Abdullah Gül 3. Küresel Bakü Forumu’nda konuştu: BM’nin sorumlu davranması zamanıdır

Güncelleme Tarihi:

Abdullah Gül 3. Küresel Bakü Forumu’nda konuştu: BM’nin sorumlu davranması zamanıdır
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2015 14:39

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Nizami Gencevi Uluslararası Merkezinin düzenlediği 3. Küresel Bakü Forumu’na katıldı. Gül konuşmasında Birleşmiş Milletler'e seslendi, "sorumlu davranmanın zamanıdır" dedi.

Haberin Devamı

Abdullah Gül, aralarında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile yaklaşık 30 ülkenin eski ve yeni cumhurbaşkanı ve başbakanlarının katıldığı ’Yeni Dünya Düzeninde Güven Tesisi’ konulu forumun açılışında bir konuşma yaptı. Gül, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin insanlık bakımından umulduğu kadar yumuşak geçmediğini söyledi.

Gül, "İnsan uygarlığının geldiği düzeye yakışmayan bir şiddet, nefret, kural tanımazlık, egoizm atmosferi zaman zaman hepimizi etkiliyor. Küreselleşmenin yarattığı ekonomik birbirine bağımlılığa ve artan iletişime rağmen siyasi-ideolojik çatışmalar ve parçalanmalar önlenemiyor. Bu durum dünyanın düzeni ile ilgili soruların ve arayışların ortaya çıkmasına yol açıyor. Yaşamakta olduğumuz büyük paradokslar ve derin bunalımlar hepinizin malumu" dedi.

Abdullah Gül, geride kalan yüzyılda iki büyük savaştan alınan derslerin ürünü olan Birleşmiş Milletler’in(BM) dünyadaki değişimlere ayak uyduramadığını ifade etti.

"BM’NİN SORUMLU DAVRANMASI ZAMANIDIR"
BM Güvenlik Konseyi olmak üzere, çok taraflı karar alma süreçlerinin daha temsili ve demokratik hale gelmesi gerektiğinin herkes tarafından kabul edildiğinin altını çizen Gül, söyle konuştu:

"Oysa Güvenlik Konseyi reformu için BM’de neredeyse 30 yıldır süren çalışmalardan henüz hiçbir sonuç alınamamıştır. Bu konuda bir uyarı yapmak isterim; BM’nin ve Güvenlik Konseyinin itibarı, inanılırlığı ve nüfuzu giderek, tedrici olarak aşınmaktadır. Dünyada çözümsüz kalan veya keskinleşen, derinleşen sorunların yarattığı hayal kırıklıklarının, tepkilerin bir noktada bir sonucu olacaktır.

O zaman durumu düzeltmek için herkes için çok geç olabilir. Dolayısıyla, bu konuda herkesin sorumlu davranması zamanıdır. Güvenlik Konseyinin daha demokratik ve daha etkili olması her şeyi çözecek midir? Tabiatıyla hayır. Ancak böyle bir reformun gerçekleşmesi, uluslararası topluma ve sisteme bir tazelik, enerji ve özgüven verecektir. Güvenlik Konseyi reformuna ilaveten, uluslararası ilişkilere bugün hakim olan anlayış, ruh ve üslubun daha olumlu yönde değişmesi de gerekir."

Abdullah Gül, günümüzde dünyanın bir ucundaki doğal, siyasi veya ekonomik bir olayın herkesi etkileyebildiğini belirterek, "Dolayısıyla ortak değerlere dayalı bir ortak çıkar bilincine her zamankinden fazla ihtiyaç vardır. Çoktaraflılık (multilateralizm) bu nedenle en önemli enstrüman olmaya devam etmektedir. Ancak bu enstrümanın da etkili olması için yüksek bir ahlaki zemin üzerine oturması gerekir" diye konuştu.

"GÜVEN TESİSİ VE İŞBİRLİĞİNİ HEDEFLEYEN ÖRGÜTLENMELER YAYGINLAŞMALI VE GÜÇLENDİRİLMELİ"
"Çifte standartların olmadığı, meşruiyeti esas alan, dar çıkar hesaplarına değil karşılıklı çıkarlara dayanan, büyük balığın küçük balığa hayat hakkı verdiği bir ahlaki zemin ve bunun mekanizmaları yaratılmalıdır" diyen Gül, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Mesela, Rusya’nın Ukrayna topraklarının bir bölümünü işgal etmesi dünyada haklı ve derin bir endişe doğurmuştur. Buna cevaben başta ABD ve AB’de olmak üzere bazı tedbirler alınmış, yaptırımlar uygulanmaya başlanmıştır. Oysa, misafiri olduğumuz ülkenin, yani Azerbaycan’ın toprakları 20 yılı aşkın süredir işgal altındadır. Bir milyonu aşkın kaçgın evlerinden uzaktadır. Bu mesele bölgede işbirliği ve güvenlik önünde bir engel teşkil ettiği halde söz konusu işgale karşı üçüncü tarafların tepkisi yetersiz kalmaktadır. Bu sorunun çözümüne uluslararası toplumdan samimi bir katkı gelmemektedir. Aynı şekilde Filistin’in işgal altında olması dünya barışı bakımından, kendi boyutlarının ötesinde, derin ve yaygın olumsuz etkide bulunmaktadır. Bu ve benzeri sorunların bilincinde olan uluslararası sistemin çözüm üretmede çaresiz kalması ürkütücüdür. Dolayısıyla, Birleşmiş Milletlerin yanısıra bölgesel düzeyde güven tesisini ve işbirliğini hedefleyen örgütlenmelerin de yaygınlaşması ve güçlendirilmesi gerekir."

KÜRESEL EKONOMİ YÖNETİMİ BAKIMINDAN YAŞANAN SIKINTILARI GÜNDEME GETİRDİ
Konuşmasında küresel ekonomi yönetimi bakımından yaşanan sıkıntılara da değinen Abdullah Gül, küçük ve büyük ekonomilerin birlikte varolmalarının ancak çoktaraflı düzenlemelerle mümkün olabileceğini savundu. Gül, "Büyük ekonomileri bir araya getiren G-8 grubunun diğer bazı ülkelerle G-20’ye genişlemesi yeterli olmasa da olumlu bir ilk adım olmuştur. Nitekim IMF reformu da uluslararası finans mimarisinin etkinlik ve meşruiyetini artırmıştır. Çoktaraflı ticaret sistemlerinin gelişmesi, korumacılığa karşı direnilmesi ve serbest ticaretin önündeki engellerin kalkması da önem taşımaktadır" dedi.

Gül, dünyada yaşanmakta olan mali kriz ve çöküntülerin özellikle bankacılık sektöründe şeffaflığın eksik olmasından kaynaklandığını sözlerine ekledi.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!