AB’ye ‘dereyi geçme’ tepkisi

TÜRKİYE’nin dış politikasında baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Suriyeli göçmenler ile ilgili pazarlıklar, Türkiye’nin AB ile sürdürdüğü tam üyelik müzakerelerinin yeniden gündeme gelmesini tetikledi. Diğer taraftan Kıbrıs’ta Mart 2016’da bir çözüme ulaşılması ve Ada’daki iki tarafın bir barış anlaşması imzalayacağı beklentisi yükseldi. Suriye konusunda da ABD’nin öncülük ettiği yeni bir ‘siyasi çözüm’ süreci şekilleniyor.

MERKEL’İN ZİYARETİNİN SOMUT SONUCU: Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in İstanbul ziyareti sonrasında Almanya’nın yeni başlıkların açılacağı konusunda destek vereceği bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı. Sinirlioğlu, açılacak başlıklarla ilgili soruyu yanıtlarken, “Kesin olan şu; Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakereleri yeniden canlandırılacak” dedi. Türkiye’nin ‘taktik vesilelerle dereyi geçmek için yararlanılacak bir ülke’ olmadığını AB’ye göstermek gerektiğine dikkat çeken Sinirlioğlu, şu mesajları verdi:

10 YIL 20 YIL SÜREBİLİR: “Türkiye’nin AB üyeliği ile Suriyeli mülteciler meselesi iki ayrı konu. Ancak mülteci meselesi açısından Türkiye’nin Avrupa için önemli olduğunu görmek durumundalar. Suriye’deki istikrarsızlığın kendilerini etkilediğini görmezden gelemezler. Avrupa Birliği, yapması gerekenleri Türkiye’ye kıyak olsun diye yapmıyor. Bölgedeki kargaşa daha uzun sürecek. 10 yıl olabilir, 20 yıl olabilir. Bu bölgedeki istikrarsızlığın Avrupa’daki istikrarı olumsuz etkilediğini görüyorlar. Bu çerçevede Suriyeli mülteciler Türkiye’nin iç sorunu değil, uluslararası bir sorundur. Biz bu sorunun çözümü için nasıl elimizden geleni yapıyorsak, Avrupalıların da yapması gerekir. Bu külfeti yerinde paylaşmaları gerekir.”

MÜLTECİ FONLARINI KULLANSINLAR: “Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri kapsamında Türkiye’ye ayrılmış olan fonlardan para gönderme gayretlerine tepki gösterdik. ‘Bunu kabul etmemiz söz konusu değil’ dedik. Avrupa Birliği üyeleri, zaten mülteci sorunu için toplamda 50 milyar euro bütçe ayırıyorlar. Bizim için ayrılan fonları değil, o bütçeyi kullanmaları gerekiyor. Şimdi Avrupa’dan üye ülkelerin katkısı ile 2016 yılında başlı başına bu iş için 3 milyar euro ayırmalarını bekliyoruz. İster gelir burada doğrudan kullanırlar, ister bizim üzerimizden kullanırlar.”

KIBRIS’TA BARIŞ UMUDU

Diplomatik kaynaklar, “Kıbrıs vetosu ortadayken, AB vetolu başlıkları nasıl açacak” sorusuna şu yanıtı verdiler: “Kıbrıs’ta müzakereler devam ediyor. Mart ayında ya bir barış anlaşması imzalanacak ve referanduma gidilecek ya da Rum Kesimi redderse mevcut durum bir çözüm olarak uluslararası toplumca kabul edilecek. Bu da Türkiye’nin müzakere sürecinin önünde hiçbir engel kalmayacağı anlamına gelir.”Merkel’in de başlıklarının hızlı bir şekilde açılması için Rum Kesimi’ne baskı yapmak da dahil ‘elinden gelen herşeyi yapacağını’ söylediği bildirildi. Edinilen bilgiye göre Merkel, Mart 2016’da Rumların Ada’da çözümü reddetmesi halinde mevcut statükonun AB tarafından kabul edilmesi gerektiği yönündeki Türkiye tezine de ‘haklısınız’ sözleriyle destek verdi.