Güncelleme Tarihi:
İKİ gün süren toplantıya ADDP Genel Başkanı Dr. Hakan Akbulut, Başkan Yardımcıları Jale Özer Başkan Yardımcısı (İngiltere ADD Başkanı), Mevlit Deniz (Hessen ADD YK üyesi), Genel Sekreter İlknur Boray (Amerika Atatürk Derneği), yönetim kurulu üyesi Mustafa Sönmez (İsveç ADD Başkanı) ile Avusturya, Baden Würtemberg, Dortmund, Heidelberg, Hildesheim, Mannheim, Voralberg ADD temsilcileri katıldı. Toplantıda konuşan ADDP Genel Başkanı Dr. Hakan Bulut, şunları söyledi: “Dünyada bütün Atatürkçüleri kucaklaştırmak misyonuyla ortaya çıkan bir dernek olarak önümüzdeki dönemde çok çalışacağız, çok projeler üreteceğiz. Türkiye’de yaşanan son gelişmeler karşısında umutsuzluğa kapılmadan, ülkemizin ilelebet payidar olmasına katkı sağlayacağız. Bir yıl önce Dortmund’ta kurulduk ve on ülkeden 21 üye derneğe ulaştık. Hedefimiz, yurtdışındaki 350 ADD’yi bütünleştirmek. Gücümüz, Atatürk’ün ilkelerinden taviz vermeden partiler üstü konumundan geliyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine her türlü tehdide karşı birlikte mücadele etmek bizleri heyecanlandırıyor. Türkiye’nin kurucu değerlerinin zaafa uğratıldığı, sistemin farklılaştırıldığı, ülkenin gelişimine, bağımsız bütünlüğüne, laik demokratik anlayışına yönelik tehditlerin arttığı bir dönemde Atatürkçülerin yurt içi ve yurt dışında yaptığı çalışmalar her şeyden önemli.”
‘LAİK TÜRKİYE, BÖLGE İÇİN DE ŞART’
ADDP Genel Başkan Yardımcısı Mevlit Deniz ise şöyle konuştu: “Bütün olumsuz koşullara rağmen çıkış yolunu bulmak ve memleketi yeniden kuruluş ayarlarına çevirmek de yine bizim görevimizdir. Bir yandan ülkenin karanlıktan çıkması için savaşırken diğer yandan da tüm dünyaya Atatürk’ün çizdiği yolun yalnız Türkiye için değil, bugün her köşesi kan ve savaşlarla dolu dünyanın diğer ülkeleri için de tek kurtuluş reçetesi olduğunu anlatmaktır. Daha dün Atatürkçüleri, aşırı milliyetçi hatta ırkçı diye yargılayan başta Almanya olmak üzere Avrupalı siyasetçilerin, Türkiye’nin, Atatürk’ün çizgisinden çıkmasının Ortadoğu ve Avrupa için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu gördüklerini umuyoruz. Doğu ile Batı arasında köprü olan çağdaş ve laik bir Türkiye, yalnız kendisi için değil, aynı zamanda bölge ve dünya barışı için de hayati önem taşımaktadır.”