Güncelleme Tarihi:
Bununla birlikte, İngiliz seçmenin yüzde 52’sinin aldığı bu bağımsız karara daima saygı duyduk ve şimdi ilişkilerimizde yeni bir sayfa açmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.
İşin duygusal yanını bir kenara bırakırsak, 1 Şubat, tarihi ama dramatik olmayan bir gün oldu. Bunu büyük ölçüde İngiltere ile müzakere ettiğimiz ve ‘düzgün bir Brexit’ gerçekleştirmemizi mümkün kılan “Brexit Anlaşması”na borçluyuz. Bu anlaşma – en azından şimdilik – vatandaşlarımız, işletmeler, kamu idareleri ve uluslararası ortaklarımız nezdindeki aksaklıkları asgari düzeye indiriyor.
Anlaşma kapsamında AB ve İngiltere, en az 2020 sonuna kadar sürecek geçiş süreci üzerinde mutabık kaldı, bu süre zarfında İngiltere, artık üye devlet olmasa da, AB’nin Gümrük Birliği’ne ve Tek Pazar’a katılmaya, AB müktesebatına uymaya devam edecek. Aynı dönemde İngiltere, uluslararası ortaklarımıza da resmi olarak bildirdiğimiz üzere, AB’nin uluslararası anlaşmalarına riayet etmeye devam edecek.
Dolayısıyla, geçiş süreci ile birlikte, belli bir ölçüde devamlılık sağlanacak. Söz konusu görevin ölçeğini dikkate alacak olursanız, bu hiç de kolay bir süreç değildi.
Çünkü AB’den ayrılarak İngiltere, üye devletlerin iyiliği için Birlik tarafından ya da Birlik adına ticaret, havacılık, balıkçılık ya da sivil nükleer işbirliği gibi pek çok konuda yapılmış olan yüzlerce uluslararası anlaşmadan otomatik, mekanik ve yasal olarak da ayrılmış oluyor.
Artık AB ve İngiltere arasında yeni bir ortaklık kurmamız gerekiyor.
Bununla ilgili çalışmalar, müttefikimiz, ortağımız ve dostumuz olmaya devam edecek bir ülke ile mümkün olan en yakın ortaklığın tesis edilmesine yönelik koşulları ve hedefleri belirleyen müzakere yetkisi 27 AB üyesi tarafından onaylanır onaylamaz, birkaç hafta içerisinde başlayacak.
AB ve İngiltere’yi birbirine; tarih, coğrafya, kültür, ortak değerler ve ilkeler ile, kurallara dayalı çok taraflılığa olan güçlü inançlar bağlıyor. Gelecekteki ortaklığımız da, bu bağları ve ortak inançlarımızı yansıtmaya devam edecek. Ticaretin çok ötesine geçerek, İngiltere ile güvenlik ve savunma alanlarında da beraber çalışmaya devam etmek istiyoruz. Zira İngiltere’nin bu alanda sahip olduğu tecrübe ve imkânlar ancak ortak çaba yoluyla en iyi şekilde değerlendirilebilir.
Büyük zorluklar, değişim, karmaşa ve geçiş süreçlerinin yaşandığı dünyamızda, birbirimize danışmalı, ikili düzeyde ve Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü, NATO ya da G20 gibi başlıca bölgesel ve küresel platformlarda işbirliği yapmalıyız.
Belki klişe gelebilir ancak iklim değişikliğinden bilişim suçlarına, terörden eşitsizliğe günümüzün küresel zorluklarına kolektif karşılık verilmesi gerektiği temel bir gerçekliktir. İngiltere, AB ve dünya genelindeki ortaklarla ne kadar uyum içerisinde çalışırsa, bu zorlukların üstesinden etkin biçimde gelme şansımız da o kadar yüksek olacaktır.
Avrupa Birliği projesinin merkezinde birlikte daha güçlü olduğumuz; kaynaklarımızı ve girişimlerimizi birleştirmenin ortak hedeflere ulaşmak için en iyi yol olduğu fikri yatmaktadır.
Brexit bunu değiştirmez, 27 üye devlet olarak biz bu projeyi ilerletmeyi sürdüreceğiz.
27 üye devlet hep birlikte, 450 milyon yurttaşı ve 20 milyondan fazla işletmeyle tek pazar oluşturmayı sürdüreceğiz.
Birlikte, dünyanın en büyük ticaret bloğu olmaya devam ediyoruz.
27 üye devlet ile birlikte, halen dünyada en büyük kalkınma yardımlarını yapan Avrupa Birliği’dir.
Ortaklarımız, ticaret, yatırım, iklim eylemi, dijital gündem, konnektivite, güvenlik ve terörle mücadele, insan hakları ve demokrasi ya da savunma ve dış politika gibi çok çeşitli alanlarda iddialı, dışa dönük gündemimize sadık kalacağımızdan emin olabilirler.
Bizler, taahhütlerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Bizleri uluslararası ortaklarımızla buluşturan; örneğin Türkiye ile yaptığımız Ankara Anlaşması ve Gümrük Birliği Anlaşması gibi anlaşmaları desteklemeyi sürdürecek ve dünya genelinde çok taraflı işbirliği çerçeveleri geliştirmeye devam edeceğiz.
Avrupa Birliği güvenebileceğiniz ortak olmayı sürdürecektir.
Kurallara dayalı çok taraflılığın yılmaz savunucusu olarak dünyanın daha güvenli ve adil bir yer olması için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz.