ABD’nin yargıladığı Atilla’ya 32 ay hapis

ABD’de İran’a yönelik yaptırımların ihlâl edilmesiyle ilgili davada suçlu bulunan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla (46) hakkında dün New York’taki ceza duruşmasında karar açıklandı. Hakan Atilla 32 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıç Richard Berman, 14 aydır New York’ta tutuklu bulunan Atilla’nın hapiste kaldığı sürenin de cezadan düşürüleceğini açıkladı. Atilla, toplam ceza üzerinden yapılacak yüzde 15’lik iyi hâl indirimiyle yaklaşık 14 ay Connecticut’taki federal hapishanede kalacak.

'SADECE ÇARKIN BİR DİŞLİSİYDİ'
Yargıç Richard Berman, davaya ilişkin karar öncesi değerlendirmesinde, yaptırım delme programında Atilla’nın diğer herkesten “çok daha az suçlu olduğunu” ifade etti. Atilla için çok ağır olacağı nedeniyle, çok daha yüksek ceza öngören federal ceza kılavuzunu baz almayacağını belirten Berman, “Hakan Atilla, sadece çarkın bir dişlisiydi, zaman zaman da isteksiz bir katılımcıydı” dedi.

‘NE BAŞMİMAR NE ORGANİZATÖR’
Berman, savcılığın talep ettiği 500 bin dolara kadar para cezasına, Atilla’nın ödeyemeyeceğini göz önünde bulundurarak karar veremeyeceğini belirtti. Atilla’nın büyük ölçüde patronunun (eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan) emirlerini yerine getirdiğini söyleyen Yargıç, “O ne bu işin başmimarı, ne de organizatörüydü” ifadelerini kullandı. Atilla’nın bu programdan doğrudan fayda sağlamadığının altını çizen Yargıç, “Atilla, Halkbank Genel Müdürü’nün yönetiminde bazen isteksiz ve mütereddit, işini yapan bir insan gibi görünüyor” dedi.

 Atilla’nın Türkiye’de örnek bir yaşam sürdüğünü, 14 aydır ABD’de tutuklu olduğunu ve hayatının altüst olduğunu söyleyen Berman, Atilla’nın ailesinden, dostlarından, iş arkadaşlarından 101 mektup aldığını ifade etti. Bu mektupları gösteren Berman, şöyle konuştu: “Atilla mütevazı yaşam süren bir kişi, mektuplar onu iyi tarif etti. Mektuplar Atilla dışında sıradan Türk vatandaşlarını da tanımama faydalı oldu.” Berman mektuplardan bazılarını okurken, Atilla’nın eşi Burçin Atilla’nın gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

Yargıç Berman, Atilla’ya para cezası vermedi. Atilla kalan cezasını Connecticut’ta çekecek.

ROCCO: TEMYİZE GİDECEĞİZ
Atilla’nun avukatı Victor Rocco karar sonrası, “Yargıcın bu davayı iyi değerlendirmesinden dolayı memnunuz, adil bir karar verdi” dedi. Rocco, Atilla’nın ceza süresine değil, suçlu bulunmasına karşı temyize gideceklerini açıkladı. Hakan Atilla ve eşi Burçin Atilla’nın verilen karardan memnun oldukları gözlemlendi. 

TEK SANIK
Reza Zarrab’ın daha sonra işbirliği yapıp tanık olmayı kabul etmesi üzerine davanın tek sanığı olan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, ocak ayında ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek, ABD’yi aldatma suçuna iştirak, ABD bankalarını dolandırmak, ABD bankalarını dolandırmaya iştirakten suçlu bulunmuştu. Jüri, Atilla’yı ‘kara para aklama’ suçundan ise mahkûm etmemişti.

ZARRAB KARARI BAŞKA DURUŞMADA VERİLECEK
Mehmet Hakan Atilla, İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal etmekle suçlandığı davada suçlanmıştı. Türkiye, İran ve Makedonya vatandaşı Reza Zarrab, yargılama süreci başlamadan önce savcılıkla anlaşarak suçunu kabul etmişti. Zarrab, davada iddia makamı adına tanıklık yaptı. Yargıç Berman, Zarrab’ın ifadesinin “inanılır” olduğunu ve “çoğunlukla çürütülemediğini” savundu. Zarrab hakkında karar bir başka duruşmada verilecek.

DIŞİŞLERİ’NDEN AÇIKLAMA: ATİLLA SUÇSUZ OLDUĞU HALDE CEZALANDIRILDI
Türk Dışişleri Bakanlığı’nın kararla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“New York Güney Mahkemesi, adil yargılama ilkesiyle bağdaşmayan ve tamamen kurgudan ibaret bir sürecin sonucunda Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı suçsuz olduğu halde 32 ay hapis cezasına mahkûm etmiştir. Böylece, anılan mahkeme yabancı bir devletin kamu bankası temsilcisini mahkûm ederek ABD yaptırımlarına ilişkin mevzuatın uygulanmasında emsali olmayan bir karara imza atmıştır. Dava sürecinde FETÖ mensuplarınca hazırlanan sahte delillere ve yalan ifadelere itibar edilmesi yargılamanın meşruiyetini ortadan kaldırmış, dava sürecinin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yok etmiştir.”