Güncelleme Tarihi:
Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Jim Risch, Teksas Senatörü John Cornyn, Florida Senatörü Marco Rubio ve New Jersey Senatörü Robert Menendez'in imzasının bulunduğu tasarıda, Çin yönetiminin soykırım yapmaktan sorumlu tutulması istendi.
Konuya ilişkin yapılan ortak açıklamada, "Bu tasarı Çin'i, Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında sorumlu tutmak, bu suistimalleri durdurmak için uluslararası tepki başlatmak ve koordine etmek amacıyla hazırlanmıştır." ifadesine yer verildi.
Tasarıya dair konuşan Senatör Risch, şunları söyledi:
"Çin hükümetinin Sincan'da zorla kısırlaştırma, kürtaj ve diğer uygulamaları sistematik olarak kullanması gerçekten iğrenç. Uygurları ve diğer Müslüman azınlıkları hedef alan bu eylemler soykırımı teşkil ediyor ve haliyle bu tasarıda meslektaşlarımın yanında yer almaktan gurur duyuyorum. ABD ve diğer tüm ülkeler, Sincan'da olup bitenlere dikkati çekmeye devam etmelidir."
SİNCAN UYGUR ÖZERK BÖLGESİ'NDEKİ TARTIŞMALI KAMPLAR
Çin'de son yıllardaki Uygur Türkleri'nin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı, ancak uluslararası kamuoyunun "yeniden eğitim kampları" diye tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
Çin'in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlar'a, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.
BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.