsayıcı bir siyasi süreç" için çalışmaya davet etti.
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (DKİHB) Sınırlı Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Büyükelçi Geert-Hinrich Ahrens ise, "Son beş haftalık süre içinde yapmış olduğumuz gözleme dayanan değerlendirmemiz, sadece siyah ve beyaz değil, aynı zamanda olumlu ögeler varken, eksiklikler de mevcut" dedi.
"UYUMLU DEĞİL"
AA'nın haberine göre, seçmen kütüklerine genel olarak güven duyulduğunu ifade eden gözlemciler, "Silah altında bulunan er ve erbaşlar, askeri öğrenciler ve hükümlülerin oy kullanma hakkının kısıtlanmasının AGİT taahhütleri ve diğer yükümlülüklerle uyumlu olmadığını" kaydetti.
Seçimlerin, seçim iradesi tarafından "iyi" bir biçimde organize edildiğini ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından seçimle ilgili tüm süre kısıtlamalarına uyulduğunu belirten gözlemciler, "YSK, şiddet olayları yaşanan yerlerde oy verme işleminin gerçekleştirilmesi kararı vermiş ve bu karara uygun olarak bir takım mahallelerde dikkate değer sayıda sandığın yeri değiştirilmiştir" açıklamasında bulundu.
Gözlemciler, kadınların, siyasi yaşamda "olması gerekenden az düzeyde" temsil edildiğini savunarak, "Buna rağmen kadınlar, seçim kampanyalarında aktif rol oynamışlardır. Anayasa tarafından cinsiyet eşitliği teminat altına alınmakta ancak siyasi partilerin kadın aday göstermesi konusunda herhangi bir yasal yükümlülük bulunmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Yedi yerde gözlemcilerin sandık alanınını terk etmesinin talep edildiğini ve bu yerlerde parti müşahidi olarak akredite olanların sandık alanına erişiminin engellendiğini ileri süren gözlemciler şunları kaydetti:
"Seçimler genel olarak sakin bir ortamda gerçekleşti ve oy verme işlemi gözlem yapılan sınırlı sayıdaki sandıkta büyük ölçüde etkin bir şekilde yürütüldü. Her ne kadar yasayla tanımlanmış işlemlerin takip edilmediği bazı örnekler yaşansa da sayım işlemlerinin şeffaf olduğu ve iyi organize edilmiş olduğu değerlendirildi."