Güncelleme Tarihi:
En büyük çekincesi de detone olmaktı. Bir keresine yarım nota atladığı için eleştirmenler kıyametleri kopartmış, o da paniğe kapılarak sahnelere veda etmeyi bile düşünmüştü.
Üç kez söyleşi de bulunmuştuk. Meslek hayatının en kötü günlerini Ankara Devlet Operasında geçirdiğini itiraf etmişti. Maaşlı tenor başarısız diye ülkesine geri gönderilmiş. Henüz Operada ilk adımlarıymış. Gerekçe olarak “Gevrek” sesli ve hafiften toplu olduğu ve sahneye yakışmadığı gösterilmiş. Sonradan o gevrek sesi ve tombul vücudu ile sahneyi doldurup başarıdan başarıya koşarken ve “Big Luciano” adını alırken, lirik dünyasının 1 numarası olup çıkmıştı.
Gırtlağına düşkündü. Her konseri, her opera gecesi mutlak sofrada biter tıka basa yerdi. Makarnaya ve özellikle Carbonara'ya zaafı vardı. İyi de şarap içerdi. Zaten doğup büyüdüğü Emiglia Romagna bölgesi, İtalyan mutfağının gurme merkeziydi. Yalnızlıktan çekinirdi. Aşiret gibi sevdikleri yanında dolaşırdı, turnelere çıkardı. Tam 17 kez diyet yapmaya çalıştı. Ama başaramadı. Damak tadı ağır basıyordu.
New York Metropolitan Opera Sarayı sanki eviydi. Zaten operaya veda konserini burada vermiş daha sonra “Pavarotti'nin mesleğe veda” konserlerini başlatmıştı. Ama ünlü Trio'nun oluşması yaşamının en anlamlı sanat eseriydi. Placido Domingo, Jose Carreras ve kendisi. 1990 İtalya Dünya Futbol Şampiyonası sırasında Terme di Caracalla harabelerinde verilen o inanılmaz konser, tam 123 ülkede canlı olarak ekranlara gelmişti.
Ardından dünyayı turlamak. Bir ara pop müzikle lirik müziği sahnede “Pavarotti and Friends”lerle özdeşleştirdi. Zucchero, Lucio Batista, Gianni Morandi, Elton John ile düetler yaptı. 137 kiloya çıkınca beli ağırlığını kaldıramadı. Bel fıtığı ameliyatı, “Veda” konserlerini yarıda kesti. Bir yıl boyunca tahta üzerinde yattı. İyileşince bıraktığı yerden "Pavarotti'nin Veda” konserlerini sürdürdü. Amacı Modena'daki villasına çekilip ikinci eşi, eski sekreteri Nicoletta Mantovani ve küçük kızına daha faza zaman ayırmak, dostlarıyla hoş saatler geçirmekti.
Şili'nin başkenti Santiago'da konserini sahnede başlayan sırt ağrıları ile yarıda kesmek zorunda kaldı. Bel fıtığının tekrarlandığını sanmıştı. Oysa en ölümcül hastalık olan pankreas kanserine yakalanmıştı. Kendisini ameliyat eden doktora “Ne kadar ömrüm var?” diye sormuştu. Yanıt yerine karşısında boğazı düğümlenen bir akademisyen gördü. “Anlaşıldı” diyerek ölüme ne denli yakın olduğu gerçeğini gördü. Modena'da ki villasına çekilerek tam donanımlı bir sağlık merkezi kurduttu. Kemoterapiler burada start aldı. Yavaş yavaş kilo vermeye başladı, iştahsızlık günlerinde çok sevdiği makarnasını bile yiyemedi. Tek tesellisi kızı Alice'ydi. 56 kiloya düşmüştü. Geçen ağustos ayında bir gece fenalaştı. Hastaneye kaldırdılar. İki hafta kaldı ve gerisin geriye evine gönderdiler. Çünkü evinde ki yatağında ölmek istemişti ve Pavarotti bu sabaha karşı arkasında milyonlarca hayranını bir o kadar da eserini bırakarak son nefesini verdi.
Addio “Big Luciano”